Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonomi üzerinde "ağır" bir etki oluşturduğuna dikkat çeken Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye’ye muhtemel etkileri hakkında değerlendirmelerde ve önerilerde bulundu.

Demir; Rusya-Ukrayna Savaşının Türkiye ekonomisine negatif etkilerini minimize etmek ve oluşan fırsatlardan maksimum seviyede istifade etmek şart!

Uzun yıllar Rusya ve Ukrayna pazarlarında büyük ticari başarılara imza atan, dünyanın birçok ülkesine başta Avrupa ülkeleri, Ortadoğu ve Amerika’ya ihracat yapan büyük şirketleri halen yöneten Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, ‘Türkiye'nin dış ticaret hacminde toplam 40 milyar dolarla önemli yere sahip Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisinin önemini artırmaktadır. İki ülke arasında yaşanan savaşın Türkiye ekonomisine negatif etkileri olduğu gibi başka fırsatlarında oluşmasına zemin oluşturduğu gözden kaçırılmayacak öneme sahiptir. Özellikle ihracat ve ithalat noktasında büyük bir strateji ile iki ülke arasında yaşanan savaşın Türkiye ekonomisine negatif etkileri minimize edilmesi ve oluşan fırsatlardan maksimum seviyede istifade edilmesi çok büyük bir önem barındırmaktadır.’ dedi.

İhracat ve ithalatta alternatif pazarlar ivedilikle devreye alınmalıdır.

Rusya-Ukrayna Savaşının küresel ekonomi üzerinde oluşturduğu negatif durumdan Türkiye ekonomisinin etkilenmemesi için ihracat ve ithalat noktasında alternatif pazarların hızlı bir şekilde devreye alınmasının önemine değinen Araştırmacı yazar Hüseyin Demir,’ Rusya-Ukrayna Savaşı sebebiyle, Dünyada enerjiden tarıma birçok ekonomik alanda büyük ekonomik dalgalanmalar yaşanmakta ve iki ülke ile ticari ilişkilere sahip ülkelerin ekonomileri yaşanan ekonomik dalgalanmadan daha fazla etkilenmektedir. Türkiye'nin dış ticaret hacminde toplam 40 milyar dolar gibi önemli bir yere sahip Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gelişmelerden dolayısıyla en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Yaşanan savaşın Türkiye ekonomisine olası negatif etkilerini azaltmanın önemi bu noktada artmaktadır. Tüm negatif etkileri minimum seviyeye çekmek için yasal düzenlemeler ile alternatif Pazar olabilecek ülkeler ile diplomatik ilişkilerin ivedilikle ihracatçıyı zarara uğratmadan kurulması çok büyük bir önem taşımakta ve ithalat noktasında Rusya ve Ukrayna’Dan ithal edilen ürün ve hammaddeler noktasında alternatif ülkeler hemen devreye alınacak şekilde bir çalışma hayati bir öneme sahip olmaktadır. ‘dedi.

Yazar Demir,’Rusya ve Ukrayna gibi Türkiye için çok büyük öneme sahip iki ülke arasında yaşanan veya yaşanabilecek gelişmeler göz önüne alınarak Türkiye ekonomisine olası etkileri hesap edilerek, tedarik zincirlerinin bozulmaması, ihracat ve ithalatta yaşanabilecek tüm aksaklıklara çözümlerin hazır ve hızlı bir şekilde devreye alınabilecek alt yapının kurulması, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan veya yaşanabilecek tüm gelişmelere karşı Türkiye ekonomisinin güçlenerek yoluna devam etmesine olanak oluşturacaktır. Bu kapsamda Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatlar doğrultusunda ilgili bakanlıkların özverili çalışmalar yapması ile inşAllah ülke ekonomimiz karlı çıkacaktır. ’dedi.

Tüm dünyadaki nükleer tesislerin çevresi savaşa yasak bölge ilan edilmelidir.

Rusya'nın Energodar kentindeki Zaporoji nükleer santralini ele geçirme saldırısı sırasında santralde çıkan yangınının büyük bir tedirginliğe neden olduğunu hatırlatarak nükleer santral ile ilgili şu ifadeleri kaydeden Araştırmacı yazar Hüseyin Demir,’Zaporoji nükleer santralinde yaşanacak bir patlamanın Çernobil'in 10 katı büyüklüğünde bir faciaya neden olacağı açıktır. Zaporoji nükleer santralinde yaşanabilecek olası bir patlama,Avrupa ve Türkiye’yi kapsayacak bir faciaya neden olacağı gibi radyasyon etkisi, tüm dünyada hissedilecektir. Dünyanın tamamında faciaya neden olabilecek böylesi yapıların çevresi savaşa yasak bölge olarak ilan edilmeli ve derhal tüm ülkeler Zaporoji nükleer santrali ve çevresindeki savaşın durdurulması için diplomatik girişimlerini artırmalıdır. Yaşanabilecek bir olayın geri dönüşünün olmadığı nükleer santraller gibi örneklere sahip hadiselerde tüm dünya ülkelerinin ortak bir katılım ile savaşa yasak bölge mutabakatı imzalaması, insan hayatı için çok elzem ve gerekliği son derece hayati olan bir konu olmasından dolayı, bu konuya tüm dünya ülkeleri gerekli önemi vermelidir. ’dedi.

Avrupa ülkeleri çifte insani yaklaşımdan vazgeçerek, Türkiye gibi tüm insanlığa aynı insani yaklaşımı göstermeli!

Türkiye’yi Suriyeli mülteciler noktasında yalnız bırakan Avrupa ülkelerini bekleyen sığınmacı krizine dikkat çeken Araştırmacı yazar Hüseyin Demir,’ Birleşmiş Milletler BM, Ukrayna’da şiddetin artması halinde 4 milyon sivilin mülteci olarak farklı ülkelere kaçmak zorunda kalacağını açıklaması ve BM verilerine göre 1,2 milyondan fazla Ukraynalının evlerini terk ederek komşu ülkelere geçtiği dikkate alındığında Türkiye’yi Suriyeli mülteciler noktasında yalnız bırakan Avrupa ülkelerini bir sığınmacı krizi ile karşı karşıya kalacağını göstermektedir. Avrupa ülkelerinin, Ukraynalı mültecilere gösterdiği tavır ile Suriyeli mültecilere geçmişte ve halen gösterdikleri tavır, insani manada ikiyüzlülüğün resmini tam olarak ifade etmektedir. Tüm dünyaya insanlık dersi veren Türkiye’yi örnek almaları ve ileride bir gün sığınmacı durumuna düşebileceklerini görmeleri adına Rusya- Ukrayna savaşından dersler almaları, Avrupa ülkelerinin faydasına olacaktır. Avrupa ülkelerinin Suriyeli sığınmacılar hususunda üstlenmeleri gereken ama üstenmedikleri yükü üstlenerek, sığınmacılar konusunda yalnız bıraktıkları Türkiye ile yeni bir sayfa açmaları, insanlık adına önemli gelişmeleri beraberinde getirecektir. Türkiye gibi ırk, renk, dil farkı gözetmeden tüm insanlığa eşit insani yaklaşımı göstermeleri, onların geleceği içinde önemli bir kazanım olacağı gibi savaşlarında azalmasına büyük katkı sağlayacaktır. ’dedi.

Kaynak
Hibya Haber Ajansı