Blinken, Birleşmiş Milletler’deki görüşmelerinin ardından düzenlediği basın toplantısında, "Her iki tarafın yapacağı seçimler, bölgenin geleceğini belirleyecek" dedi.
Blinken, diplomasi yolunun görünürde zorlayıcı olduğunu kabul etmesine rağmen, ABD’nin ateşkesi sağlamak için tüm taraflarla aktif bir şekilde çalışmaya devam edeceğini belirtti. "Ateşi durdurmak en önemli adım" diyen Blinken, ateşkes sağlanması durumunda tarafların daha geniş bir diplomatik anlaşmaya varabileceğini ifade etti.
Bununla birlikte, ABD çıkarlarının korunması gerektiğine de dikkat çekti. "Amerikan personelini ve bölgedeki çıkarları hedef alanlara karşı her türlü önlemi alacağız" dedi. Blinken, İran destekli Hizbullah’ın geçmişteki saldırılarına atıfta bulunarak, bu tür tehditlerle başa çıkmanın önemine vurgu yaptı.
ABD ve Fransa, İsrail’in Hizbullah hedeflerine yönelik saldırılarının ardından 21 günlük bir ateşkes çağrısı yapmıştı. Ancak, İsrail bu çağrıyı görmezden gelerek Hizbullah’ı ezme kararlılığını sürdürdü. Cuma günü, yoğun nüfuslu Güney Beyrut’a yapılan saldırıda bölge sakinleri tahliye edilmeleri konusunda uyarıldı. Bu saldırı, 7 Ekim’deki Hamas saldırısından yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşti ve İsrailli yetkililer, Hizbullah’ın benzer bir eylem planladığını öne sürdü.
Blinken, İsrail’in kendini savunma hakkını kabul etmekle birlikte, diplomatik yolların daha iyi bir çözüm sunduğunu dile getirdi. "Asıl soru, hedeflere ulaşmanın en iyi yolunun ne olduğudur" dedi.