Bugün itibarıyla 12 milyonu ikinci doz olmak üzere toplam 27 milyondan fazla aşılama gerçekleştirdik. Yerli aşı üretim çalışmalarımızı da devam ettiriyoruz. Öte yandan aşıya erişim konusunda küresel ölçekte ciddi adaletsizlikler yaşandığını görüyoruz.

Dünya genelinde şimdiye kadar tatbik edilen aşıların yüzde 80'i yüksek veya üst-orta gelirli ülkelerce kullanıldı. Gelişmiş ülkelerde nüfusun çoğunluğu en az bir doz aşılanmışken, Sahra Altı Afrika'da bu oran yüzde 1'i dahi bulmadı. Benzer vahim tablolar dünyanın 100'e yakın ülkesinde de yaşanıyor.

"Yerli aşımızı hazır olur olmaz tüm insanlığın istifadesine sunacağız"

Türkiye olarak bugüne kadar elimizdeki aşıları diğer ülkelerle paylaşmaya gayret ettik. Yerli aşımızı hazır olur olmaz vatandaşlarımızla beraber inşallah tüm insanlığın istifadesine sunacağız. Çok taraflı finansal kuruluşların ve girişimlerin aşıya adil erişim konusundaki çabalarını destekliyoruz.

Salgınlara karşı alınacak kontrol tedbirleri, koordineli ve orantılı olmalı, sağlık ve ekonomi arasındaki hassas dengeyi gözetmeli ve Dünya Sağlık Örgütü'nün merkezi konumunu pekiştirmelidir.

Bu bağlamda aşılanmış ve aşılanmamış olanlar arasında yeni duvarlar örülmesine ve yeni tür bir ayrımcılığa yol açılmamalıdır.

Dünya Sağlık Örgütü'ne üye herhangi bir ülkenin, bu örgütün onayladığı bir aşıyı kabul etmemesinin izahı yoktur. Uluslararası seyahatler ve turizmin önü gerekli sağlık ve hijyen şartları sağlanarak açılmalıdır.

"Sağlık bir ayrıcalık değil, herkes için bir haktır"

Küresel sağlık sisteminin güçlendirilmesinin yolu Dünya Sağlık Örgütü'nün merkezi rolünün tahkim edilmesinden geçiyor. Bu amaçla yürütülen reform sürecine biz de destek veriyoruz.

Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için hızlı tespit, erken uyarı ve yakın bilgi paylaşımı önemlidir. Salgın, ülkemizde henüz vaka görülmeden yakın takip altına alınmış, Bilim Kurulu'muz ilk vakanın tespitinden yaklaşık 2 ay önce faaliyete geçmiştir.

Milli operasyon merkezlerimiz arasında bir koordinasyon mekanizması tesis edilmesi, tahliyeler ve acil tıbbi ihtiyaçlar gibi çalışmaların eşgüdümü bakımından faydalı olacaktır.

G-20 ülkeleri arasında İyi Uygulamalar Veri Bankası kurulması gelecekteki krizlere karşı önlem alınmasını kolaylaştıracaktır. G-20 platformu olarak hayata geçirdiğimiz borç ödemelerinin ertelenmesi girişimi de salgının küresel bir borç krizine dönüşmesine mani olmuştur.

Son bir buçuk yılda yaşadıklarımız, bizlere uluslararası sistemde görülen aksaklıkları gidermek ve daha adil bir düzen inşa etmek bakımından çok güçlü bir ders vermiştir. Sağlık bir ayrıcalık değil, herkes için bir haktır. Evlatlarımıza daha adil, daha yaşanabilir, daha müreffeh bir dünya bırakmak hepimizin ortak görevidir. Türkiye olarak böyle bir dünyanın tesisi için çalışmayı sürdüreceğiz. "

Hibya Haber Ajansı