cemal @ sivildusunce.com
Ben bir siyaset bilimi hocasıyım.
Lisansım, yüksek lisansım, doktoram ve doçentliğim siyaset bilimi üzerine…
Üniversitede siyaset bilimi ve Türk siyasal hayatı dersleri veriyorum.
Son 100 yılda Türkiye siyasetinde ne oldu, ne bitti, yakından biliyorum.
Seçim sürecinde, konunun uzmanı sıfatıyla, kime oy vermek gerektiğini soranlar oluyor.
“Oyumuzu kime verelim, siz oyunuzu kime vereceksiniz?” diyenler oluyor.
Onlara söylediklerimi sizlerle de paylaşıyorum.
Önce kime oy vermeyeceğim, onu açıklayayım.
 
Kime Oy Vermeyeceğim
 
İngiltere’nin başını çektiği dış koalisyon, şer cephesi, kimi parlatıyorsa ona oy vermeyeceğim…
Siyonist-masonik ittifak kimi işaret ediyorsa ona vermeyeceğim…
Paralel Yapı kimi öne çıkarıyorsa ona vermeyeceğim…
PKK’nın siyasi uzantısı olan partiye oy vermeyeceğim…
Kendine aydın sıfatını yakıştıran karanlık adamlar kimi öneriyorsa ona vermeyeceğim…
“İyi saz çalıyor, hem de pek yakışıklı…” sözleriyle piyasaya sürülen adama oy vermeyeceğim…
Ekmelettin’in yerine yeni çatı aday olarak piyasaya sürülen Selahattin’e oy vermeyeceğim…
Din dersini ve diyaneti kaldırmak isteyen Kürt Kemalistlere oy vermeyeceğim…
Milli ittifak yalanı altında Paralelin ekmeğine yağ sürenlere oy vermeyeceğim…
Eski Türkiye’nin mimarı ve muhafızı olan en eski partiye, Türk Kemalizmi’nin temsilcisine oy vermeyeceğim…
Milliyetçi olduğunu iddia eden ancak millet düşmanı paralel yapı ve diğerlerine dolaylı destek veren partiye oy vermeyeceğim…
“Ak Parti’ye oy vermeyin de kime oy verirseniz verin” diyenlere kulak asmayacağım…
 
Kime Oy Vereceğim
 
“Oy vermek haramdır, şirktir” diyen vatan ve din haini şebekeye inat, herkesten önce sandığa gideceğim…
İç ve dış düşmanların tamamı, hep birlik olup kime saldırıyorsa ona oy vereceğim…
Paralel Yapının başındaki zat kime beddua ettiyse ona vereceğim…
Siyonistler kimden nefret ediyorsa ona vereceğim…
Kim Fatih’in davasını devam ettiriyorsa ona vereceğim…
Kim Abdülhamid’in mirasına sahip çıkıyorsa ona vereceğim…
Kim sonuna kadar Menderes’in izindeyse ona vereceğim…
Kim Özal’ın yarım kalmış II. Değişim Planını hayata geçiriyorsa ona vereceğim…
Kim Erbakan’ın Yeni Bir Dünya idealini realize ediyorsa ona vereceğim
Kim “dünya beşten büyük” diyorsa ona vereceğim…
Kim bir garibanın sofrasına oturup birlikte iftar ediyorsa ona vereceğim…
Kim Diyarbakır’da bir sabah namazı sonrası garibanlarla çay içiyorsa ona vereceğim…
Kim azınlıkları değil de tüm milleti temsil ediyorsa ona vereceğim…
Kim Lahey’e gönderilmek isteniyorsa ona vereceğim…
Kim Türkiye’nin İMF’ye borcunu sıfırlayıp ülkeyi bağımsız yaptıysa ona vereceğim…
Kim 1 Mart günü “ABD’ye hayır!” diyebildiyse ona vereceğim…
Kim son 12 yılda bir Sessiz Devrim yaptıysa ona vereceğim…
 
Özetle
 
Küresel döneme geçtik. Eski eskide kaldı, yeni sözler söylemek lazım…
Eski Türkiye soğuk savaş döneminde ABD-İngiltere kontrolünde yarı-bağımlı bir ülkeydi.
Küresel dönemde siyasi ve ekonomik olarak dışarının kontrolünden kurtulmuş, tam bağımsız Yeni Türkiye kuruldu.
Bu Yeni Türkiye’nin yoluna devam edebilmesi gerekiyor…
Eski Türkiye’nin hortlatılmaması gerekiyor…
Bu seçim çok kritik bir seyir takip ediyor…
Birkaç puanlık farkla Yeni Türkiye yoluna devam edebilir…
Birkaç puanlık farkla Eski Türkiye hortlayabilir…
O nedenle rehavete kapılmamak, sandığa gitmek gerekiyor…
Sandığa gitmeyen her oy HDP’nin barajı geçmesini kolaylaştırır; Eski Türkiye’nin ekmeğine yağ sürer…
Sandığa gidelim ve oyumuzu Yeni Türkiye’ye verelim…
Bunlar bir uzmanın, bir siyaset bilimcinin son tavsiyeleridir…
Bilime ve uzmanlığa değer verenlere duyurulur…