Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmalar bir aydır sürüyor. ABD’li siyaset bilimi uzmanı John Joseph Mearsheimer’den Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Matamela Cyril Ramaphosa’ya kadar gün geçtikçe daha çok sayıda isim, Ukrayna krizinin asıl nedeni olarak NATO’nun Doğu’ya genişlemesini daha cesur seslerle gündeme getiriyor. Krizin ana sorumluluğunun büyük Batılı ülkelere, özellikle ABD’ye ait olduğu gerçeği daha çok gün yüzüne çıkıyor.

Uluslararası toplumdan gelen eleştirilere kulaklarını tıkayan ABD, yangına körükle giderek çatışmaların devam etmesinden memnun olduğunu gösteren girişimlerde bulunuyor.

ABD Başkanı Joe Biden’in kısa süre sonra Avrupa’da temaslarda bulunması bekleniyor. ABD tarafı, Biden’in ziyaretinin Rusya’ya karşı alınan yeni yaptırım tedbirlerini kesinleştirmeyi hedeflediğini açıkladı. Yeni yaptırımlar, zaten uzun süredir devam eden çatışmaları daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir.

Soğuk savaş zihniyetinden kurtulamayan ABD, tam 5 kez NATO sınırlarını genişleterek Rusya’nın stratejik alanını daralttı ve Rusya’nın güvenliğini tehdit etti. Kendi ulusal güvenliği konusunda büyük endişe duyan Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasına kararlılıkla karşı çıktı. Ancak, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmanın öncesinde, ABD tarafı Rusya’yla düzenlenen görüşmede ülkeye sert bir tutum göstererek NATO’nun Doğu’ya genişletilmemesinin mümkün olmayacağını ifade etti. ABD sanki böyle bir çatışmanın çıkmasını dört gözle bekliyor gibiydi.

ABD Kongresi’nin eski üyesi Tulsi Gabbard daha önce yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden’in Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını kabul etmemesi durumunda Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın engellenebileceğini belirtti. FOX Haber’in bir sunucusu, “ABD Rusya’yı kışkırtmamalı, bu savaş önlenebilirdi” diye konuştu.  

Savaş simsarlığıyla bilinen ABD, Rusya-Ukrayna geriliminden nasıl daha fazla kar elde edebileceğini hesap etmekle meşgul. Washington, Ukrayna’yı çatışmaya ittikten sonra hemen Rusya’ya yaptırımları uygulamaya başladı.

Şubat ayı sonunda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna’ya 350 milyon dolar değerinde silah sağlayacaklarını açıkladı. 16 Mart’ta Başkan Joe Biden, Savunma Bakanlığı’nın Ukrayna’ya 800 milyon dolar değerinde silah sağlamasına dair kararnameyi imzaladı. 21 Mart’ta ABD Savunma Bakanlığı, Ukrayna’ya uzaktan hava savunma sistemi sağlanacağını açıkladı.  

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’in geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Joe Biden'ın Avrupa gezisinden bahsederken, Rusya-Ukrayna çatışmasının "kolay veya çabuk bitmeyeceğini" söylemesi de kayda değerdi.

ABD şu ana kadar bu krizden istediğini almış görünüyor: Rusya’ya baskı uyguluyor, Avrupa’yı stratejik hegemonyası altına çekiyor, kendi savunma sanayi gruplarına yüksek kazanç kapıları açıyor ve küresel hegemonyasını sürdürebilmek için yangını körüklüyor.

Bir aydır süren çatışmalar, çatışma bölgelerindeki Ukrayna halkına ve yaptırımlara maruz kalan Rus halkına büyük acılar yaşatıyor. ABD, krizi durduracak bir süper güç sorumluluğu üstlenmek yerine, bu acılardan kazanç elde etmeye çalışıyor.

Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı