HDP’den istifa eden Ayhan Bilgen'in öncülüğünde başlayan siyasi parti kurma çalışmaları son aşamaya geldi.

Bilgen'in öncülüğündeki heyet, Ankara’da bir otelde çalışmalarına ilişkin deklarasyon açıklayan ‘Sessizlerin Sesi Hareketi’nin İçişleri Bakanlığı’na mart ayı sonunda parti kuruluş belgelerini teslim etmesi bekleniyor.

Deklarasyonda, “Şöhretler hareketi olmayacağız”, “Bu ülkeyi yönetmeye talibiz”, “2023’te ülke yönetiminde öyle ya da böyle olacağız” ifadeleriyle duyurulan harekete İçişleri Bakanlığı tarafından alındı belgesi verilmemesi durumunda 'B planının da hazır olduğu' duyuruldu.

Eski İzmir Milletvekili ve eski Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan da Sessizlerin Sesi Hareketi’nde yer alırken, Ayhan Bilgen de hareketin siyasi partileşme sürecine dair bilgiler verdi.

Bilgen, kuracakları partiye ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Hareketimiz insan hak ve özgürlüklerini, yaşam hakkını en temel ve vazgeçilmez doğal hak olarak kabul eder, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki tüm engelleri kaldırmayı ve çoğulcu toplumsal bir yapıyı hedefler. Yüzüncü yılını tamamlamak üzere olan Cumhuriyeti ikinci yüzyılında tüm kurum ve kurallarıyla demokratikleştirmenin zamanı gelmiştir. Biz Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ülkemizi ve toplumumuzu işleyen bir demokrasi ile buluşturmak istiyoruz. Devlet eliyle hukuksuzluğa maruz kalmış ve kalmakta olan her kesimin çağdaş bir demokraside eşit yurttaşlar olarak yaşayacağına inancımız tamdır.

En insani ve doğal hak olan inanç ve vicdan özgürlüğü konusunda her yurttaşın kendisini özgür hissedeceği ve inançların yaşaması noktasında devletin tüm inançlara eşit mesafede olacağı bir anlayışı, anayasal olarak teminat altına almayı hedeflemektedir. Ülke siyasetinde siyasi aktörlerin değişmesinin köklü değişikliklere yol açmadığının sayısız deneyimi hafızamızda yer alıyor. Siyasal alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz sürece siyaset yurttaşlar tarafından bulaşılmaması gereken, içine girildiğinde bizi kendisine benzeten bir alan olarak görülecektir. Dolayısıyla bu inançsızlığın maliyeti, kötü yönetim olarak geri dönecektir."

"UZLAŞIYI MERKEZDE TUTAN BİR ANLAYIŞLA"

"Türkiye, içinde bulunduğumuz süreçte temel meselelere çözüm üretmek bir yana hukuksuzluğun, kötü bir ekonominin ve toplumsal kutuplaşmanın içerisinde kendisine bir gelecek bulmaya çalışıyor. Sessizlerin Sesi Hareketi olarak yapısal sorunlar ve güncel yansımalarının siyasetin kapsam ve metodundan kaynaklandığı kabul ediyoruz. Bu tespit doğrultusunda yeni bir siyaset ile sadece topluma nefes aldırmayı değil, geleceğimizi de ortak akılla inşa etmeyi ve cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında katılımcı demokrasisi olan, refahı yüksek ve sivil bir anayasaya sahip bir ülke olma hedefimizi paylaşmak istiyoruz. Siyaset kurumunun toplumsal sorumluluğa sahip, uzlaşıyı merkezde tutan bir anlayışla inşa edilmesi gerekliliğini de kamuoyuna duyuruyoruz."

"EŞİT YUTTAŞLIK

"Sessizlerin Sesi Hareketi olarak her inanç ve kimliği insan hakkı gördüğümüz kadar, inanç ve kimliklerin anayasal güvence altına alınması gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Kimlik ve inançtan kaynaklı sosyal meselelerin çözümünü, bu sorunu oluşturan tarihsel, sosyal, kültürel ve ekonomik tüm faktörlerle yüzleşerek, toplumsal katılım dahilinde çözeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ayrıca inanç ve kimliklere karşı ayrıştırıcı, kötüleyici ve hakaretamiz ifadeleri sosyal barışımız için nefret suçu kapsamına alacağımızı ifade ediyoruz. Ülkemizin en temel sorunlarından olan Kürt Meselesini, tüm paydaşların katılımıyla, uzun tarihsel bir sürecin ürünü olduğu bilinciyle, sosyolojisinden koparılmadan, eşit yurttaşlık temelinde, demokratik hak ve özgürlüklerin sağlanmasıyla çözmeyi hedefliyoruz."

"ŞÖHRETLİLER HAREKETİ DEĞİLİZ"

“Bizim topluma bir borcumuz var, toplumdan alacaklıymışız gibi kitleleri çantada keklik olarak gören, oy deposu olarak gören anlayışlarla yola çıkmayacağız. Bir şöhretler hareketi değil, bir yurttaş hareketi, bir isimsizler hareketi oluşturacağız. Sessiz çoğunluğun siyasete katılmasını değerli görüyoruz. Toplumun siyasette nesne olarak görüldüğü anlayışı baştan reddediyoruz, toplumu özne kılmak istiyoruz. Partimizin adını bir iki hafta daha tartışacağız, değerlendireceğiz. Şu anda kendimizi Sessizlerin Sesi hareketi olarak tarif ediyoruz, çok daha farklı bir öneri gelirse bunu da değerlendireceğiz. Program ve tüzük tartışmalarını da tamamlıyoruz. Bu ay bitmeden kurucular listesini kamuoyu ile paylaşacağız, başvuruyu da bakanlığa yapacağız.”  

Sivil Düşünce Haber Portalı