Akşener, Belediye Başkanı Akbuğa’yı ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada şu ifadelri kullandı:

“Türkiye’de şehir şehir ilçe ilçe esnaf ziyaretlerimizin bir yeni durağı Konya’nın Tuzlukçu ilçesindeyim.
Burada millet ittifakının kazandığı belediyemiz var, Belediye Başkanımızı ziyaret ettik ve
Belediye Başkanımızın yaptığı çalışmaları, yapacaklarını kendisinden dinledik. Büyük bir
memnuniyet içerisinde. En çok hoşuma giden konu ağırlıklı olarak vatandaşın faydalanacağı
üretime yönelik yapılan çalışmalar oldu bunların devamını diliyorum. Onun dışında buradan
Konyamızın ilçelerinde esnaf gezmeye devam edeceğiz. Esnaf gezerken işsiz gençlerimizle
konuşuyoruz, çiftçilerimizle konuşuyoruz, tarım yapan kardeşlerimizle konuşuyoruz,
üreticilerimizle konuşuyoruz, tencere kaynatmakta zorluk çeken kadınlarımızla konuşuyoruz.
Onlardan aldığımız bilgileri çözüm önerilerimizle birlikte grup konuşmamıza koyuyoruz.
Ondan sonra arkadaşlarımız araştırma önergeleri, soru önergeleri, kanun teklifleriyle bu
konuları gündemde tutmaya gayret ediyoruz” dedi.
Akşener, bir gazetecinin, HDP’nin kapatılmasına ilişkin verilen iddianamenin Anayasa
Mahkemesi tarafından iade edilmesi kararına ve bu karara tepki gösteren Bahçeli’nin
Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması çağrısını nasıl değerlendirdiğinin sorması üzerine şu
yanıtı verdi:
“Ben hukukçu değilim dolayısıyla Yargıtay Başsavcılığının iddianamesindeki eksikliklere
yönelik Anayasa Mahkemesi raportörünün bu eksiklerin düzeltilmesi amacıyla geriye
gönderdiğine dair bir bilgim var. Dolayısıyla buradan baktığınızda normal bir prosedür gibi
görünüyor. Sayın Bahçeli sürekli hadi kapatın dediği için muhtemelen yaptığı baskı yüzünden
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı çok hızlı hazırlamış eksiklikler olmuş muhtemelen yeniden
gözden geçirilecektir. Burada dikkatimi çeken şu, geri gönderilmenin üzerinden Sayın Bahçeli
ikinci kere Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasına dair bir hızlı salvoda bulundu tehditler
savurdu.
Burada iki şey var birincisi Sayın Bahçeli çok mübarek bir isim olarak tanımladığı ve 2023’te
cumhur ittifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği Sayın Erdoğan beyefendinin ikinci
defa seçilip seçilmeyeceği konusunda Türkiye’de hukukçular ikiye bölünmüş durumda. Böyle
bir pozisyonda çok muhterem ve çok mübarek kabul ettiği cumhurbaşkanı adayının
üzülmesini istemediği için ne olur ne olmaz diye bugünden Anayasa Mahkemesini taşlamaya
ve oklamaya başladı. Bunu bir kenara koyarsak bu tür çok üst perdeden ve racon kesen
davranış bitimlerinin hukuka demokrasiye ve insan haklarına hiçbirşeye, demokrasi
tarihimize uymadığını söyleyebilirim. Son hadiselere baktığımız zaman ben kendisinin bir
yakın arkadaşının kız kardeşi olarak kendisini evine dönmeye davet ediyorum. Çok yorgun
olduğunu anladım, evine dönmeye, biraz tefekküre ve evinde dinlenmeye davet ediyorum.”