Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal ve beraberindeki heyet, Samsun DSP İl Başkanlığı binası açılışı için bugün Samsun’a gitti. Açılış öncesi sırasıyla Aksakal ve heyeti Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’i makamında ziyaret etti. Ardından DSP Genel Başkanı Aksakal, Samsun DSP İl Başkanlığı açılışı için beraberindeki heyetle açılışın yapılacağı binanın önüne geldi ve orada bir konuşma gerçekleştirdi.

Aksakal konuşmasında;

“Saygıdeğer Samsunlu hemşehrilerim, basınımızın değerli temsilcileri,

Değerli Demokratik Sol’cu arkadaşlarım,

Bugün burada Demokratik Sol Parti Samsun İl Başkanlığı’nın yeni İl binasını, Güvercin Yuvasını açmak üzere toplandık.

Hepinize Ankara’dan selamlar getirdik, hoş geldiniz sefalar getirdiniz!

Bana bu ziyaretimizde eşlik eden arkadaşlarımı da sizlere tanıtmak isterim;

Genel Başkan Yardımcımız Sayın Hidayet Bektaş, PM Üyemiz ve Örgüt Kurulu Başkan Yardımcımız Sayın Hikmet Aydemir, PM Üyemiz ve Örgüt Kurulu Başkan Yardımcımız Sayın Ejder Onursal, MDK Üyemiz Sayın Namık Kaya, Ankara İl Başkanımız Sayın Turgay Akbaba

Değerli Samsunlular,

Samsun sadece bizler için değil, tüm Türkiye için yeni bir tarihin başlangıç noktasıdır.

2019 yılı 19 Mayıs’ında burada, Kurtuluş meşalesinin yakıldığı yerdeydik. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir milletin makus talihini yenmek üzere karaya ayak bastığı noktadaydık.

Böyle bir tarihsel olayın 100. yılını yerinde yaşamış olmaktan dolayı büyük onur duyuyorum, gurur duyuyorum.

Sizler bu gururu her gün yaşıyorsunuz, ne mutlu sizlere!

Şunu önemle hatırlatmak isterim ki, küresel güçlerin bu topraklar üzerindeki heves ve hayalleri ilk günkü canlılığını koruyor. Bunu asla unutmayın.

Büyük Atatürk gençliğe hitabesinde bunları açık seçik tespit etmiş, “dahili ve harici bedhahların olacaktır” demişti.

Ne demek “bedhah?”

Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü kalpli demek… Nitekim bugün hem içimizden, hem de dışarıdan asil Türk milletinin kötülüğünü isteyen, kötü niyetli bir çok kesim bu ülkenin bölünüp parçalanması için küresel güçlerle hareket ediyor.

Bunu hepiniz yakından gözlemliyorsunuz. Bir taraftan AB, bir taraftan ABD çeşitli terör örgütlerini de kullanarak ülkemizin istikrarsızlaştırılması için ellerinden gelen her türlü stratejiyi hayata geçirmekten çekinmiyor.

40 yıldır PKK terör örgütü ile mücadele ederken, bir yandan da devletin bütün kurumlarına sinsice yerleştirilmiş olan FETÖ yapılanmasının temizliğiyle uğraşıyoruz.

Kaç yıl geçti, temizlemekle tükenmiyorlar. Hâlâ daha kripto unsurları kendilerini ustaca gizleyebiliyorlar.

Ama hiç merak etmeyin, kadim Türk devletinin inançlı kadroları bunların hepsinin hakkından gelmeyi bilecektir.

Değerli kardeşlerim,

Yirmi yıldır Ak Parti iktidarının idaresi altındayız. İyisiyle kötüsüyle geçen bu sürenin büyük çoğunluğunu topluca bir tedirginlik duygusuyla yaşadık.

Özellikle demokratik, lâik, hukuk devleti niteliklerini sürekli tartışmaya açık tutan bir iktidar anlayışı, kurtuluş ateşinin yakıldığı bu topraklar başta olmak üzere yurdun tümünde sürekli bir kaygı içerisinde günlerini geçirdi.

Ekonomide yaşanan olumsuzlukları bir kenara bırakıyorum, hükümetler yanlış yapabilirler, bu yanlışlar elbette bir şekilde düzeltilir ama vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumsal yapımızın kuruluş değerlerimizden uzaklaştırılıp başka kültürlerin etkisi altına sokulması gibi girişimlere açık tutulması bizleri oldukça kaygılandırmaktadır.

Bakın; yanı başımızda yaşanan bir iç savaş neticesinde 6,5 milyon Suriyeli benim ülkemin 81 vilayetinde cirit atıyor.

Neymiş efendim? Bunlar “mülteci” ymiş, “göçmen” miş. Asla kabul etmiyorum! Bunlar düpedüz “sığınmacı” dır!

