Kronik hastalıklar sadece genel sağlığımızı değil, uykumuzu da yakından ilgilendiriyor. Kalp yetmezliği, diyabet, böbrek hastalıkları, obezite gibi toplumda en sık rastlanan kronik hastalıkların uyku problemlerini de beraberinde getirdiğinin altını çizen Yataş Uyku Kurulu Üyesi Doktor Diyetisyen Çağatay Demir, beslenmenin kronik hastalıklarla ilgisine de dikkat çekiyor.

Uyku üretkenlik ve verimliliğin yanı sıra hafıza, konsantrasyon gibi bilişsel işlevleri; kişinin yaşam kalitesi ve iyilik durumunu olumlu yönde etkiliyor. Uyku düzenindeki bozulmalar kronik hastalıkların tetiklenmesi, anksiyete, depresyon, ağrıya karşı duyarlılığın artması, sinirlilik, halüsinasyon, iştahsızlık, boşaltımda güçlük gibi sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor. Dünyada önde gelen ölüm sebepleri arasında yer alan kronik hastalıkların birçok nedeni olduğunu söyleyen Yataş Uyku Kurulu Üyesi Doktor Diyetisyen Çağatay Demir, şöyle devam ediyor: “Genetik yatkınlık, kazalar, viral hastalıklar bu nedenler arasında yer alıyor. Çevresel faktörler de kronik hastalıklara neden olabiliyor. Hava kirliliğinin olduğu bölgede yaşayanlar, asbest maruziyeti, kerpiç evlerde yaşayanlarda daha fazla görünen KOAH veya stres yoğunluğu nedeni ile kalabalık şehirlerde yaşayanlarda kronik hastalık riskini artırıyor. Ayrıca kişinin günlük yaşamdaki davranışları da kronik bir hastalığa yakalanma riskini artırıyor. Örneğin aşırı alkol tüketimi, düzensiz uyku, stresli hayat, sigara içmek, egzersiz yapmamak, fazla kilolu olmak ve sağlıksız beslenmek…”

Diyabet ile uyku bozukluğu arasında bağlantı bulunuyor

Diyabet de uyku ile bağlantılı hastalıklar arasında yer alıyor. Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi’nin (American Academy of Sleep Medicine) yaptığı araştırmalara göre uyku yoksunluğu ve uyku bozukluğu ile diyabetin gelişimi veya kötüleşmesi arasında bir bağ bulunuyor. Obstrüktüf uyku apnesinin glikoz metabolizmasını bozarak diyabet gelişimine neden olduğu da biliniyor. Yataş Uyku Kurulu Üyesi Dr. Dyt. Çağatay Demir, diyabet sorunu yaşayan kişilere şu önerilerde bulunuyor: “Kontrollü karbonhidrat kısıtlamak birinci sırada öneme sahiptir. Sonra diyeti kişiselleştirmek gerekir. Doymuş yağ ve basit şekerlerin beslenmeden kısmen çıkarılması tedavide gelişme sağlar. Ancak bazı hastalar değişik kaynakların önerdiği yağ kısıtlamasız, karbonhidrat kısıtlamalı diyetlerden kısa dönem belirgin başarı sağlamışlardır. Ayrıca kardiyovasküler hastalık riski yüksek hastaların beslenmesinde doymuş yağlar, trans yağlar kolesterol düzeylerinin kontrolü açısından kısıtlanmalıdır. Düşük karbonhidratlı diyetler (20-120 gram/gün) düşük yağ içerikli diyetler oranla daha 21-28 mg/dl gibi bir oranda daha düşük kan glikoz seviyeleri sağlamaktadır. Yapılan çalışmaların çoğunluğu Akdeniz tipi beslenmenin uzun dönemde kan şeker düzeyleri ve kolesterol düzeylerinin dengelenmesi açısından en başarılı beslenme şekli olduğunu göstermiştir.”

Hemodiyaliz hastalarında derin uyku süresi kısalıyor

Kronik böbrek yetmezliği yaşayan hastalar, hastalıktan ve/veya diyaliz tedavisinden kaynaklanan ve yaşam kalitesini azaltan birçok sorunla karşılaşıyor. Bu sorunların başında uyku problemleri geliyor. Diyaliz tedavisi alan hastaların yüzde 50-80’inde uyku problemleri yaşandığına dikkat çeken Dr. Dyt. Demir, şunları söylüyor: “Literatürde uyku kalitesini değerlendirmeye yönelik hemodiyaliz hastalarıyla yapılan çalışmalarda; hastaların, derin uyku sürelerinin kısaldığı, toplam uyku sürelerinin azaldığı, çeşitli uyku sorunlarının görüldüğü ve uyku kalitelerinin kötü olduğu belirtiliyor. Diyaliz hastalarında uyku sorunları birçok faktörden etkileniyor. Bunlar arasında melatonin metabolizması bozuklukları, demir eksikliği, renal anemi ve nöropati, diyabet, kronik ağrı gibi patofizyolojik faktörler; depresyon, kaygı, endişe, cinsel sorunlar, psikososyal sorunlar, hemodiyaliz cihazına bağımlı olmak gibi psikolojik faktörler ve hemodiyaliz seansları sırasında uyuklama, sabahın erken saatlerinde veya geç saatte hemodiyaliz tedavisi alma, hemodiyaliz merkezine gidiş-dönüşte yolda geçen süre, sedanter yaşam, alkol ve kafein tüketimi gibi yaşam biçimi ile ilgili faktörler yer alıyor.” 

Dr. Dyt. Demir, kronik böbrek yetmezliği yaşayan hastaların beslenme tedavisinde uygun miktarda enerji ve protein alımının, uygun vücut ağırlığının sağlanması ve korunmasının, beslenmede sodyum, potasyum, fosfor, sıvı miktarı, vitaminlerin doğru miktarlarda alınması gerektiğinin altını çiziyor.
 

Uyku bozukluğuna neden olan en önemli hastalık: Obezite

Obezite vücutta yağ kütlesinin çok fazla olduğu anlamına geliyor. Obezitenin kronik hastalık olarak adlandırılmasının nedeni ise diğer birçok kronik rahatsızlığa sebep olması ve diğer kronik hastalıklar gibi birçok sağlık sorunuyla beraber hayat kalitesini düşürmesi olarak açıklanıyor. Türkiye’de 2 kişiden 1’inin fazla kilolu, 3 kişiden 1’inin ise obez sınıfına girdiğini söyleyen Yataş Uyku Kurulu Üyesi Dr. Dyt. Çağatay Demir, uyku bozukluğuna neden olan en önemli hastalığını obezite olduğunu ifade ediyor. Dr. Dyt. Demir, “Obeziteden korunmak ve kurtulmak için sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve günlük egzersiz önem taşıyor. Kişinin bu süreçte mutlaka uzman hekim ve diyetisyenle birlikte ilerlemesi gerekir” diyor.


Hibya Haber Ajansı