SİVİL DÜŞÜNCE - ÖZEL RÖPORTAJ
Semra Polat


İlhami Işık, namı diğer 'Balıkçı' toplumun hemen her kesimi tarafından sevilen ve saygı gören biridir. İlhami Işık hoşgörüsü, bilgi birikimi, hayat tecrübesi ve nezaketiyle herkes gibi benim de çok saygı duyduğum ve takdir ettiğim birisidir. 'Çocuklar Üşümesin' kampanyası hakkında yapacağımız röportajda yolu şaşırdığım için belirlediğimiz saatten tam bir buçuk saat sonra varabildim. Benim gibi taşralı birinin İstanbul'da yolu şaşırması yadırganmayacak bir durumdur. Sağolsun İlhami Işık, ağabeyim, bir buçuk saat hiç tepki göstermeden bekledi, defaten arayarak yolu tarif etti. Sayın İlhami Işık'a buradan bir kez daha teşekkür etimek istiyorum.

'Çocuklar Üşümesin' önemli bir kampanya. Şırnak ile başlayıp bölgenin tamamına yayılacak, ihtiyaç sahibi çocuklara yardım eli uzatılacak. Kampanyaya Deniz Feneri, MÜSİAD, Uluslararası Kalkınma ve Demokrasi Derneği (UKDEM) ve bölgedeki çok sayıda sivil toplum örgütü katılıyor. Sadece STK’lar değil, Metro Turizm'in patronu Galip Öztürk gibi çok sayıda işadamı da var. Kampanyanın Şırnak'la sınırlı kalmaması için büyük çaba sarf ediliyor. 


‘’Çocuklar Üşümesin’’ fikri nasıl ortaya çıktı ve nasıl başladı?

Şırnak merkezli düşündüğümüz ve tüm bölgeyi ilgilendiren bir kampanya. Çünkü bizim bölgemiz yoksullukla anılan bir bölge. Bölgede hiç gitmediğimiz şehirler ve virane olmuş hayatlar var. Sadece evleri değil, iş yerleri de yıkılmış bu insanların. Şırnak’ta evleri yıkılan aileler çadırlarda yaşıyorlar. O çadırlarda yaşayan çocuklar üşüyorlar. Onlar üşürken, biz sıcacık evlerimizde rahat oturmamalıyız. Çocuklar okula giderken yırtık ayakkabılar giyiyor; kışlık bota ihtiyacı var; üstüne geçireceği bir monta ihtiyacı var. Okul çağındaki çocukların ciddi manada sorunu var. Kampanyaya yoğun ilgi var. STK’lar, iş adamları, giyim mağazaları, yardımseverler büyük ölçüde destek veriyorlar. Sosyal medya kullanıcılarından büyük destek var. Paylaşmak demek, fazla olanı vermek değildir. Paylaşmak demek elindekini bölüşmek demektir. Metro Turizm’in sahibi işadamı Galip Öztürk ilk etapta 2000 mont ve 2000 botla kampanyaya katıldı. Batman İŞ-KUR Müdürünün vesile olduğu 5 bin adet kışlık giyeceği teslim ettik. Çocuklara 508 çift ayakkabıyı teslim ettik. Hemen hemen Türkiye’nin her yerinden yardım alıyoruz. Tahminimizden çok daha fazlasına ulaştık.

Siz bu kampanya ile bir yer de Doğu-Batı kardeşliğine köprü olma görevi üstlenmiş oldunuz. Zira kampanyaya destek veren STK ve iş adamlarının büyük kısmı Türklerden oluşuyor.

Eğer bir problem sizin bütün hayatınızı rehin alıyorsa ve siz bunu normal görüyorsanız bu problemi çözemezsiniz. Bu sorun kendine hikayeler bulur; kendini özel kılar. Bizde kendine hikaye aramaması için kendi çapımızda en insani şeyi başlattık. Gücümüz yettiğinde.. Bölgenin çocuklarına, yoksul kadınlarının yarasına derman olmak için dokunmak istedik. Bu kampanyaya her kesimden, en çokta Türklerden büyük ölçüde destek var. Kampanaya Deniz Feneri, MÜSİAD, Uluslararası Kalkınma ve Demokrasi Derneği (UKDEM), Sivil Düşünce Platformu, Metro Turizm'in patronu işadamı Galip Öztürk’ten büyük destek var. Bu kampanyayı, Türkiye’nin Batı’sından Doğu’suna uzanan bir kardeşlik eli olarak değerlendirebiliriz. LC Waikiki giyim firması 40 bin giyim malzemesi katkıda bulundu. Bursalı bir iş adamı 5 bin parça giyim malzemesi verdi. Çeşitli STK’lar ile halkımızdan da 2-3 bin parça giyim malzemesi bize teslim edildi. Bu oran gün geçtikçe artıyor.

Kampanyanın yaygınlaşması için başka düşünceleriniz de var mı? Örneğin, bir teşekkür gecesi organize edecek misiniz?

Olabilir. Kampanyayı yapalım. Öyle bir şey çok zor olmayacaktır. Katkıyı sunan insanlar bir gecede bir araya gelerek bir saatlerini ayırırlar. Ama önce bir dokunalım. Eşyalar depolarda birikiyor. Sonra sevkiyat sürekli olacak. Bu insanın kendini ödüllendirmesidir. Çok uçuk şeyler de düşünüyoruz.

Nasıl uçuk şeyler? Giyim kampanyası amacına ulaştığında bölgede evi yıkılan insanların ev sahibi olması için de bir kampanya başlatmayı da düşünüyor musunuz? İnşaat şirketlerinin kampanyaya destek vermesi sağlanabilir.

Olabilir. Neden olmasın.

Başlattığınız bu kampanya sivil inisiyatif alarak yeni bir sürecin başladığı anlamına geliyor. Hükümetin ‘’Demokratik Açılım’’ ile başlatıp ‘’Çözüm Sürecine’’ evrilen süreçte sivil anlamda yapılan ciddi bir çalışma olmamıştı. Sizin öncülüğünü yaptığını ‘’Çocuklar Üşümesin’’ kampanyasını sivil bir Doğu-Batı kardeşlik köprüsü olarak nitelendirebilir miyiz?

Amacımız buydu zaten. Hayatın akışında yürümüyordu. Bir şey hayatın akışında yürümüyorsa bir yerde tökezler. Yani topluma yansıyan ile kendi aralarında konuşulanlar beraber gitmiyordu. Geriden gidiyordu. Özel bir problem olunca siz onun kültürüne, diline, sosyolojisine, tarihine özen göstermelisiniz. Şu anda sizin verdiğiniz hiçbir şey masraf değil. İnsan bir bebeği büyütürken cebinden vermiyor. O en güzel hediye, geri dönecek bir şeydir. Herkesten destek bekliyoruz. İlla bizimle yapmaları gerekmiyor. Kendileri de yapabilirler. Örgütlenebilir, mekanizma oluşturabilirler. Bizimle de yapabilirler. Ama yapmamız gereken hepimizin geleceği açısından yapmamız gerekiyor. Bu sadece bir yardım değildir. Bir yaraya doktor götürmektir. Siz bir yaraya doktor götürmezseniz ölür.