İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener, "Türk milleti güçlüdür. Cumhurbaşkanı'nın yaptığı hataların sonuna kadar takipçisi oluruz ama kol kırılır yen içinde kalır. O makamda oturan kişi kim olursa olsun Türkiye'nin cumhurbaşkanına kimseye laf söyletmeyiz" dedi.

Akşener konuşmasına şöyle devam etti:

Seçimdir, ittifaktır, partidir, nihayetinde laftır sözdür. Bir velvele başladı yine. Ne olacak sanki? İnşallah demokrasinin görevini yerine getireceğiz. Ama aklı selimden sükunetten hiç ayrılmadan. Birbirimizi kırmadan, incitmeden, ayırmadan yüz yüze bakmaya devam edeceğiz. Üçkağıtçıya hadi oradan be deyip haddini bildirmek gerek. Bugün koltuğu meşgul edenlere tavsiyemdir. Millet için iyi bir şeyler yapmak istiyorsanız sevmeyi deneyin. İsraf etmek yerine yetinmeyi, istiflemek yerine doymayı, kırmak yerine onarmayı deneyin, suçlamak yerine gönül almayı deneyin o zaman anlayacaksınız bizi. Eskiler belediye başkanlarına şehremini derlerdi. Yani şehrin güvenileni, emini, "Denenmişlerden bir şey olmuyor halim perişan" diyorsan gözün başkasını arar. Gözleri felfecir okuyanlar "Kaybedersek daha ihale alamayız" diye sinsi sinsi planlar yapıyorlar.


Alimler kendini bilmezlere "Edep yahu edep yahu" demişlerdir. Dinini satmak isteyenler, ona en çok ihanet edenlerdir. (Genliğin umudu M.A.) Bunlar küçük adamlardır. Şefaat iznini yaratıcıda olduğunu bilemeyecek kadar küçük ve güdük adamlardır. Bunlar bu topraklarda nasıl yetiştiler ayrı bir muamma. Bu tuhaf kafaları nerede edindin.Vatandaşlarımızın oylarını koruyacağız. Kanunsuz işler yapmayı aklından geçiren varsa buyursun yapsın da görelim.


Bizi nefret diline çekmeye çalışıyorlar. Kan davası peşindeler. Kan davası bir cahiliye adetidir ve ayaklarımızın altındadır. Biz Türk adetlerini almayız ama cahiliye devrinin bütün olumsuz hareketlerini ayaklarımızın altına almışızdır. Sadece babası üzerinden herhangi bir evladın suçlanmasının dinimize uymadığını peygamber efendimizin dilinden söyledim. İYİ Parti'yi suçlamak için mukaddes emelleri küçük hesaplarınız için kullanmayın. Ucuz yöntemlere başvurmayın siyaseti bu kadar ayağa düşürmeyin.


İktidarın memlekette iyi giden her şeyi hemen sahiplenmek gibi bir huyu var. "Hayat pahalılığının sebebi fırıncılardır" dediler. Şimdi de marketleri tehdit ediyorlar. Ama 82 milyon hayat pahalılığı ile mücadele ediyor. 5 tane kodaman dışında herkesin derdi bu. Buzdolabı tam takır. Kombiye kazayla elin değse 500 lira fatura kesiyorlar. Millet geçmediği köprü gitmediği hastane için 5 müteahhite vergi ödüyor. Menemen zengin yemeği oldu. "Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı olur" diye tartışıldı. Soğanın 6 lira olduğu ülkede menemen soğansız olur. Şimdi de "Biberli mi olur, bibersiz mi olur?" diyorlar. Biberin 18 lira olduğu ülkede sofralar menemensiz olur.


Sayın Cumhurbaşkanı da gidişattan memnun değil. Enflasyondan şikayetçi, yatırım olmayışından şikayetçi. Kriz başladığında iki ayda atlatacağız dediler ama gittikçe zorlaşıyor hayat. Millet çocuk yapmaya korkar hale geldi. Bu ufaktan bir kulak çekme imkanını veren bir seçim. Bunlar asıl zam yağmuruna 31 Mart'tan sonra başlayacak. Kulak çekerseniz bunu engellemiş olursunuz. "Beka", "Beka" dedikleri meselenin, bu sözleri söyleyenlerin koltukları tehlikede değil. İkisinin de koltukları duracak. Dolayısıyla bu kulağı çekerseniz 31'den sonra yapılacak olan zamlar durur. Iğdır'a bakınca kimin nerede durduğunu anlarsınız. bakıyorsunuz beka beka diyerek Manisa'da Mersin'de İyi parti'ye karşı aday çıkarıyorlar, Iğdır'da çıkarmıyorlar.


 Körfez Savaşı'nın ardından 36. paralel denerek uydu devlet kuruldu. Aynı şekilde bir devlet kurulmasını Türk milleti mücadele etmemelidir. Oraların güvenli hale getirilmesinin tek yolu terör yapılarının dağılmasıdır. "Birkaç gün içerisinde harekata başlıyoruz" diyerek vazgeçmek halel getirir. Türkiye'yi yönetenlere seslenmek isterim ki, hadsizce tehditlere boyun eğmeyin. Korkmayın. Türk milleti güçlüdür. Cumhurbaşkanı'nın yaptığı hataların sonuna kadar takipçisi oluruz ama kol kırılır yen içinde kalır. O makamda oturan kişi kim olursa olsun, Türkiye'nin cumhurbaşkanına laf söyletmeyiz. O makam bağımsızlığımızın sembolüdür. Sayın Cumhurbaşkanı tehditlere boyun eğmeyiniz gereğini yapınız ve ülkemizi daha büyük felaketlerle karşılatmayınız. Bağırıp çağırıp sonra kapı arkasında anlaşma yapmakla olmaz. Bu kadar korkmayın be kardeşim. Cumhurbaşkanı Suriye ile alt düzeyde görüşmeye başladığımızı belirtti. Ne görüşüyorlar bilmiyoruz ama çözülmesi gereken sorun nedir, onu biliyoruz. Bir an önce Suriyeli sığınmacıları evlerine sağ salim evlerine göndermeyi konuşun. Sakın ola karşımıza "Suriyelilere vatandaşlık verelim" diye çıkmayın, aklınızdan bile geçirmeyin.