Semra Polat'ın Sivil Düşünce'de kaleme aldığı köşe yazısı şöyle:

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, PKK’nın Şengal’deki varlığından oldukça rahatsız. Zira PKK, sadece Şengal’de varlığını sürdürmekle kalmıyor, aynı zamanda Kürt yönetimine bağlı Süleymaniye başta olmak üzere farklı şehirlerde de taraftarlarının desteğini alarak eylemler düzenliyor.

Süleymaniye’de çekilen video görüntüleri sosyal medyada çokça paylaşıldı. Görüntülerde; PKK yandaşları, KDP’lilere şiddet uyguluyor, trafik lambalarını parçalıyor ve önlerine ne geçerse saldırıyorlardı. Hatta olaylar o kadar büyüdü ki, çok sayıda kişi yaşamını yitirdi...

Olaylar nasıl bu raddeye geldi?

Ekim ayında Barzani yönetimi ile Irak hükümeti arasında imzalanan anlaşmaya göre, Şengal’de idari ve güvenlik alanlarında yapılandırmaya gidilecek ve ortak askeri harekât başlatılacaktı. Varılan anlaşmaya göre, 2 bin 500 kişilik silahlı asayiş gücü oluşturularak eski silahlı yapılar devre dışı bırakılacaktı.

Bölgesel Kürt Hükümeti’nin Başbakanı Mesrur Barzani, Irak yönetiminin varılan anlaşmaya bağlı kalmadığını, silahlı yapıların Sincar’dan çıkarılmasına ilişkin başlatılan ortak askeri harekatın henüz amacına ulaşmadığını sosyal medya hesabı üzerinden şu sözlerle ifade etti:

“Şengal Anlaşması’nın uygulanmasını bekliyoruz ancak henüz uygulamaya konulmadı. Yapılan sadece bazı askeri güçlerin bölgeye gönderilmesiydi. PKK ve ona bağlı hiçbir güç Şengal’den çekilmedi. Sadece birkaç saatliğine çekilip ardından kıyafet değiştirerek geri döndüler. Aksine sayıları daha da arttı.”

Bağımsızlık referandumu öncesinde röportaj yaptığım KDP Ankara Temsilcisi Ömer Merani, PKK’nın Irak’taki varlığından rahatsızlık duyduklarını belirtti. Merani konuşmasında, IŞİD’in katliamları nedeniyle Şengal’den ayrılmak zorunda kalan siviller Kürt bölgesel Yönetimi’ne sığındığını, Şengal’den IŞİD’in temizlenmesinin ardından PKK’nın bölgeye geldiğini ve gençleri kendi safında savaşmaya zorladığını, bu nedenle Şengalli sivillerin evlerine dönemediklerini ifade etti.

Irak hükümeti, Kürt yönetimine maddi destek sağlamadığı için çalışanların maaşlarını vermekte zorlanıyor. Irak yönetimi izlediği bu politikayla Kürt yönetimini zayıflatarak tıpkı referandum sürecinde İran-ABD destekli Haşdi Şabi gruplarının bölgeye girerek Barzani hükümetini zayıflatma çabalarına benzer bir tavırla hareket ediyor. Tabii büyük resme baktığımızda İsrail’in de büyük ölçüde bu olumsuzluğa katkı sunduğunu görebiliriz.

Kürt Bölgesel Yönetimi milletvekili Çiya Şerif ile yaptığım görüşmede, PKK’nın bölgede düzenlediği eylemlerden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Şerif, PKK’ya ve yandaşlarına gereken tepkiyi vereceklerini belirtti.

Tüm bu yaşananları ABD’den bağımsız düşünmek aptallık olur. Zira PKK-YPG ve türevlerini kullanarak bölgede vekalet savaşı yürüten ABD, Kürt yönetimini zayıflatarak bölgedeki hakimiyetini artırmayı ve meşru hükümetlerin yerini terör örgütlerinin almasını istiyor.

Suriye’de başta IŞİD ve PYD-YPG olmak üzere çok sayıda meşru olmayan örgüte silah, mühimmat ve lojistik destek sağlayan ABD görünen o ki Kürt yönetimini de zayıflatarak alaşağı etmeyi planlıyor.

Barzani yönetimi henüz vakit varken PKK'ya sert bir şekilde tepki göstermeli ve terör unsurlarının bölgeden temizlenmesi için ciddi adımlar atmalı. Aksi takdirde meşru olan Kürt yönetiminin yerini gayri meşru yöntemlerle PKK alabilir.