Akşener, incelemelere Yukarı Mazı Mahallesini ziyaret ederek başladı. Akşener, burada yaptığı açıklamada, daha önce Muğla’ya ve diğer yangın bölgelerine gittiklerini, çalışmalara engel olmadan incelemelerde bulunup döndüklerini hatırlattı. Muğla’da çok ağır bir yangın geçirilmiş olduğu için ikinci kez buraya geldiklerini belirten Akşener, “Buradaki insanların bir talepleri var, yanan ormanlara dair buralarda herhangi bir yapılaşma, betonlaşma istemiyorlar. Buna dair devleti yönetenler söz verdi onun takipçisi olmak için buradayız. İkincisi buradaki yaraların sarılması lazım. O yaraların sarılıp sarılmadığına dair tespitlerde bulunup, bu yaraların sarılması için de takipçisi olacağız. Yapılanlara teşekkür edeceğiz, yapılması eksik kalanları da duyurmaya, oraya dikkat çekmeye devam edeceğiz. O nedenle buradayım” dedi.   

EMASYA PROGRAMI TEKRAR GETİRİLMELİ

Akşener açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Akşener’in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

Önceden yangın ve felaketlerde Mehmetçik sahaya çıkardı, bu sefer neden olmadı?

“EMASYA diye bir tebligat vardı. Emniyet, asayiş, yangın ve afet üzerineydi. Bu yönerge kaldırıldı. Askerler içinde, devlet yönetimi içinde bir plan programdı bu. Asayiş için yangın ve afet için eğitilirlerdi. Yangında, depremde Mehmetçik ne yapacak o eğitimle verilirdi. Şimdi ilk iş o kaldırıldı. EMASYA programının tekrar yerine getirilmesinde fayda var.”

TÜRKİYE GÖÇ KONUSUNDA BİR HENDEK HALİNE GELDİ

Göç sorunları gündemde, Amerikan Elçiliği’nden bir açıklama geldi Cumhurbaşkanı ve Biden arasında bir anlaşma olduğu iddiaları temelsizdir dendi siz ne diyorsunuz? Türk askeri orada kalmalı mı dönmeli mi nasıl bir yol izlenilmeli?

“Türkiye maalesef göç konusunda bir hendek haline geldi. 2007’de TBMM’nin Meclis Başkanvekili oldum ve Sayın Hayrünnisa Gül’ün Sayın Esma Esat için verdiği bir yemeğe katıldım. Orada Ak Partili bakanlar vardı bazı STK’lar vardı ve orada yapılan konuşmada anladım ki, Türkiye hendek olmuş. Engellemek için bizzat Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderildiğim karar hayata geçmiş. Şimdi gördüğümüz şey şu, Sayın Erdoğan iktidarı ister Batı Avrupa’yı tehdit amaçlı ister başka amaçla bir politik bakış açısıyla Türkiye’yi bir handek ve göçmenlerin kalıp Batı’ya geçmediği bir alan haline getirdi. Sadece Suriyeli göçmenlerin gelmesi buraya yerleşmesi zaman zaman Sayın Erdoğan tarafından Avrupa’yı onlar üzerinden tehdit etmek Türkiye’nin hangi işine yaradı. Sıfır. Sayın Erdoğan’ın ağzından diyorlar ki, 65 milyar dolar harcanmış. 65 milyar dolar ile pandemi döneminde her evde yaşayan her kişiye 800 dolar yardım verilebilirdi. Afganistan’da Taliban öne geçti Kabil’i aldı şimdi oradan bir göç var. Birden Afgan göçü ile karşı karşıya kaldık. Şimdi duvar yapmaya kalkışıldı. Duvardan önce İran Büyükelçiliği’nin çağırılıp kendi sınırının korunması, bizim tarafımızdan kendi sınırımızın korunmasıdır. Çeşitli sebeplerle vatanını bırakmış insanlara düşmanlık etmesi kolay ama Türkiye’ye bu kadar kolay çarçabuk gelmesinin önünü açanların vebalini, hesabını ve sorumluluğunu konuşmak zorundayız. Dolayısıyla geç kalmadan o sınırın güvenliğinin sağlanması lazım. Burada bir ciddiyet eksikliği var, devlet insanlığı eksikliği var. Dış politikadaki monşer monşer denilip bir kenara koyulan o hafızanın tekrar yerine koyulması ihtiyacı var. Sayın Erdoğan Biden ile oturup yanlış başına konuştu, ne konuştuğuna dair bilgi yok hepimiz şüphedeyiz. Şimdi ayıp olanı şu, Biz hem Sayın Erdoğan’ın açıklama yapmasını istedik hem de Amerika Birleşik Devleti’ne bu ne iş dedik. Amerikan elçiliği açıklama yapıyor, bizim Dışişlerimizden Sayın Erdoğan’ın tık yok. Türkiye bu keşmekeş içerisinde devlet olma ciddiyetini kaybediyor, itibarını kaybediyor, Türkiye sıradan ve enseye tokat vurulacak bir devlet ve ülke konumuna geliyor üzerinde durmamız gereken konu budur.

