Davutoğlu’ndan ‘koalisyon iktidarı’ çıkışı: Davul AK Parti’nin omzunda, tokmak Bahçeli’nin elindedir ve istediği gibi çalmaktadır

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin gündeme dair görüş ve önerilerini paylaşmak için kameralar karşısına geçti. Davutoğlu’nun gündeminde geçtiğimiz hafta Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ile gazeteciler Afşin Hatipoğlu ve Orhan Uğuroğlu’na yapılan saldırılar, hedefinde ise Bahçeli ve Perinçek vardı. Gelecek Partisi lideri, “Davul AK Parti’nin omzunda, tokmak Bahçeli’nin elindedir ve istediği gibi çalmaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı, saldırıları sıradan bir olay gibi izlemiştir

Konuşmasının başında Selçuk Özdağ ve gazetecilere yapılan saldırılar karşısında sessiz kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek başlayan Davutoğlu, “Güvenlik alanında, Genel başkan Yardımcımız sayın Selçuk Özdağ ve gazeteciler Sayın Orhan Uğuroğlu ve Afşin Hatipoğlu’na başkentin göbeğinde organize ve senkronize gerçekleştirilen  saldırıların failleri ve azmettiricileri tam olarak ortaya çıkarılamadığı gibi başta Cumhurbaşkanı  ve Bahçeli olmak üzere iktidar ve koalisyon ortakları bu siyasi terör saldırılarını açık  bir şekilde kınamaktan dahi imtina etmişlerdir.Kamu düzeni alanında, bu düzenin asli iki sorumlusu olan Adalet ve İçişleri Bakanları kamuoyu önünde söz dalaşı yaparken Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile bütün güçleri elinde toplayan Cumhurbaşkanı bu yönetim anarşisini sıradan bir olaymış gibi izlemiştir” diye konuştu.

Evvelki gün Anayasa Mahkemesi üyeliğine İrfan Fidan’ın atanmasını da eleştiren Ahmet Davutoğlu, Yargıtay’ı bir atama istasyonu olarak niteledi. Davutoğlu, “Adalet alanında, yerleşik kurallar ve gelenekler bypass edilerek Yargıtay üyeliğine atanan Cumhuriyet Başsavcısı bu kurumda herhangi bir hizmette bulunmadan Anayasa Mahkemesine de atanmış ve yargı sisteminin ana kurumu olan Yargıtay bir atama istasyonu haline dönüştürülmüştür” ifadelerini kullandı.

İktidar ülkeyi bir kaosun içine sürüklemek istemekedir

Davutoğlu, iktidarın ülkeyi kaosa sürüklemek istediğini belirterek şunları söyledi: Maalesef son günlerde bizzat iktidar eliyle bir kaosun içerisine çekilmek istenmektedir. Dünyanın her yerinde iktidarlar huzurla ayakta kalırlar; bu koalisyon iktidarı ise hır-gürle ayakta kalmaya çalışıyor. Dünyanın her yerinde iktidarlar terör kelimesini bile telaffuzdan kaçındıkları oranda milletten destek alacağına inanır, bu iktidar terör demeden cümle kuramaz hale gelmiştir. Dünyanın her yerinde iktidarlar için darbe kelimesi yasaklı kelimedir; bu iktidar gün geçmiyor ki kendisine karşı darbe yapıldığını veya hazırlandığını iddia etmesin. Emin olun dışarıdan birisi baksa, bu kadar darbe tehdidine rağmen bu iktidarın tesadüfen iktidarda kaldığını düşünebilir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiğimizden beri siyasetin alanı daralmakta, ekonomimiz küçülmekte, demokrasimiz irtifa kaybetmekte ve hukuk devleti  işlevsizleşmektedir.

