Her yıl ivme kazanarak büyüyen güneş enerjisi sektörünün Türkiye’deki toplam kurulu gücü Mayıs 2021 itibariyle 7 GW’ı aştı. Raporda, bu gelişmede Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında verilen teşvikler ve hızla ucuzlayan panel ve işçilik maliyetlerinin önemli rol oynadığı vurgulanırken, bundan sonra güneş için YEKDEM’e ihtiyaç kalmadığı, ancak güneş enerjisi yatırımlarının önünü açmak için yeni iş modellerinin gerekli olduğu belirtildi.

Solar3GW’nin her yıl 3 GW’lık güneş enerjisi santrali kurulması hedefinin baz alındığı raporda, güneş enerjisi üretimi öztüketim temelli ve ticari temelli olmak üzere 2 ana kırılımda, 5 iş modeli ile ele alındı. Halihazırda pazarda bulunan Öztüketim Modeli, Lisanslı - İhaleli - Teşvikli Model, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Alanları (YEKA) ve henüz Türkiye pazarında uygulanmayan Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşması (YETA) ile İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model.

Türkiye’nin yerli enerji politikasına uyumlu modeller

Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, Öztüketim Modeli’yle birlikte YETA ve İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model’in elektrik talebine uygun olarak, serbest piyasa dinamikleri çerçevesinde şekillendiğine dikkat çekti. 

Turhan şunları söyledi: “Önerdiğimiz bu 3 model, özellikle henüz Türkiye’de uygulanmayan YETA ve İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model, Türkiye’nin yerli ve temiz enerji kaynaklarının kullanımını arttırmayı amaçlayan politikasıyla tam uyumlu. İklim değişikliğiyle mücadelede de güneş enerjisinin son derece etkin bir şekilde kullanılması öngörülüyor. Serbest piyasa dinamikleri çerçevesinde herhangi bir teşvike ihtiyaç duymadan işleyebilecek bu modeller sayesinde Türkiye elektrik piyasası çağın ihtiyaçları doğrultusunda gelişimini sürdürebilecek” dedi.

Turhan, güneş enerjisinde yeni iş modellerinin neler kazandıracağını ise şöyle anlattı: “Güneş enerjisiyle elektrik üretecek santraller İyileştirilmiş Öztüketim Modeli, YETA ve İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model hızla hayata geçirildiğinde, 2019 yılı elektrik üretim değerlerinin önümüzdeki 10 yıl boyunca benzer oranlarla artmaya devam etmesi halinde, 9 yılda kömür ithalatı sıfırlanabilir. Takip eden 8 buçuk yılda da doğal gaz ithalatına son verilebilir. Tüm bu modellerle her yıl üretime 3 GW kapasite eklenmesi halinde doğal gazdan 10 senede 3,4 milyar dolar tasarruf edilmesi söz konusu aynı süre içinde 40 milyon ton CO2 gazı emisyonunun önüne geçilebilir” dedi. 

2 modelle Türkiye’nin doğal gaz ithalatı yüzde 25,5 azalır

Rapora göre, YETA sayesinde elektrik ihtiyacı olan taraf ile elektrik üreten taraf ‘kamu kaynakları’ olmaksızın buluşturuluyor. Piyasaya somut bir talep vasıtasıyla giren bu santrallerin öngörülebilir bir mekanizmayla finansmanı sağlanıyor ve üretilen temiz enerji fiyat garantisiyle tüketiciye ulaştırılıyor. Model herhangi bir teşvik içermediğinden, serbest piyasa fiyat oluşumlarını negatif etkilemesi söz konusu değil. İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model ise tamamen özel sektör tarafından ilgili bölgedeki elektrik ihtiyacının analiz edilmesiyle, bölgenin şebeke yeterliliği ve ihtiyaçlarına göre şekillendirilecek ve projelendirilecek. Bu model ihalesiz olduğundan, kapasite tahsisi gibi pek çok farklı devlet kurumunun koordinasyonunu gerektiren uzun bürokratik süreçler olmayacak, kamu kaynakları asgari düzeyde kullanılacak.

Turhan, elektrik santrallerinin YETA veya İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model’le kurulması halinde Türkiye’ye sağlayacağı faydaları şöyle sıralıyor: “Mesela sadece yıllık 675 MW YETA ile 10 yılda Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 5’ini karşılamak mümkün. Bu sayede 10 yılda yüzde 24 kömür veya yüzde 25,5 doğal gaz ithalatının önüne geçilebilir. Engellenen karbon emisyonu ise 8.6 milyon tona ulaşır” diyor.

Öztüketimde iletim kaybına son

Öztüketim Modeli ise, aynı dağıtım bölgesinden olmak üzere ayrı üretim ve tüketim noktalarında olabilecek şekilde tasarlanabiliyor. Yürürlükteki Lisanssız GES Mevzuatı’nda güneş enerji sistemlerinin çatı ve arazi kurulumları dışında, deniz, göl gibi alanlarda da kurulumu öngörülüyor ayrıca raporda, Türkiye’nin elektriğin üretildiği noktadan son tüketiciye ulaştığı noktaya kadar ciddi kayıplar yaşandığı, son 10 yılda üretimde ortalama yüzde 4,6, iletimde yüzde 2,2, dağıtımda da yüzde 12 kayıp yaşandığı vurgulanıyor. 

Üretim ve tüketimin aynı noktada olduğu elektrik santrallerinin kurulumunda, Öztüketim Modeli’nin uygulanması halinde yüzde 15,8 oranında kaybın önüne geçilebilecek. Üretim ve tüketimin aynı dağıtım bölgesinde farklı noktada olduğu kurulumlarda ise, Öztüketim Modeli’nin uygulanmasıyla kayıp yüzde 6,8 oranında azalacak.

Solar3GW’nin yıllık 3 GW hedefi doğrultusunda, bu modelin uygulanmasıyla kurulacak elektrik santrallerinde her yıl 362,7 GWh kayıp engellenebilir. Modelin sürdürülebilir bir şekilde uygulanması halinde 10 yılda kömür ithalatı yüzde 60 veya doğal gaz ithalatı yüzde 64 azaltılabilir. Doğal gaz ithalatından 1,9 milyar dolar tasarruf edilebilir yine aynı süre içinde 22 milyon ton karbon emisyonunun önüne geçmek mümkün.

KDV oranı düşürülmeli

Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Turhan, Öztüketim Modeli ile GES kurulumunda yerli panel kullanılması halinde, yüzde 18 olan KDV oranının düşürülmesi ve düşük faizli kredi finansmanının bu iş modelini yaygınlaştıracağını, aynı zamanda yerli panel üreticilerini de teşvik edeceğini belirtti. Turhan, YETA ve İhalesiz, Teşviksiz, Lisanslı Model için gerekli mevzuat altyapısı oluşturulması ve potansiyel yeni lisans kapasitesi için sektörün bekletilmemesi gerektiğini vurguladı.

 

Hibya Haber Ajansı