Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Özel, TÜİK'in enflasyon verilerini eleştirerek, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı üzmeyecek şekilde açıkladığını” ve “iktidarın, aç ve işsiz vatandaştan, sorunlarını düşünmek yerine darbeye karşı bir duruş göstermesini ve destek istediğini, Erdoğan'ın iktidarını ayakta tutabilmesi için bir paranoyaya inanmasını beklediğini” söyledi.

Özel şöyle konuştu:

*“Bütün darbeler, CHP'nin iktidara en yakın olduğu zamanda yapılmıştır; CHP güçlenirken, halktan yana bir iktidar umudu artmışken yapılmıştır. Bütün darbeler, CHP'nin zarar görmesi, iktidardan uzağa düşmesi sonucunu doğurmuştur. CHP, kimi darbelerde kapatılmış, genel başkanları tutuklanmış, yöneticileri işkencelerden geçmiş, üyeleri darbe süreçlerinin sonucunda hayatlarını kaybetmiş, idam edilmiştir. CHP, bütün darbelerin mağduruyken, bugünkü siyaset aklı tarafından bir darbe paranoyasında, bir bildiriyi darbe bildirisine çevirip 'Bunun içinde CHP vardır' diye bir koca yalanla karşı karşıyayız.”

*“Bildirinin içinde bulamadıkları darbe çağrısını, subliminal mesajlarla, birtakım benzeştirmelerle ifade etmeye çalıştılar. Döndüler dolaştılar, Süleyman Soylu ağzıyla, 'Bu bildiriyi yazanlar FETÖ'den ayrı değildir' dediler. Burada söylenecek söz, el insaf. Biz, hiçbir darbenin yanında, yakınında olmadığımız gibi, hiçbir muhtıranın da yanında, yakınında olmadık” 

* “27 Nisan e-muhtırasını yapan Yaşar Büyükanıt ile sosyal mesafeyi bildiriden sonra ortadan kaldıran, yakınlaşan, sıkı fıkı olan, emekliliğinde altına zırhlı Mercedes çeken Recep Tayyip Erdoğan. Kimler kimlerle beraber, değil mi?”

*“Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı'dır ama 'suç işleri bakanı' gibi çalışmaktadır. Devletin kendisine emanet edilen yetkilerini, bir partinin lehine, bir partinin aleyhine kullanmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı o akşam kapalıdır, ancak Soylu, Yargıtay'ın elindeki gizli bilgilere eriştiğini söylemektedir. Oysa ki o saat itibarıyla bir savcılık soruşturması yoktur. Ancak devlet, devlet gibi değil de bir şahsın tek adam devleti olarak yönetildiğinden, devletin bütün anahtarları Erdoğan'ın belinde takılıdır. Hukuk, devlet nizamı yoktur. Geceleyin AK Parti'ye anahtar lazım, 'Yargıtay'ı açacağız.' Reis'in belinden anahtarı alıp Yargıtay'ı açıyorlar. Kişisel Verileri Koruma Kanunu gereği mahrem olan bu bilgileri basına veriyorlar."

* “20-25 tanesi çıksa ne olur? Türkiye'de 100 yıllık bir siyasi parti, Atatürk'ün kurduğu, Cumhuriyet değerlerine bağlı ve Cumhuriyet ile sorunu olmayan bir parti ve Türkiye Cumhuriyeti'nde 15 yaşından 65 yaşına kadar görev yapmış, en iyi sicilleri almış, 15 Temmuz darbesine karışmamış, liyakatle belli bir görevi yürütmüş, 15 Temmuz öncesinde FETÖ'nün hışmına uğramış, görevdeyse de 15 Temmuz sonrası şanla şerefle görev yapmış kişilerden yüzde 3-4'ü CHP'ye üye olmuş"

*"FETÖ'nün sivil imamları, büyük abileri, hususileri, bakın bakalım bunlardan 104'üne, örneğin 2010-2011 itibarıyla kaç tanesi AK Parti üyesi? 104'te 90 çıkarsa utanırım. Hepsi AK Parti'nin üyesiydi, militanıydı, en tepe noktasındaydı. 104 tane FETÖ'cünün tamamının geçmişte AK Parti'ye oy attığını, tamamına yakınının üye olduğunu bileceksin; her birisi 14 yaşından 65 yaşına kadar şanla şerefle bahriyeye hizmet etmiş kişilerden 4'ü üye olmuş diye CHP'ye 'darbeci' diyeceksin. Kabul edilebilir, hazmedilebilir, üzerinde müzakere edilebilir bir iddia değildir; iftiradır, yalandır"

*“Montrö Anlaşması'nın, Türkiye için önemini ve tartışılmazlığını amiraller söylemeyecek, kimler söyleyecek?” diyen Özel, “Sarıklı amiralin riskini, FETÖ'nün kumpasına uğramış amiraller söylemeyecek de kimler söyleyecek? Sen amiralin emeklisinden değil, sarıklısından korkacaksın. Darbeyi onlar yapıyor"

*"Maalesef kablosu saraydan gelen tek adamın prompterından okunan metinler, döndü dolaştı İsmet İnönü'ye ulaştı. Devlet Bahçeli, İnönü'yü 1960 darbesiyle ilişkilendiriyor. Bir müsait zamanında Alparslan Türkeş'in kendi biyografisini okumasını öneririz. İnsaf artık. Prompterda yazıldı diye MHP gibi bir partinin Genel Başkanı İsmet Paşa'ya da laf söyler mi? Biraz vicdan, biraz insaf."

*"Atılan da daktilo değildi, yazar kasaydı. Yazar kasayı atacak esnafın dükkanı kapandı. Yazar kasayı da haczetmiş olabilirsiniz. İflasın eşiğinde olup atmaya niyetlenecek biri, FETÖ'cü olmamak için, çoluğundan çocuğundan hırsını almayasınız diye, yarattığınız korku imparatorluğu yüzünden onu atmamıştır. Ama çoluğuna çocuğuna kıyamayanlar kendi canlarına kıyıyorlar"