Bahçeli, siyaseti sokağa indirmekte ve siyasal sabotajlardan medet ummaktadır

MHP lideri Bahçeli’ye sert sözlerle yüklenen Ahmet Davutoğlu, “İktidar koalisyonunun küçük ortağı açık bir şekilde siyaseti sokağa indirmekte ve siyasal sabotajlardan medet ummaktadır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son zamanlarda sıklıkla asgari nezaket ve sorumluluk anlayışından uzak bir tutum içerisinde siyasi ve toplumsal barışı tehdit etmektedir.  Bu gücünü açık bir şekilde, milletin vermediği bir iradeyi AK Parti’den almış olmasından kaynaklanmaktadır. AK Parti bu duruma dur demediği sürece de Bahçeli bu üslubunu ve tarzını sürdürecektir. Davul AK Parti’nin omzunda, tokmak Bahçeli’nin elindedir ve istediği gibi çalmaktadır. Erdoğan ise AK Partililere hiç itiraz etmeden dinlemelerini tavsiye etmektedir. Bahçeli kalkar AK Parti’nin Genel Başkan Vekiline açıkça hakaret ve tehdit eder; Ne o genel başkan vekili kendi siyasi onuruna sahip çıkabilir ne de bir tek AK Partili Bahçeli’ye sen kime hakaret ediyorsun diyebilir? Ondan sonra da sağda soldaki bunamış, eski Türkiye artığı tiplerin saçma sapan laflarından büyük darbe tehditleri çıkarıp dururlar. Sokak ortasında siyasilere, gazetecilere, yazarlara saldırılsın. Siz bir tek cümle bile edecek cesaret göstermeyin. Cesaretinizle, ahlakınızla ve vicdanınızla destan yazıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Bütün bu cürümler 1970’lerde de, 1980’lerde de, 1990’larda da sokakta başladı, Bahçeli açıkça hedef göstermeyi, şiddete teşvik etmeyi bilinçsizce yapıyor olamaz

Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde Özdağ’a ve gazetecilere yapılan sadırılara atıfta bulunarak geçmişte de kaosun fitilini bu tip cürümlerin ateşlediğini belirterek şunları kaydetti:

“Hiç laf kalabalığına gerek yok. 1980 öncesi sokak şiddetinden nasıl bir Türkiye çıktığını ve neleri kaybettiğimizi çok iyi biliyoruz. 28 Şubat’ta irtica ile mücadele ediyoruz kılıfı altında Bahçeli’ye de ömründe ilk iktidar ortaklığını veren nasıl bir vesayet rejimi oluşturulduğunu hepimiz gördük. Terörle mücadele ediyoruz diye yola çıkıp bütün ülkeyi faili meçhuller ve ağır insan hakları ihlalleri mezarlığına çevirenleri hepimiz gördük. Terörü bitireceğiz diyerek yola çıkanların terörle mücadeleyi otoriter bir düzene dönüştürdüklerini hepimiz gördük. Bugün aynı cürümlerin işlenmesine asla müsaade edemeyiz. Bütün bu cürümler 1970’lerde de, 1980’lerde de, 1990’larda da sokakta başladı. Siyasilere, gazetecilere, entelektüellere, akademisyenlere sokak saldırılarıyla, suikastlarla başladı. Sn. Bahçeli açıkça hedef göstermeyi, şiddete teşvik etmeyi bilinçsizce yapıyor olamaz. Buradan yetmişli, seksenli ve doksanlı yıllarda olduğu gibi ülkemizde önce kaos sonra da kalıcı bir otoriter rejim kurma heveslisi herkese ve onlara destek veren arkasındaki güçlere de sesleniyoruz. Geçmişte olduğu gibi Gladyo oyuncağı olacak gençler yok artık. Bu ülke sizin başka başkentler adına nöbet tutacağınız bir ülke değil. Kirli tezgahlarınızın tamamını bu millet bozacak. Çünkü bu vatanın ev sahibi bu aziz millettir; siz değilsiniz. Bu ülkenin tapusu bu millete ve onların atalarına aittir.”

Bahçeli ve Perinçek AK Parti ve Erdoğan’ı “suç ortaklığına” davet etmektedir. Sn. Erdoğan ve AK Parti bir yol ayrımındadır

Erdoğan ve AK Parti’nin Bahçeli ve Perinçek’in etkisi altında olduğunu söyleyen Gelecek Partisi lideri, Erdoğan ve AK Parti’nin bir suç ortaklığına davet edildiğini söyledi.

Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

Bahçeli ve Perinçek AK Parti ve Erdoğan’ı “suç ortaklığına” davet etmektedir. Sn. Erdoğan ve AK Parti bir yol ayrımındadır. Eğer bu suç ortaklığını kabul ederlerse bu eski Türkiye artıkları ilk fırsatını buldukları anda en büyük darbeyi Sn. Erdoğan’a vuracaklarından emin olabilirsiniz. AK Parti bir an önce bu tehdit diliyle, bu mafya tarzıyla, bu düşman kafasıyla hareket edenlerle ne yapacağına karar vermelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkenin yüzde 90’ınından fazlasının hayır dediği bu köhne zihniyetle ne yapacağına karar vermelidir. Cumhurbaşkanı ve AK Parti acilen nasıl bir Türkiye görmek istediğine karar vermelidir. Tehditlerin, kaosun ve şiddetin kol gezdiği bir Türkiye mi, milletin arzuladığı huzurlu bir Türkiye mi? AK Parti; siyasi partilerin kapatılmayla, parti liderlerinin ölümle, siyasetçilerin ve gazetecilerin şiddetle tehdit edildiği bir Türkiye mi görmek istemektedir? AK Parti meşru siyasetin, gazetecilerin ve yazarların mafyatik bir dille tehdit edildiği bir Türkiye mi arzulamaktadır? AK Parti binlerce insanımızın faili meçhullere kurban gittiği 1990’lara dönen bir Türkiye mi görmek istemektedir? AK Parti sağı solu sorumsuzca tehdit eden cüretkâr bir kayyım tarafından maceraya sürüklenmekten razı mıdır?

“Serok Ahmet” diyerek milyonlarca Kürdün diliyle hakaret ettiğini zannedenler millete küfretmektedirler

Bahçeli’nin kendisine yönelik ‘Serok Ahmet’ çıkışına da değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Serok Ahmet” diyerek milyonlarca Kürdün diliyle hakaret ettiğini zannedenler millete küfretmektedirler. Sivas’tan öteye gitmeye ne cesareti ne aklı ne de ahlakı olanların tek bir projesi vardır: Türkiye’yi küçültmek. Bunlar Kürtçeye hakaret ederler çünkü vatansever değillerdir. Bunlar sokakta terör estirir çünkü vatansever değillerdir. Bunlar tehdit dilinden başka dil kullanamaz çünkü vatansever değillerdir. Bunlar ne zaman iktidarın ve devletin biraz yakınına gelirlerse ekonomimiz batar, ekmeğimiz küçülür, huzurumuz bozulur.

Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı, hicap etmiyor musunuz?

Davutoğlu, geçtiğimiz haftaya damga vuran Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun polemiğini, “Açıkça savcıların tehdit edildiği bir ülkede siz Adalet Bakanı olmaktan hicap etmiyor musunuz? Açıkça sokaklarda terör estirilen bir ülkede siz iç İşleri Bakanı olmaktan hicap etmiyor musunuz? Siz bakanlık yapmak yerine twitter’dan birbirinize laf sokasınız diye mi atandınız o makamlara! Bir İçişleri bir gün tweet atar açıkça kendisine imtiyaz ister, diğer gün başka bir tweet atar kendisini polis, savcı ve yetmez hakim yerine koyup ahkam keser. Beyler, kendinize gelin kendinize. Tamam anladık ağır bir cehalet ve ciddiyetsizlik içerisindesiniz. Ne çapınız ne ahlakınız ne de liyakatiniz o makamları taşımıyor ama bu ülkeyi ateş yerine çevirmenize müsaade edilemez, etmeyeceğiz. Bir ülkenin iç işleri ve adalet bakanı twitterdan atışmaya başlamışsa o ülkede adalete ve kamu düzenine dair söylenecek söz kalmamış demektir. Siz twitterda trollük yapmaya başlarsanız, ülkede adaleti sokak çeteleri ve mafya sağlamaya, kamu düzenini kendisini devletin sahibi zanneden bir siyasi parti lideri sağlamaya kalkar” şeklinde değerlendirdi.

Bugün koalisyon iktidarının vasisi 17/25 FETÖ saatinin önünde poz veren kişidir

MHP lideri Bahçeli’ye sert sözlerle yüklenen Davutoğlu, Bahçeli’nin koalisyonu yöneten kişi olduğunu dile getirerek, 17-25 Aralık saatinin önünde poz verdiğini şu sözlerle hatırlattı:

“Etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik ayaklarımızın altında sloganlarıyla yola çıkan AK Parti bugün eski Türkiye’nin bütün ötekileştirmelerinin şehvetli savunucusu haline gelmiştir. Evet, milyonlarca Kürt vatandaşımıza kayyım atamışlardır, siz kendinizi yönetemezsiniz demişlerdir ama aynı AK Parti kendi kendisine de kayyım atamıştır. Bugün koalisyon iktidarının vasisi 17/25 FETÖ saatinin önünde poz veren kişidir. Bu iktidarın sözcülüğü ise Sayın Erdoğan’a kalmıştır. AK Parti programı, ilkeleri, değerleri ve siyaseti atanan kayyımla fiilen yok edilmiştir. Artık AK Partili kardeşlerim MHP’li taklidi yapabildikleri oranda kendilerine AK Parti’de yer bulabilir hale gelmiştir. AK Parti, Sivas’tan ötesini ise kendisine yasaklı bölge ilan eden küçük, dar, marjinal ve radikal iki küçük partinin vesayeti altına girmiştir. Ben AK Partili kardeşlerimin tıpkı oyları yok sayılan milyonlarca Kürt kardeşimiz gibi kayyıma hayır dediklerini biliyorum. Çünkü bu kayyım iktidarının Türkiye’ye, milletimize ve yarınlarımıza sunabileceği hiçbir şey bulunmamaktadır.”

Cahiliye lobisi!

Hükümetin faiz artırımını, pandemi dönemindeki ekonomi politikasını ve enflasyonun geldiği noktaya ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, ekonomi yönetimini de sert sözlerle eleştirerek “Dünyada hem gelişen hem de gelişmekte olan ülkelerde enflasyon ve faizler sıfıra düşmüşken; Türkiye’de enflasyon %14’ü, kredi faizleri %20 yi geçti. Pandeminin başında hibe verilmesi gerekenlere kredi veren,krediye ihtiyacı olmayanı kredi almaya teşvik eden cahil ekonomi yönetimi ise Erdoğan affı ile kaçıp gitti. Yerine gelenler 3 yıldır oluşan “itibar açığı”‘nı kapatmanın yolunu faizleri yükseltmekte buldular” şeklinde konuştu. Davutoğlu, ayrıca “Erdoğan ne zaman faiz lobisi dese biz anlıyor ki faizler artacak, zam yağmurıu devam edecek. Ama siz bırakın bunların faiz lobisi boş laflarını. Bunlardan daha büyük bir faiz lobisi yok zaten dünyada. Dünyanın ilk 25 ekonomisi içerisinde en fazla faizi veren ülke biziz. Eğer bir faiz lobisi varsa bu koalisyon iktidarıdır, Erdoğan iktidarıdır” dedi.

Gelecek Partisi lideri, ekonomi yönetimini “Cahiliye lobisi” olarak niteleyerek şunları söyledi:

Ben size Türkiye’deki en büyük lobiyi söyleyeyim. Bu iktidar eliyle işletilmektedir. Elini sürdüğü her şeyi kurutmaktadır. Hukuk devleti nedir bilmez. Yolsuzluk yapamayınca elleri titremeye başlar. Bunlara helal-haram bir anlam ifade etmez. Sabah akşam ona buna küfür eder. Sabah akşam onu hain bunu işbirlikçi ilan eder. Fanatik bir şekilde akıl, liyakat ve ahlak görünce kontrolü kaybeder, saldırganlaşır. Bu ne lobinin ismi nedir biliyor musunuz? Cahiliyye lobisi! Evet bugün bu iktidarın dönüştüğü şeyin ismi cahiliyye lobisidir. Zaten ancak böylesi bir cahiliyye lobisi elinde güzelim ülkemiz üç dört yılda tanınamaz hale getirilebilirdi.

