Ergenlik döneminde başlayan ve sonrasında özellikle kadınlarda menopoz erkeklerde ise andropoz gibi dönemlerde belirgin olarak görülen fiziksel ve ruhsal değişimler, ayna karşısında uzun vakitler geçirilmesi ve dış görünümde değişiklikler yapma isteği ile kendini belli edebiliyor. Bu süreçte kişi yoğun bir güzellik ve bakım kaygısına kapılarak, zayıf ve formda görünmek isteyebiliyor. Bunun sonucunda da yeme bozuklukları ve bu tabloların en tehlikelilerinden biri olan anoreksiya ortaya çıkıyor. Memorial Dicle Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dyt. Berçem Gülçek, yeme bozuklukları, anoreksiya ve tedavi süreci ile ilgili bilgi verdi. 
Kilo almayı takıntı haline getirmekle başlıyor
Yeme bozukluğuna sahip kişiler fiziksel görünümden memnun olmayarak güzel görünmek adına sağlıksız diyetlere ve beslenme şekillerine başvurmaktadır. Güzel ve çekici görünme isteği, ince bir bedene sahip olma fikri ile birleşince yeme bozukluğunun ilk adımı olarak tanımlanan kilo almayı takıntı haline getirme durumu yaşanmaktadır. Ciddi bir yeme bozukluğu tablosu olan anoreksiya, aynaya bakıldığında yansıyan görüntüden memnun olmama, kilolu hissetme ve fiziksel görüntüden duyulan sıkıntı ile kendini göstermektedir. Anoreksiya hastalığında kilo almama isteği hem fiziksel hem de psikolojik bir rahatsızlık olarak ortaya çıkmaktadır. Bu takıntılı ruhsal durum kalori alımının sağlanmaması için besin tüketimini giderek azaltmaya, vücudu zedeleyecek ağır egzersizler yapmaya ve zararlı görülen zayıflama çayları, kürlerini tüketmeye neden olmaktadır. Beslenme biçiminin değişimi ile birlikte bazı sindirim sistemi hastalıkları, ani kan şekerini düşüklüğüne bağlı bayılmalar ve duygu durum değişimleri yaşanmaktadır. Beğenilme isteği ve ince bir fiziğe sahip olma hevesi, besin tüketiminin aza indirgenmesi ile yeme bozukluğunun ilk belirtisi olarak öne çıkmaktadır.
Sinirli ve mutsuz bir ruh hali görülüyor
Beslenme biçiminin değişimi ile birlikte güçsüz bir bağışıklık sistemi ve yeteri kadar beslenmeme durumu enerji kaybına, bitkinliğe, uyku alamama gibi hayat kalitesini olumsuz etkileyen sıkıntılarla karşı karşıya kalmaya neden olmaktadır. Yeteri kadar uyku alamama fiziksel ve zihinsel yorgunluğun atılamamasıyla göz altında ve çevresinde mor halkaların oluşumuna, soluk bir cilt tonuna, baygın gözlere ve bitkin bir vücuda neden olmaktadır. Sürekli olarak besinlerden yeteri kadar protein ve vitamin alımı sağlanmaması saç dökülmelerine, çabuk kırılan tırnaklara, diş eti hassasiyetini beraberinde getirerek güzellik kaygısının getirdiği yeme bozukluklarının sağlık açısından olumsuz birçok yönünü gözler önüne sermektedir. Güzellik kaygısı taşıyan bireylerin görünümünde yaşanacak bu istem dışı olumsuz değişimler mutsuz ve sinirli bir ruh halini doğuracaktır.
Zayıflama sağlığı tehdit edecek boyuta gelebiliyor
Yeme bozukluğuna sahip kişiler az kalorili besinleri tercih eder, gün içerisinde beslenmeyi sürekli erteler ve sıkça tartılmaya özen gösterirler. Besin tüketiminin azaltılması ve buna bağlı ani kilo kayıpları vücudun olağan dengesini bozarak sindirim sisteminin işleyişini bozmaktadır. Ayna karşısında geçirilen uzun süreler ve sürekli şişman olduğundan yakınan bu kişiler beslenmeyi hiç yok denecek kadar azaltmaktadır. Hızlı ve aşırı verilen kilo kayıplarından sonra ortaya çıkan anormal fiziksel görüntü bu kişileri memnun etse dahi bu durum mide ve bağırsak rahatsızlıklarına, enfeksiyon hastalıkları ve kalp ritim problemleri gibi ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Güzellik kaygısı ile sağlığın göz ardı edildiği bu rahatsızlıkta verilen kilo miktarı, hastalığın seyrini belirleyerek tedavi sürecinin nasıl ilerleyeceğine yön tayin etmektedir.
Uzman yardımı almaktan çekinmeyin
Anoreksiya gibi yeme bozukluklarında kesin tanı konulabilmesi için öncelikle hastalığın kabul edilmesi ve hekim yardımı alınması gerekmektedir. Anoreksiya hastalığında kişiler kiloyu takıntı haline getirerek vücut kitle endeksinin altında kalacak şekilde beslenmeye başlamaktadır. Dengesiz beslenme ve yapılan yanlış diyetler, ani kilo kayıplarının vücut dengesini bozmasına ve farklı sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olacaktır. kan şekerinde düşmeler, aşırı zayıflığa rağmen kişinin sürekli şişman olduğunu iddia etmesi, vücuda alınan her besin sonrası tartılma ve kadınlarda regl gecikmeleri şeklinde görülen belirtiler tanı konulmasına yardımcı olmaktadır.
Hastalığının seviyesine göre tedavi şekilleri uygulanmaktadır. Bu rahatsızlığın tedavisinde hastalığın seyrine göre diğer tıbbi dallarla ortak bir tedavi süreci uygulanabilmektedir. Hastalığın kabullenilmesinin ardından psikolojik destek alınmaktadır.  Anoreksiya hastalığında ciddi kilo kayıpları yaşanmış ve dengesiz beslenme sonucu farklı sağlık problemleri doğmuşsa; beslenme ve diyet, iç hastalıkları,  psikiyatri gibi tıbbi alanlardan yardım gerekli görülebilmektedir. Tedavi süresi kişinin tedaviye olumlu yanıt vermesiyle doğru orantılıdır.
Yeme bozukluğunun neden olduğu ciddi kilo kayıplarını dengelemek beslenme tedavisi ile mümkün olmaktadır. Dokuların yenilenebilmesi, organların ve sindirim sisteminin vücut dengesini koruyarak işlevini sürdürebilmesi besinler ile gerçekleşmektedir. Psikolojik desteğin yanında sağlanacak beslenme tedavisi ile kişilere sağlıklı beslenme konusunda bilgi ve tutum kazandırarak düzenli ve dengeli beslenme alışkanlığının devamlılığı sağlanmaktadır.
 


Hibya Haber Ajansı