Tasarruf, tutum ve yatırım alışkanlıkları açısından Türk insanının parasını ve bu itibarla da hayatını yönetme konusunda yetersiz ve başarısız olduğu; bu bağlamda pandemi etkisi yanı sıra dünyanın dijital bir çağa girdiği bu süreçte okullarda finansal okuryazarlık dersinin okutulmasının gerekli hale geldiği ve yine Blockchain (blokzincir) teknolojisinin yenidünyanın ekonomik/kamusal hizmetlerdeki dönüştürücü gücü ila Ankara’nın başta komşu coğrafya olmak üzere Türk ve İslam dünyasının Kripto (şifreli sanal) para üssü olması gerektiği gibi konular müzakere edilmiştir.

 

Panelde değerlendirilen ilgili başlıklar ve sonuçlar hakkında İNOSAM Başkanı Gürkan Avcı, özetle şunları kaydetti;

 

PANDEMİ TRENDLERİNDEN DİJİTAL ÇAĞA GEÇİŞ!

Tüm insanlığı derinden sarsan pandemi sürecinin siyasal, sosyal ve kültürel hayatı olduğu kadar dünya ticaretini ve ekonomik piyasaları da tsunami etkisiyle dönüştürmeye devam ettiğini görüyoruz.

 

Tüm dünyanın dijital çağa doğru savrulduğu bir süreçteyiz. Bu süreçte kripto paralar geleneksel paraların yerini alıyor ve tüm ekonomik/kamusal hizmetlerde blockchain teknolojisine doğru evrilmeye başlıyor.

 

Dijital çağ ile birlikte gelişen teknolojiler gündelik hayatımızda büyük değişimlere neden oluyor. Geleneksel ekonomide ve geleneksel paralarda da büyük yenilikleri karşımıza çıkarıyor.

 

2008 yılında adını duymaya başladığımız Bitcoin ve ardından sayısı on bine yaklaşan kripto para birimleri tüm dünyanın gündeminde olan blockchain teknolojisi ile artmaya devam ediyor.

 

TÜRKİYE’NİN BLOCKCHAİN İLE İMTİHANI!

Blokzincir teknolojisi kripto paraların Türkiye’de son zamanlarda çok tartışılır hale gelmesiyle gündeme oturdu. Oysa Blockchain sadece sanal paraları mümkün kılan bir teknoloji değil, çok çok daha büyük bir devrimin adıdır. Devletler ve şirketler her geçen gün yeni bir sektörü, blokzincir teknolojisine adapte etmeye başlamıştır. Zincirleme bir modele dayanan ve şifresi kırılamayan, dağıtık ve merkeziyetsiz bu teknoloji kaybolma, çalınma riski de taşımadığı için birçok gelişmiş ülke noter hizmeti, sağlık, taşımacılık, tarım ve finansa kadar birçok sektörü ve kamu hizmetlerinin büyük bölümünü blokzincir  teknolojisine dayanan oluşumlara hızla taşıyor.

 

Blockchain teknolojisi yalnızca kamu ve iş dünyasında değil, bireysel ve sosyal yaşam üzerinde de köklü değişiklikler yapacak bir güce sahip. Blockchain bunların çok daha ötesinde insanın düşünce yapısını ve sosyal/duygusal hayatını dahi değiştirecek hatta yeniden tanımlamayı gerektirecek önemde bir dönüşüm başlatmıştır.

 

KÂĞIT PARA TRAJEDİSİNİN SONU VE KRİPTO PARANIN BAŞLANGICI!

Yeni dünyanın ilgi odağı haline gelen kripto paralar daha henüz 2019 yılında Türkiye’nin gündemine, 11. Kalkınma Planı’nda yer alabildi. Kripto para madenciliği boyutu yanı sıra “blokzincir tabanlı dijital T.C.Merkez Bankası parasının uygulamaya konulacağı” maddesiyle müjde kabilinden duyuruldu.

 

Bilgisayar algoritmalarıyla tasarlanan kripto paraların işlem maliyetlerinin çok az olması, küresel olarak kullanılabilmesi ve pandemi nedeniyle de gün geçtikçe kullanım alanının, transfer ve takas imkanının artması ile ödeme aracı olarak popülerliğinin, güvenilirliğinin artacağını öngörmek çok kolay.

 

Türkiye kripto para piyasalarında spekülasyonların önünü alacak hak ve yükümlülükleri düzenleyen sözleşmeleri ve sağlıklı bir hukuki zemini biran önce hayata geçirmelidir.  Ülkemizde kripto paraların alım-satımı, mülkiyet mevzuu, finansal sunumu, gelirin vergilendirilmesi gibi birçok konu yasal düzenleme beklemektedir. Bu bağlamda Ankara’nın kripto para üssü yapılabilmesi için Türkiye’nin biran önce kripto paralarla ilgili yasal düzenlemelere başlaması ve bu mevzuatları uluslararası mevzuatlara uyumlu hale getirerek, finansal raporlama standartları çerçevesinde muhasebeleştirmesi ve vergilendirmelere de entegre etmesi gibi çok önemli vazifeler önünde birikmiş ve beklemektedir.