Bu sefer yandaşlarına vermediler, doğrudan kendileri aşı oldular!

Son günlerin en çok tartışılan konuları arasında yer alan koronavirüs aşısına ilişkin konuşan Davutoğlu, AK Parti MKYK’sının aşı olmasına da tepki göstererek şunları söyledi:

“Aşı krizi devam etmektedir. Günde 1,5-2 milyon kişiyi aşılayacağını ilan eden bu iktidar bir haftadır ancak bir milyon kişiye aşı yapabildi. Zaten birkaç gün daha devam ederlerse eldeki aşı bitiyor ama bunların palavraları bitmez. Çıkar hiçbir şekilde sorularımıza cevap vermeden başka bir yalanı rahatlıkla söylerler. İşte iki hafta önce, bakın yandaşlarınıza aşı yaptırmayın, herkes ahlaklı bir şekilde sırasını beklesin dedik. Ne Yaptı bunlar. Sözümüzü dinlediler. Allah razı olsun. Bu sefer önce yandaşlarına vermediler. Doğrudan kendileri aşı oldular! Her felaketin, her yıkımın, her depremin maalesef fırsatçıları, ahlaksızları ve vurguncuları hep olmuştur. Maalesef Korona salgınında da durum değişmedi. Farklı olan tek şey bu salgının en büyük vicdansızı ve fırsatçısının bizatihi iktidar olmasıdır. Bütün ülke, kronik hastalıkları olanlar, yaşlılar, her ay 5-6 bin yakını koronadan kaybedenler aşı vurulmayı beklerken büyük bir arsızlıkla AK Parti MKYK’sı herkesten önce aşı vurulmuştur. Bu iktidar Korona fırsatçılığını, salgın vurgunculuğunu kendisine yakışır bir şekilde kimseye bırakmamıştır. Bütün AK Parti MKYK’sını aşılandıkları için tebrik ediyorum. 80 milyon aşı beklerken öncelikli olarak aşılanmaları kendilerine çok yakışan bir uygulama olmuş. Eminim ki akraba ve yakınlarını, yandaşlarını, şoförden genel müdüre, yandaş müteahhitten eski belediye başkanlarına, magazine yıldızlarından liyakat sahibi rektörlere, milletimizin adım atmadan önce muhakkak örnek almak istediği bütün mühim adamlarınıza kadar hepsini aşılamışsınızdır.”

AK Parti kapatılmıştır, Erdoğan ipotek altındadır!

AK Parti bu kayyım düzeniyle devam ederse sonunda bir AK Parti kalmayacak. Bundan emin olabilirsiniz. Zaten 2002’deki AK Parti’den eser kalmamıştır. 2002’nin AK Partisi bugün olsa Bahçeli kapatalım der Erdoğan gayri milli ve terörist ilan eder. Böyle demiyorlarsa bir tek sebepten dolayıdır: ÇÜNKÜ AK PARTİ KAPATILMIŞTIR. Bugün AK Parti tabelası yazan partinin 2002’deki AK Parti ile zerre alakası yoktur. Zaten AK Parti’ye bakan ve kendisini kandırmak istemeyen hiç kimse AK Parti’yi görmemektedir. Maalesef AK Parti’nin üzerindeki Bahçeli vesayetini, Bahçeli mührünü ve Perinçek gölgesini görmektedir. Bugün AK Parti geçmişini inkar ettiği ve geleceğini yok edebildiği ölçüde var olabilen bir yapıya dönüşmüştür. Milletin asırlık birikimi kişisel hırs ve bütün değerlerinden istifa etmiş bir şekilde biraz daha iktidarda kalmak için milletin yüzde 90’ından fazlasından yüz bulamayan marjinal, hiçbir Türkiye vizyonu ve millet derdi olmayan partilere ipotek edilmiştir. Erdoğan nereye gitse, ne yapsa ve ne söylese bu ağır ipotek altında söylemektedir, yapmaktadır.

Hibya Haber Ajansı