Filmiyle ilgili bilgi veren başarılı yönetmen Ömer Bayram Oğuz, “Savaşlar, zorunlu göç, şiddet ve sorunlu aileler çocukların kaderi olmamalı. UNICEF’in açıklamış olduğu verilerde son 10 yıl içerisinde 38 bin çocuk yaşamını yitirmiş ve daha nicesi bilinmiyor. Biz de bu projede bir çocuğun gözünden toplumsal konulara değinmek istedik. Ammar’da ele aldığımız konu savaştan kaçan küçük bir çocuğun sınır köylerinden birine yerleşmesi ve burada yaşayan çocuklar ile ebeveynleri arasında çatışmaya neden olmasını konu ediniyor. Azat, Hasan, Ali ve Boran’ın giriştikleri mücadelenin iyi bir mesaj verdiğine inanıyoruz” dedi.
“Finalist olarak katılıyoruz”
Film ile savaşın yıkıcı etkisi altındaki çocukların sesi olmaya çalıştıklarını dile getiren Oğuz, “Filmin çekimlerine 2018 yılında Ağrı Merkez, Doğubayazıt, Eleşkirt ve Patnos olmak üzere dört ayrı bölgede çekilerek tamamlandı. Pandemiden dolayı 2021 yılında ancak festival sürecine başladık. Kısa bir süre içinde ilk başarısını İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivalinden alan filmimiz Best İstanbul Film Festivalinde en iyi sinematografi ödülü aldı. Çoğu yerden ayni dereceler ile şu an yolculuğuna devam ediyor. İstanbul Tasarım Merkezinin düzenlemiş olduğu gala ve ödül törenine finalist olarak katılıyoruz. Bu süreci başarılı bir şekilde tamamlamış, bir nebze de olsa savaşın yıkıcı etkisi altındaki çocukların sesi olmak onları anlatabilmiş olmak bizi çok mutlu etti” şeklinde konuştu.
Sivil Düşünce Haber Portalı