WWF, iklim değişikliği, aşırı avlanma, kirlilik, deniz ticareti ve kıyı gelişiminin yarattığı baskıların Akdeniz'i riske atan faktörler olarak öne çıktığını duyurdu.
WWF, raporunda "Akdeniz tropikleşiyor" uyarısını yineleyerek, Akdeniz'de deniz suyunun hızla ısınması nedeniyle en az 1000 yeni istilacı türün ortaya çıktığını ve daha sıcak bölgelerden Akdeniz'e doğru yol aldıklarını belirtti. 
WWF raporunda Akdeniz, deniz suyu sıcaklığındaki artışın dünyadaki diğer deniz ve okyanuslardan yüzde 20 daha hızlı olduğunun altını çizdi.
Raporda, Akdeniz'in en doğu sularındaki yerli deniz kabuklarının yaklaşık yüzde 90 oranında azaldığı, denizanalarının arttığı ve normalde Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusu'nda görülen aslan balığı gibi zehirli türlerin olduğu paylaşıldı. Türkiye ve çevresindeki sular, deniz habitatlarının büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
Ayrıca, daha yüksek sıcaklıkların ve artan fırtına sıklığının ve yoğunluğunun deniz tabanını değiştirdiği ve bazı bölgelerde deniz otu, mercan veya pina varlığının yok olma noktasına kadar azalmasına neden olduğu kaydedilmiştir.
İklim ve okyanuslar arasındaki ilişkiyi, biyolojik çeşitliliği ve balık stoklarını çoğaltmak için denizi iyileştirme ihtiyacının açıkça görüldüğünü vurgulayan WWF, Akdeniz'deki ve dünyadaki tüm liderlere "Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) ve Barselona Sözleşmesi çerçevesinde anlaşmaya varılan iklim eylemleri ve finansal mekanizmalar aracılığıyla biyolojik çeşitliliği güçlendirme" çağrısı yaptı.
WWF İspanya'nın deniz koruma alanları uzmanı Oscar Esparza da yaptığı değerlendirmede, "Ekolojik bir geçiş sağlanana kadar, ekonomiyi karbondan arındırarak, deniz ekosistemlerini iklim değişikliğine karşı korumanın ve muhafaza etmenin en iyi yolu, değişikliklere uyum sağlamak için daha büyük bir doğal kapasiteye sahip sağlıklı ekosistemleri korumaktır. İyi yönetilen deniz koruma alanları, deniz türleri üzerindeki stresi azaltmakta çok yararlı olabilir." ifadelerini kullandı.