AFGANİSTAN MI KALDI DA ORADA MEHMETÇİK DURACAK

Afganistan mı kaldı da orada Mehmetçik duracak. Behemehal oradan askerimizin geri çekilmesi lazım. Bir tezkere var o tezkere ile ilgili hemen Meclis’in toplanıp o tezkereyi iptal etmesi lazım. Bütün bunların tamamı ciddiyetten uzak devlet yönetme mantığı ile izah edilir. Göç yolda düzelir bir n-mantıkla dış politika olmaz, olamaz. Şartlara göre bazı şeyleri düzenlersiniz ama onunla ilgili bir yol haritanız olur. Ben büyük bir ciddiyetsizlik görüyorum. Bu işlerin Türkiye’ye çok büyük zararları oluyor.”

O HESAP, O VEBAL, O SORUMLULUK BU ÜLKEYİ YÖNETENLERİN ÜZERİNEDİR

Afgan göçü ile ilgili olarak en çok söylenen cinsiyetleri ve yaş aralığı. Bu Türkiye’yi kaosa sürükler mi, bir koz olarak kullanılır mı?

“Ona kimse müsaade etmez. Biz etmeyiz en başta. Hangi niyetle olursa olsun özel dahi getiriliyor olmuş olsun esas mesele buna yol açanlar üzerinde durmalıyız. O hesap, o vebal, o sorumluluk bu ülkeyi yönetenlerin üzerinedir. Bizim üzerinde duracağımız iş budur. O insanların gelme nedeni ne olursa olsun bu millet öyle bir sisteme müsaade etmez. Ayrıca İYİ Parti olarak bizzat biz müsaade etmeyiz.”

TURİZM İLE İLGİLİ ÖNCE MANTIĞI DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR.

Turizmin en çok istediği şey güvenliktir, mültecilerin gelmesi ile ilgili güvenlik sorunu çıkmış mıdır, İYİ Parti’nin bir politikası olacak mı?

“Turizm ile ilgili önce mantığı değiştirmek gerekiyor. Her alana ayrı bir perspektif içerisinde yürümek gerekiyor. Destek verilmesi gerekiyor. Daha mülteciye gelmeden eksiklikler çok. Mülteci konusunda deniz aksında yer alan bütün ülkeler bizim rakibimiz. O ülkelerin elbette bu konuda propagandaları olacaktır bunları önlemek ve daha geniş projeksiyonda turizmi masaya yatırmak gibi bir mecburiyetimiz var. Basit bir şey bu, kararlı olmak, bilimi kullanmak, mantıklı olmak, dış politikada akıllı olmak, ciddi olmak.” 

Sivil Düşünce Haber Portalı