MEHMET BAYER - 18.03.2021 - HİBYA - Çanakkale Deniz Savaşları'nda büyük fedakarlık gösterip canını dişine takan, yanlarında patlayan onlarca bombaya rağmen vatan savunmasında rol alıp, zaferi kazanan Mehmetçik, 19 Mart sabahında dahi çalışmalarını sürdürdü.

O güne kadar yenilgi yüzü görmeyen İngiliz ve Fransız donanması, ağır bir mağlubiyetle gemilerini ve yüzlerce askerlerini kaybetti. Türk tarafında ise adeta bayram havası yaşandı, Çanakkale zafer kutlamaları yapıldı.

 

Tarihçi yazar Ahmet Yurttakal, HİBYA'ya yaptığı açıklamada, Çanakkale Müstahkem Mevkii Kumandanı Cevat Paşa'ya yıllar sonra 18 Mart 1915 gününün en kıymetli anın sorulduğunda, ''O gün güneşin son ışıklarıyla boğazdan perişan halde çıkmakta olan düşman filosunun görünüşü idi'' cevabını verdiğini ve şunları ilave ettiğini aktardı:

''Hatta o gece tabyalardaki bütün efrat gündüz ki müthiş yorgunluğa rağmen gece sabaha kadar çalışarak tabyalarının harap olan yerlerini tamir etmiş, topları gömüldükleri toprak yığınlarından çıkarmış, temizlemiş ve ertesi gün ateşe hazır vaziyete getirmişlerdi. Her ihtimali nazar-ı dikkate alarak ertesi güne hazırlanmıştık. Ben de bu çalışmaların bir kaçına gittim. Herkes o kadar büyük bir gayretle çalışıyordu ki yorulduklarını hissettiklerini adeta cebren oturtup dinlenmelerini temin edebiliyordum. Bunun için bazı yerlere gidemedim. Yanlarında bulunmam onların daha fazla yorulmalarına sebep oluyordu.''

 

- Cevat Paşa'ya madalya
 
Yurttakal, Çanakkale muzafferiyetinden dolayı Cevat Paşa'nın birçok övgüye mazhar olduğunu ve Çanakkale bombardımanında gösterdiği üstün şecaat ve gayretten dolayı ''Altın Muharebe Liyakat Madalyası''yla taltif edildiğini söyledi. 

Alman Kaiser Wilhelm'in Başkumandan Vekili Enver Paşa'yı 20 Mart 1915 tarihli telgrafında tebrik ettiğini dile getiren Yurttakal, şu temennilerde bulunulduğunu bildirdi:

 

''Dün ve evvelki gün Çanakkale müdafaası esnasında ihraz olunan parlak muvaffakiyetlerinden dolayı samimi hassı tebrikatımı beyan eder, iş bu tebrikatımızın cesur kumandanı Cevat Paşa'ya kendi namına tebriğini rica ederim. Cenab-ı Hak bundan böyle dahi silahlarımızı tevfikat-ı rabbaniyesine mazhar buyursun.''  

Bu tebriği, kendi tebrik ve şükranları ile Enver Paşa'nın bizzat Cevat Paşa'ya ilettiğine işaret eden Yurttakal, ''Gelibolu'da bulunan 3. Kolordu Kumandanı Esat (Bülkat) Paşa da şu telgrafı göndermişti: 'Dünkü başarısından dolayı, boğazın şanlı müdafaasını büyük bir kıvançla kolordu adına kutlar ve gösterilen fedakarlıklarını överek daha pek çok başarılara erişmelerini yüce Allah'tan niyaz ederim.' Ayrıca Esat Paşa hatıralarında, 'Çanakkale Boğazı'na yaklaşmak ve boğazı zorlayıp İstanbul'a gelmek fırsatı vermeyenlerin birincisi Cevat Paşa'dır.' diyecektir.'' ifadesini kullandı.

 

- Bu savaşta kesin olarak ölmek var, dönmek yok

Ahmet Yurttakal, Cevat Paşa'nın 18 Mart zaferinden dolayı kendisine gelen tebrik mesajlarına boğazı savunan subay ve erleri adına cevap verdiğini, zaferi onların azim ve cesaretinde gördüğünü, askerlerine yayımladığı mesajda gelen tebrikleri onlara ileterek daha fazla şevk ve azimle vazifelerine sarılmalarını isteyen coşku dolu sözlerle onları şöyle gayretlendirdiği belirtti:

''Bu hususta daha birçok yerlerden müstahkem mevkii adına kutlamalar alınmakta olduğunu da müjdelerim. Önceki gün sabahtan akşama kadar süren bombardımanda düşman bine yakın mermi harcamış olduğu halde, elde edebildiği sonucu tamamıyla bildirmiştim. Düşmanın birbirini izlemesi, izleyebilmesi düşünülen bombardımanlarda elde edebileceği sonuç da bundan başka bir şey olamayacaktır. Kalelerimizin bu suretle savaşacağına imanım kadar inanç ve güven sahibiyim. Çünkü zabit kardeşlerimin ve kahraman er evlatlarımın geçen ki bombardımanda gösterdikleri kahramanlık ve dayanma gücü bu görevi gereğince yapmayı başarabileceğimize en kuvvetli güvencedir. Arkadaşlarım şunu iyi bilmelidir ki altı yüz yıllık büyük bir İslam devletinin gelecekteki yaşam ve kaderiyle tümden ilgili bulunan bu savaşta kesin olarak ölmek var, dönmek yok. Bizden tek birimiz sağ kaldıkça ateşi sürdürerek düşmana asla boyun eğmeyeceğiz. İslam halifesinin ve tüm milletin, hatta tüm İslam halifesinin ve tüm milletin, hatta tüm İslamlık dünyasının gözü bu savaşta bize dönük, hayat ve emniyeti bizim hareketlerimize bağlıdır. Hemen yüce Allah'a, Orduyu hümayuna üstünlük ve emniyet versin.''

- Mehmetçik olmasaydı Çanakkale olur muydu?

Cevat Paşa'nın ''İstanbul'u kurtaran'' olarak anılmaya başlayacağını, zaferin yıllar boyu hep gururla kutlanacağı ve ebediyete kadar bu mutluluğun süreceğini aktaran Yurttakal, Çanakkale zaferinin Türk askerinin direnme gücünün, fedakarlığının, millet sevgisinin abideleşen simgesi olduğuna işaret etti.
  
Cevat Paşa'nın zaferdeki kahraman askerlerinin rolünü her fırsatta tekrardan çekinmediğini bildiren Yurttakal, paşanın bir röportajında ''Mehmetçik olmasaydı Çanakkale olur muydu?'' sorusunu şöyle yanıtladığını kaydetti:

''Çanakkale harbi diğer sahalarda yapılan harplerle kabil-i mukayese değildir. Tasavvur buyurun, denizde bir harp oluyor, fakat ötede, karada üç dört kilometrelik bir sahada da insanlar birbirlerine giriyorlar. Ve Mehmetçik orada da gıdasından bile mahrum olduğu halde memleketin kapısını beklemekten büyük bir zevk duyuyor.''
 
Ahmet Yurttakal, Kurmay Başkanı Selahattin Adil Bey'in de ''Müstahkem mevkiinde herkes vazifesini yapıyor ve başarıda malzeme değil, bizzat asker ve subaylar etkili oluyordu'' şeklindeki ifadeleriyle aynı görüşte olduğunu beyan edeceğini sözlerine ekledi.


Hibya Haber Ajansı