Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatı ile videokonferans yoluyla bayramlaştı. Erdoğan burada yaptığı konuşmasında, 17 Mayıs Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme dönemine geçileceğini belirtti.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
*''Haziran ayıyla birlikte günlük hayatı daha da rahatlatacak şekilde tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz. Aldığımız tedbirleri vatandaşımızın işine, aşına, ekmeğine zarar vermeyecek esneklikte uygulamaya özen gösteriyoruz."
*''Dün Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, bugün Kudüs'te Filistin şehirlerinde yaşanan zulme karşı aynı hissayatla harekete geçiyoruz''
*'Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz. Niyetimiz mayıs ayı sonuna kadar ihtiyatlı hareket etmeyi sürdürmektir. Haziran ayıyla birlikte günlük hayatı daha da rahatlatacak şekilde tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz. Aldığımız tedbirleri vatandaşımızın işine, aşına, ekmeğine zarar vermeyecek esneklikte uygulamaya özen gösteriyoruz. Sağlık hizmetlerindeki başarısını sosyal ve ekonomik desteklerle taçlandıran Türkiye, kendini kriz ikliminin dışında tutabilmiştir. Yeni yatırım ve istihdam arayışlarındaki yükseliş başta olmak üzere pek çok gösterge, ülkemizi aydınlık yarınların beklediğine işaret ediyor."
*"Terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında hem üzüntülü hem öfkeliyiz. (Filistin'de) Tüm dünya görmezden gelse bile İsrail'in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz. Bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır. Kudüs tüm insanlığın ortak mirasıdır. Dün Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna nasıl izin vermemişsek bugün de Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine uzanan ellere aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Gücü masum sabilere, biçare kadınlara, mazlumlara yeten terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında üzüntülü ve öfkeliyiz. Türkiye'nin bu konuda tavrı ilkeseldir."
*"Dün Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, bugün Kudüs'te Filistin şehirlerinde yaşanan zulme karşı aynı hissayatla harekete geçiyoruz. İsrail'in Filistin şehirlerinde ve Kudüs'te sergilediği saldırganlığa karşı çıkmak insanlığın tamamının namus borcudur. Kudüs gibi hem Müslümanların hem Hristiyanların hem de Musevilerin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran bir şehri fütursuzca yağmalamaya kalkan bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır."
*"BM Güvenlik Konseyi'nin Genel Kurul'da alınan kararla uygun şekilde, süratle Kudüs'te barışı ve huzuru sağlayacak adımları atması şarttır. Türkiye olarak BM bünyesinde başlatılacak her girişime aktif destek vermeye, barış için sorumluluk üstlenmeye ve fedakarlık yapmaya hazırız. Eğer İsrail'in Filistin'de ve bilhassa Kudüs'te sergilediği saldırganlığı derhal durdurmazsak, yarın herkes kendini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır. Hangi inançtan, hangi kökenden, hangi meşrepten olursa olsun her devleti, her kurumu bir an önce harekete geçmeye davet ediyoruz. İsrail'in döktüğü kanlara, yaptığı saygısızlığa sessiz kalarak veya açıkça arka çıkarak ortak olanlar bir gün sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir."