Sivil Düşünce Haber Portalı YOUTUBE Kanalına konuk olan Hanifi Alır, Semra Polat'ın sorularını yanıtladı.

Alır'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

DARBE ANAYASASI DAHİ UYGULANMAMIŞTIR

Anayasalara teorik olarak baktığımızda tollumsal mutabakat olduğunu görüyoruz. Anayasalar, toplumun tüm bireylerini içine alan bir mutabakat metnidir. Tabii ki bir anayasa oluşturulurken çoğuluğun hakkı olduğu kadar azınlığın da hakkı vardır.

EKOLOJİK DENGE DE GÜVENCE ALTINA ALINMALI

Hatta bırakın insanları, doğanın, tabiatın ve ekolojik dengenin de  de göz önüne alınması gerekir. Anayasanın mantığının bu olması gerekir. Fakat pratiğe baktığımızda ise anayasaların çoğunun kurucu güçler tarafından yapıldığını görüyoruz.

1921 ANAYASASI HAYATA GEÇİRİLMELİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin  temel anaysası 1921 Anaysası’dır. Şunu da iddia edebiliriz ki, 1921 anayasası T.C’nin  gerçek, kurucu anaysasıdır. Bu anayasa uygulansa tüm sorunlar çözülür. 1924, 1961, 1981 Anayasası hakim güçlerin yaptığı anayasadır.  

DARBE ANAYASALARI DAHİ UYGULAMAYA KONULMADI

Darbe anayasaları dahi fiili olarak uygulanmamıştır. Bu, en kötü anayasa dahi olsa uygulanmamıştır. Anayasanın en önemli özelliği uygulanabilir olmasıdır. Her hükümet döneminde, her Yasama Meclisi döneminde anayasa değişikliği gündeme gelmiştir.

HÜKÜMET SİSTEMİ KOALİSYONU İLE DOĞRU BİR ANAYASA ÇIKMAZ

 Anayasanın en kolay değiştirilebileceği tarih 2007 ila 2011 yılları arasındaydı. Benim kişisel kanaatim, bu ülkenin insanı ve siyasetçileri olarak onca ajantaja ve imkana rağmen anayasa çıkaramamışken şimdi koalisyon mantığı içerisinde doğru bir anayasa çıkabileceğine kanaat etmiyorum. Bizim coğrafyamızda muhalefetin biraraya gelerek anayasa değişikliğini onaylaması zordur.

ANADİLDE PARASIZ EĞİTİM HAYATA GEÇİRİLMELİ

Hiçbir topluma bağlı bireyler para ödeyerek kendi anadillerini öğrenmiyor. Devletin, anadili koruması gerekir. Türkiyede asıl mesele kurucu anayasaya dönülmesidir. 1921 anayasasına dönülmesi gerekir çünkü o mantık bizim demokrasi, anadil problemimizi ve sorunlarımızı çözeceğine kanaat getiriyorum.

MUHALEFETİN PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞTEN BAŞKA ARGÜMANI YOK

Erdoğan, muhalefetin tartıştığı anayasa taslağı üzerinde bir ön almayı amaçlamış olabilir. Hoş muhalefetin de yapacağı çok fazla şey yok… Muhalefet parlamenter sisteme dönüşe endeksli. Tayyip Bey’in adalet ve demokrasi konusunda dünyadaki sermayeyi Türkiye’ye getirmek ve adalet güvenini vermek ve ülkede tahkim etme çabası vardır. Anayasa değiştirilecek düzeyde değil de bir takım revisyonlar yapılarak hayata geçirilebilir. Bütün toplumu kucaklayacak bir anayasanın çıkarılması zor olabilir ama gelecekte daha iyi bir anayasa çıkarılması için bir ön adım oalbilir. Hükümet sistemini tartışmak ve gündeme getirmekte isteniliyor olabilir. Erdoğan, ‘’madem muhalefet bu kadar konuşuyor, hükümet sistemini tartışalım’’ diye de düşünüyor olabilir. Hükümet sisteminin getirdiği birtakım ıskıntılar vardır. Bizim coğrafyamız lidere endekslidir fakat Hükümet Sistemi, AK Parti açısından bakıldığında  lehine değildir. Hükümet sistemini ‘’görücü usulü evliliğe’’ benzetiyorum. Görücü usulü ileevlilikte bozdu mu tümden bozar. Baştan ittifakla girdiler seçime. Cb hükümet sistemi görücü usulü evlilik akdine benziyor.

İşin özü Hükümet Sistemini tartışmaktır. İşin özü budur.

 

Sivil Düşünce Haber Portalı

sivildusunce.com