Besinleri çiğnerken güçlük çekilmesi… Yutkunmanın adeta ızdıraba dönüşmesi… Konuşmakta zorlanılması… Ülkemizde oldukça sık görülen ağız yaralarının nedeni ne olursa olsun, tümünün ortak özelliği; ağrıya ve buna bağlı olarak yaşam kalitesini düşüren sorunlara yol açabilmeleri! Hemen her yaşta görülen ağız yaralarının nedenleri genellikle basit travmalar, bazı ilaçların yan etkileri, sigara ve yoğun alkol kullanımı, yetersiz ağız ile diş bakımı gibi sorunlar oluyor. Ancak dikkat! Ağız yaraları bazen Behçet veya çoğumuzun adını ilk kez duyduğu liken planus ve pemfigus gibi önemli hastalıkların habercisi de olabiliyor!
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kavak, bu nedenle ağızda oluşan yaralarda mutlaka hekime başvurmak gerektiğine dikkat çekerek, “Aslında her ağız yarasının hekim tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak özellikle ağız yarası 4 haftadan uzun süredir varsa ya da kısa sürede giderek büyüyorsa veya ağız yarasına vücutta yaralar eşlik ediyorsa, mutlaka hekime başvurulmalı. Çünkü uzun süren yaraları hekim olmayan kişilerin önerileriyle tedavi etmeye çalışmak, altta önemli bir problem yatıyorsa tedavide zaman kaybına ve bunun sonucunda hastalığın daha fazla ilerlemesine neden olabiliyor” diyor. Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kavak, ağız yarasına yol açan bazı önemli hastalıkları anlattı; öneriler ve uyarılarda bulundu!
Tekrarlayan aftlar
Aftlar, ağızdaki yaraların belki de en sık nedenlerinden biri olup, tek ya da çok sayıda oluşan ve çoğu zaman 7-10 günde iyileşen yaralardır. Aftların çoğunun nedeni tespit edilemese de, kötü ağız hijyeni ve çürük dişler önemli etkenler arasında ilk sıralarda yer alıyorlar. Bazen de kansızlık, vitamin eksiklikleri ve bağırsak hastalıkları gibi birçok faktör tekrarlayan aftlardan sorumlu olabiliyor.
Behçet Hastalığı
Ağrılı aft ile uyumlu ağız ülserleri, Behçet hastalığının en sık görülen belirtilerinden birini oluşturuyor. Hastalık tekrarlayan aftlar dışında; genital yaralar, göz problemleri ve deride farklı problemlerle sinyal veriyor. Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kavak, iç organlarda tutulum yapabildiği için Behçet hastalığına erken tanı konulmasının çok önemli olduğunu belirterek, “Behçet hastalığı ülkemizde diğer ülkelere göre daha sık görülüyor. Bu nedenle tekrarlayan aftı olan her hastanın Behçet hastalığı açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak bu durum her aft hastasında Behçet hastalığı olduğu anlamına da gelmiyor” diyor.
Uçuk (Herpes enfeksiyonu)
Uçuk dünyada çok sık görülen ve dudak ya da ağız içinde yaralarla seyreden bir virüs hastalığı. Genellikle aynı yerde yılda birkaç kez tekrarlıyor. Güneş, ateşli hastalıklar, stres ve bağışıklığın azalması gibi durumlar ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Genellikle bir hafta içinde problemsiz iyileşiyor. Özellikle çok sık tekrarlayan ya da şiddetli seyreden hastalarda daha farklı tedavi yaklaşımına ihtiyaç duyulabiliyor.
Travmatik ülserler
Bazen kırık bir diş ağızda iyileşmeyen yaraya yol açabiliyor. Bu durumda yaranın değil, öncelikle dişin tedavisi önemli, çünkü diş düzeldiğinde yara kendiliğinden iyileşiyor.
Liken planus
Liken Planus; mor-pembe renkli deri döküntüleriyle seyreden kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Bazen ağız yaralarıyla da seyredebiliyor. Dermatoloji Uzmanı Prof. Prof. Dr. Ayşe Kavak, bu hastalığın ağızda geliştiğinde yıllarca sürebilen ve ağrılı olabilen derin yaralara neden olabildiğini vurgulayarak, “Ağızdaki yaralar genellikle; dil veya yanakların iç kısmında beyaz yaralar, bazen de ülser şeklinde oluşuyor. Hastaların uzun süreli takibi ve sigara kullanmamaları önem taşıyor, aksi halde nadir de olsa ağız içinde kanser gelişebiliyor. Derideki liken planus ise genellikle problemsiz bir şekilde birkaç yılda iyileşiyor“ diyor.
Pemfigus
Pemfigus; ağızda kalıcı yara ile başlayıp, ardından deride içi su dolu kabarıklıklar ve yara oluşumuyla giden bir deri hastalığı. Bu hastalığın özelliği uzun süre iyileşmeyen ağız yaraları şeklinde başlaması, ardından genellikle saç derisinde, yüzde ve gövdede oluşan sulu yaralar şeklinde deriye yayılması. Prof. Dr. Ayşe Kavak, pemfigusun erken dönemde tedavi edilmezse yaraların tüm vücuda yayılması sonucu enfeksiyonlar ve beslenme problemleri başta olmak üzere ölümcül problemlere yol açabildiği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle hastalığın uzun süreli takibi ve tedavisinin aksatılmaması çok önemli” diyor.
Ağız kanseri
“Ağızda büyüyen kabarıklıklar ya da yaralarda kesinlikle unutulmaması gereken bir hastalıktır ağız kanseri” uyarısında bulunan Prof. Dr. Ayşe Kavak, şöyle devam ediyor: “Sigara ve yoğun alkol kullanımı ağız kanserinin en önemli nedenlerinin başında geliyor. Erken teşhis konmadığında seyri kötü oluyor ve maalesef ölümle sonlanabiliyor. İyi ağız bakımı, düzenli diş hekimi kontrolleri, ağızda çürük diş ve diğer problemlerin uygun tedavisi, kanser gelişimini önleyen diğer önlemler arasında yer alıyor.”
Hibya Haber Ajansı