 

ISRARLA ANKARA’YA ODAKLANMAK!

Bugün dünyada milyonlarca iş insanı ve yatırımcı kripto paralar ile iş, işlem ve ödemeler yapıyor. Oldukça önemli olması açısından geçen hafta basında yer alan kimi haberlere göre Venezuela hükümetinin Türkiye ve İran’daki kimi şirketlere ödemelerini kripto paralar üzerinden yaptığı kaydediliyor. Bitcoin madenciliğini de yapan Venezuela’nın kimi ödemelerini kripto paralar üzerinden yapması son derece doğru ve doğal olmakla birlikte muhteşem bir ilham kaynağı olarak görülmesi gerekiyor. Tüm dünyayı bekleyen büyük küresel ekonomik tufanın öncesinde ve yenidünyanın yeni ekonomik sisteminin ön hazırlığı olarak altın ithalatı ve stokunda dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin gerek dijital altın projesinde gerekse kripto paralar konusunda elini çabuk tutması ve altın konusundaki öncül liderliğini kripto ve dijital paralar konusunda da pekiştirmesi gerekiyor.

 

Türkiye biran önce küresel kripto paraları muhafaza etmeli ve rezerv biriktirmeye başlamalıdır. Bu bağlamda Ankara dünyanın kripto para üslerinden birisi olduğu takdirde Türkiye milyarca dolarlık sermayeyi ve çok yetenekli blockchain iş insanlarını da çekmiş olacaktır. Gerek Türkiye’de gerekse diasporada bu hedefi projelendirip hayata geçirecek yeterli insan kaynağımız fazlasıyla mevcuttur. Hem stratejik hem lokasyon olarak Ankara, ABD’deki Silikon vadisi veya İsviçre’deki Zug vadisi gibi bir Blockchain üssü olabilir ki, aksi takdirde Türkiye tarihteki matbaa sendromuna benzer bir geç kalmışlık içerisine düşmüş olacaktır.

 

Kimi gelişmiş ülkeler kendi kripto-paralarını çıkarmaya başladılar. IMF’de tüm rezerv paraların belli bir oranda bir sepette bağlı olduğu bir kripto-para çıkarmak üzere. Bu nedenle Türkiye’nin altına bağlı, Merkez Bankası'nın kontrolünde kripto paralar üretmesi ve buna bağlı olarak Ankara’yı dünyanın önde gelen kripto para üslerinden birisi haline getirecek adımları atması elzem hale geliyor. Böylece Türkiye dünyadaki diğer kripto para türevleri ile değiştirilebilir bir sanal para üzerinden, onun getirdiği kolaylıklardan yararlanılabilir ve ekonomik/finansal mukavemetini güçlendirebilir.

 

MEB’İN ‘FİNANSAL OKURYAZARLIK’ ÖDEVİ VE YENİ FAZ!

Günümüzde önemi ve miktarı her geçen gün artan kripto/sanal para türlerinin gelecekte hayatımıza çok daha fazla girmesi kaçınılmaz görünüyor. Dijital çağın ve yeni/yüksek teknolojilerin ulaşmış olduğu düzey arttıkça kripto paraların geçerliliği artıyor. Ekonomik demokratikleşmenin ve gelecekteki finansal ilişkilerin başat nesnesinin kripto paralar olacağı çok net. Kripto paralar ile ilgili piyasalar konusunda Türkiye ivedilikle net ve mutmain adımlar atmalı ve bu kabilde de okullarda finansal okuryazarlık eğitimini ders olarak yahut en azından ünite olarak tüm çocuk ve gençlerine okutmalıdır. Bu sayede MEB gençlerine geleceği yakalama ve ekonomik özgürlüğüne yön verme imkânı sağlamalıdır.

 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) dijital çağın bir gereği olarak finansal okuryazarlık konusunda insanlarımızın yeterlilik ve bilgi kazanmasına imkân verecek en çağdaş öğretim fırsat ve ortamlarını oluşturmalıdır. MEB bu adımıyla toplumsal refaha ve gençlerimizin ekonomik özgürlük kazanmalarına katkı sunmalıdır. MEB, Türkiye Bankalar Birliği ve T.C. Merkez Bankası, Türkiye Blockchain Platformu gibi kuruluşların iş ortaklığıyla, hayat boyu eğitim ve aile eğitimi misyonunun da gereği olarak; finansal okuryazarlık konusunda seminerler, sertifika programları, akademik yayınlar,  kitaplar, raporlar, dergi ve ekler, bültenler, haberler, makaleler, konuk konuşmacılar ve yazarlar, mülakatlar, sosyal medya ve web içerikleri üreterek toplumsal bilinçlenmeye ve farkındalığın yükselmesine hizmet etmelidir.


Hibya Haber Ajansı