UST’ler Salı günü zayıf bir şekilde kapandı, 20 yıllık ihaleden sonra da getiri eğrisi dikleşme hareketini biraz gevşetti. 20 yıllık tahvil ihalesinde getiri %1,942 olurken talep de güçlü gerçekleşti. 20 yıllıklarda %1,90, 10 yıllıklarda %1,48 seviyesindeyiz. Avrupa ve Birleşik Krallık devlet tahvilleriyle kıyasladığımızda getiri makası ABD lehine hareket edebilir görünüyor. Büyüme ve faiz makası Fed’in daha erken sıkılaşmasına yönelik ana kaynak oluşturacakken, ECB’nin Covid riskleri nedeniyle ihtiyatlı alanda kalacağını değerlendiriyoruz. ABD getiri eğrisi ve Eurodollar eğrisi de bu çerçevede şekillenecektir. BOE'den gelen faiz artışı sürpriz olarak değerlendirilse de, ılımlı sıkılaşma zemini çerçevesinde şu anki aşamanın sadece Covid kaynaklı ekonomi desteklerinin kontrollü azaltılması noktasında olduğunu anlıyoruz. Fed’in dönüşümünde enflasyon riskleri sıkılaşmanın ana nedeni, bilanço müdahalesi ise kontrol alanı dahilinde gerçekleştiriliyor. Tabii enflasyondan duyulan endişeye bağlı olarak, sıkılaşmanın zemini olayısıyla da bilanço azaltımı daha hızlı şekilde gerçekleştirilebilir. Faiz artırımı projeksiyonlarını da bu kriterler dahilinde okumak gerekir. Tahvil piyasası Fed’I şu aşamada fazla agresif olarak değerlendirdiği için, tam olarak sıkılaşma ve enflasyon beklentilerini yansıtan bir fiyatlama yapmıyor. Ancak 10 yıllıklar biraz daha artıp %1,50 üzerinde kalmaya başladığında yükseliş beklentisini ön plana getiren bir pozisyonda olacağız. Enflasyon korkuları ve Fed'in geçici söylemini terk ederek enflasyonist kampa katılması durumunu izliyoruz, ancak enflasyonun halen daha uzun çerçevede %2 hedefine biraz daha yakın bir yükseliğe geçeceğine dair inanç var. Tedarik zincirleri normalleşirse enflasyon konusunda daha iyimser olunacak bir pozisyona gelinebilir, bu şartlarda ise halen temkinli olmak lazım. Fed ters repo miktarı 1.758 tr dolarla yeni rekorlar kırmaya devam ediyor. Türkiye hükümetinin kur endeksli TL mevduat ürününü açıklamasının ardından, önlemlerin sürdürülebilirliği şu anda değerlendiriliyor. Dolayısıyla piyasa halen hız treni formasyonunda, aşırı değişken bir yapıda. Para birimi oldukça volatile ve bu durum Hazine ile TCMB’nin açıkladığı TL mevduatlara döviz farkı ödemesi esaslarından sonra da benzer şekilde devam ediyor. Lira, Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetinin tasarrufları liradaki dalgalanmalardan korumak için bir programın başlatılması başta olmak üzere tedbirler planladığını söylemesinin ardından 1983'ten bu yana en büyük rallisini gerçekleştirdi. Liranın major para birimleri karşısındaki düşüşlerinin bankaların vaat ettiği faiz oranlarını aşması halinde, hükümet lira mevduat sahiplerinin uğradığı zararları telafi edecek. Hükümetin yeni önlemleri, bireysel yatırımcıların dolar talebini azaltmayı ve ülkenin para birimi için üç aylık kargaşaya son vermeyi amaçlıyor. Ancak yerel yatırımcıların nasıl tepki vereceği ve yeni politikaların sürdürülebilir olup olmadığı henüz belli değil. CDS 600 puan civarında ve risk göstergeleri halen yüksek seyrediyor. Hazine’nin ve TCMB’nin üsteleneceği döviz kuru farkı ödemeleri konusunda dış borçlanma gereği ve para arzına ilişkin durumlar net değil, bu nedenle daha uzun süreli etkiler bakımından modelin başarısına bakmak gerekiyor. DTH-TL çevrimleri artarsa bunun döviz kuruna olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Hükümetin yeni ekonomik model uygulamasından dolayı Merkez Bankası’nın aşırı zorlayıcı koşullar oluşmadığı sürece faiz artırmasını beklemiyoruz. Döviz kuru farkı desteği uygulamalarının başarısı için enflasyondaki artış, negatif TL getirilerinin durumu, TCMB politika faizi ve DTH mudilerinin TL’ye rağbet derecesi önemli olacaktır.

Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı