Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Türkiye'de ana gündem maddesi haline gelen müsilaj (deniz tükürüğü) sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakanın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Şu anda Pendik'teyiz. Yaklaşık 280 bin metrekarelik bir alanda sizleri ağırlamak istedik. Bu hafta çok yoğun geçti. 1 Haziran'da Van Gölü'nü kurtarmak için bir eylem planı vardı. Tedaviyi açtık. 200 milyon yatırımla Van Gölü, 200 milyon yatırımla fabrika Van Gölü birincilik ödülünü aldı BM habitat direktörü ülkemizi ziyaret ettikten hemen sonra Van Gölü'ndeki dip çamurunu temizlemeye başladık ve Emine Hanım'ı birincilik ödülüne layık gördük. Sıfır Atık projesi.

5 Haziran'da burada 215 milyon liralık çevre yatırımı açıldı. 15 Milli Bahçesi, bisiklet yolları ve birçok etkinliği vardı. Yatırımımız hizmetlerimizi çevreye ve doğaya açmıştır. Çalışmalarımızı deniz tükürüğü üzerinde gerçekleştirdik. Bu kapsamda bilim insanlarımız ve belediye temsilcilerimizle ortak bir akılla çok kapsamlı bir çalıştay başlattık.

Buradaki kirliliğin asıl sebebinin ne olduğu ve bundan sonraki adımların nasıl atılacağı düşüncesiyle çalışmalarımıza başladık. Tüm Türkiye'nin katıldığı çalıştay sonucunda son yıllarda nadir görülen bir durum.

 

Evsel ve endüstriyel atıkların neden olduğu denizlere bırakılan kirlilik etkilidir. Kapsamlı kaynaklar var. Tarımsal kaynaklardan, hayvan atıklarından ve gemilerden kaynaklanan kirleticiler var. Mikrobiyolojik kontaminasyonlar ön plana çıkmaktadır.

Bir eylem planı hazırladık. Azot miktarını azaltmak, bilim adamlarımızın bize önerdiği yöntemlerden biriydi. Marmara Denizi 5 yıl içinde restore edilecek.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Belediyelere her türlü teknik ve mali destek verilecektir. Valiliklerin koordinasyonunda süreci takip edecek. İmza sahipleri olarak sorumluluklarımız var. Vatandaşlarımıza verdiğimiz sözü yerine getirmek görevimizdir.

Ergene Havzası, Susurluk Havzası ve Sakarya'daki kirlilik konusunda atılması gereken adımlar var. Menderes Havzası'nda da yatırımlarımız var. Belediyelerin de sorumlulukları var. Çevre işi siyasetin üzerindedir. Bu iş süreklilik gerektirir.

Marmara Denizi'ni fosseptik olarak kullanamayız. Bu yüzden gelişmiş biyolojik arıtmaya ihtiyacımız var. Boş yapmayalım diyoruz. Yatırım yapacağımız tesislerimiz bunu sağlayacaktır. İleri biyolojik arıtmaya geçtikten sonra bu atıkları arıtmamız gerekiyor. Bu adımlar 3 yıl içinde atılacak. Bu şekilde tüm Marmara'yı sit alanı ilan ederek... Orada uçan kuşun peşine düşeriz elbette.

Son dönemde Türkiye'nin her yerinde termik santrallerde önemli adımlar attık. Filtreleri zorunlu hale getirdik. Onlar yatırımlarını yaptılar biz de açtık. Marmara'nın durumu daha acil. Çok daha etkin ve hızlı çalışmalıyız.

DİĞER DENİZLERDE SORUN VAR MI?

İklim değişikliği ile bu açık denizlere gidiyor. Bunun nedeni çoğunlukla Marmara'nın kapalı olması. Karadeniz'in kısmi manzarasına sahiptir. Ege'de çok şikayet yok. Bu sorun şu anda Marmara havzasında mevcuttur. Diğer denizlerdeki vatandaşlarımızdan herhangi bir şikayet almadık.

Bugün rüzgarla birlikte açık havaya çıktı. Bu kirliliği bir an önce durdurmalıyız. Bugün önemli bir sürece başladık. 7 ilde denize düşen müsilajların temizliğine başladık. Hem oradaki belediyelerimiz hem de sorumlu kuruluşlar bu sürece dahil olacak. Marmara'daki hayalet ağların 1 yıl içinde toplanmasını sağlayacağız. Faaliyetlerimize hem deniz tabanında hem de deniz tabanında devam edeceğiz. Kirliliği engellemediğimiz sürece bu kısa vadeli bir çözüm.