6,5 milyon!! Benim nüfusumun neredeyse yüzde 10’una yakın. Bu kabul edilemez değerli arkadaşlar!

Şimdi bir de Afganistanlıları başımıza musallat ettiler.

Bizim kimyamızla oynuyorlar!

Artık bunu görmemiz gerekmiyor mu? Bu işin şakası yok!

Buradan… Samsun’dan iktidara sesleniyorum; bu sığınmacıları derhal evlerine geri gönderin!

Aksi halde gelecek kuşaklarımız sizleri asla affetmeyecektir.

Değerli Samsunlu hemşerilerim,

Değerli Demokratik Solcular,

Önümüzde artık yeni bir seçim dönemi hızla yaklaşıyor. Ülkedeki demokratik yaşam hakkımızı, halkın katılımcı yönetim hakkını elinden aldılar. Yalanla, dolanla, hileyle hurdayla bu işi başardılar.

Ama sizlerin yaşanan gerçekler karşısında önümüzdeki seçimlerde gereğini yapacağınıza yürekten inanıyorum.

İktidarıyla muhalefetiyle birbirlerinin yanlışlarıyla birbirini besleyen siyaset yapısı nerdeyse kaderimiz haline geldi.

Bundan kurtulmalıyız.

İş sizlere düşüyor.

İktidarı elinde bulunduran güçler, mevcut yapının devamını sağlayabilmek için göstermelik değişikliklerle hakimiyetlerinin devamını sağlama peşinde koşarken, başta ana muhalefet partisi olmak üzere parlamentodaki diğer siyaset temsilcileri onların değirmenine su taşımaktan vazgeçmiyorlar.

Bakın, bir baraj mevzusu tutturmuşlar gidiyor. Halbuki getirdikleri ittifak yasasıyla barajın bir hükmü kalmıyor ama siyasi patronaj var. O ne olacak? Değil mi? Ondan vazgeçemiyorlar.

Yüzde 7’ye indireceklermiş. Niye zahmet ediyorsunuz? Bırakın bu haliyle kalsın o zaman. Ama bu demokrasi değil.

Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemini getirdiniz, yönetimde istikrarı sağladınız. Peki temsilde adalet ne olacak?

Hani “adalet” getirecektiniz? Bu mu sizin adaletiniz? Eksik olsun!

Biz geçen yıl iki önemli çalışmayı iktidar ve muhalefet partilerine götürdük. Görüyoruz ki seçim kanunlarında ve Siyasi Partiler kanununda yapılacak değişiklikler kendi bekaları için kurgulanacak.

Siyasi partilere hazine yardımının hakça paylaştırılması, siyasetin finansmanı konusunda şeffaflık, seçimlerde propaganda fırsatlarının eşitsizliği. Daha birçok konu belirsizliğini koruyor.

Değerli Samsunlular,

Bütün bu sorunların yanında ekonomide ve çalışma hayatındaki sıkıntılar da henüz tam olarak çözüme kavuşturulabilmiş değil.

2.825.- lira asgari ücretle insanlar yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor.

Bu yılın üçüncü çeyreğinde “yüzde 21,7 büyüdüğümüz” konusuyla birlikte değerlendirdiğimizde ise, dar gelirli kesimlerin bunu hissetmediklerini görüyoruz.

Peki kimler bu büyümeden aslan payını almıştır?

Elbette ki, iktidara yakın ve entegre çalışan kesimler bu payın sahibi olmuştur.

Değerli Samsunlular, işte siyasetin genel manzarası ayniyle böyle!

Kısacası dört yanından kuşatılmış bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız.

Bu böyle devam edemez.

Samsun’un bizim için, Türkiye için tarihsel bir önemi olduğunu belirtmiştim. DSP olarak Atatürk’ün başlattığı ancak unutturulan Türk Uygarlık Projesine sahip çıkıyoruz.

Güncel verilerle hazırladığımız köklü ve kalıcı çözüm önerilerimizle projelerimizi önümüzdeki süreçte peyderpey sizlerle de paylaşacağız.

Türkiye’nin normalleşmesi, çalışanın emeğinin karşılığını alabileceği, yoksulluğun-yolsuzluğun-yasakların olmadığı bir ülke haline gelebilmesi, dünya milletlerinin ayağına giden değil, onların ayağımıza geldiği bir dönemi yeniden yaşamak için DSP’yi yeniden iktidara taşımak zorundayız.

Onun için diyoruz ki;

Biz sana mecburuz DSP,

Türkiye sana mecbur DSP!

Onun için burada, kurtuluş ateşinin yakıldığı topraklarda Demokratik Sol Parti’nin yeni Güvercin Yuvasını açmaya geldik, şimdi açıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. Tüm Samsunlu kardeşlerimizi bu sıcak yuvaya katılmaya çağırıyorum!” sözlerine yer verdi.

Sivil Düşünce Haber Portalı