Geride bıraktığımız haftada piyasaların odağında ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yaşanan yükseliş eğilimi yer aldı. %1,34 seviyesinden haftaya başlayan ABD 10 yıllık tahvil faizi, dün hızla %1,614’e yükselerek Şubat 2020’den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Tahvil faizlerindeki hızlı yükselişin enflasyona ilişkin endişeleri artırması küresel piyasalardaki risk iştahında bozulmaya neden oldu. ABD Borsalarında sert düşüşler yaşanırken Asya ve Avrupa Borsaları da onları takip etti. Bu gelişmeler ışığında haftaya yükselişle başlayan ve hafta başında 1.569,8 seviyesine kadar yükselen BİST100 Endeksi, küresel piyasalardaki olumsuz havanın etkisiyle sert satışlarla karşılaştı. Bugün 1.443,2 seviyesine kadar gerileyen endeks, %5,70 kayıpla 1.471 puandan haftayı kapattı. Risk algısının bozulmasıyla gelişmekte olan para birimleri dolar karşısında değer kaybederken TL de benzerlerine paralel hareket etti. Haftaya 7 sınırının altında başlayan Dolar/TL, bugün 7,48 seviyesinin üzerine çıktı. Euro/TL ise 8,45’li seviyelerden başladığı haftada 9,10 sınırını test etti. Altının onsu tahvil faizlerindeki yükselişin etkisiyle sert düşerek 1.755,5 dolara kadar geriledi. Gram altın ise onstaki düşüşe rağmen Dolar/TL’deki yükselişin etkisiyle 424 lirayı gördü. Türkiye’nin risk primini gösteren dolar bazlı 5 yıl vadeli CDS oranı 300’ün üzerine çıktı. Yurt dışı yerleşik yatırımcılar 12 -19 Şubat haftasında reel olarak (fiyat ve kur etkisinden arındırılmış) 122,8 milyon dolar hisse senedi satarken 194,5 milyon dolar repo dâhil Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) aldı. Aynı haftada yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin toplam döviz mevduatı 894 milyon dolar azalarak 234.734 milyon dolara geriledi.

 

Uzun Vadede Ne Bekliyoruz…

11,90x olan BİST100 cari F/K çarpanı 9,3x olan 5 yıllık ortalamasına göre %27,3 primli. Türkiye özelinde 2018 ve 2019 yılında artan piyasa volatilitesinin azalmasıyla Borsa İstanbul son dönemde önemli bir ralli yaparak rekor tazelemesine rağmen koronavirüs ve petrol fiyatlarındaki hareketler nedeniyle uluslararası endekslere paralel şekilde 2017 yılından beri en düşük seviyelerini de gördü. Mevcut çarpandaki primin yanında önümüzdeki dönem için belirsizliklerin artıyor olması BİST için aşağı yönlü riskleri artırabilir.

2019’da tamamı ikinci yarıda olmak üzere toplam 1.200 baz puan indirime giderek politika faizini %12,00 seviyesine indiren TCMB, 2020’deki ilk 5 toplantısında 375 baz puan indirimle haftalık repo faizini %8,25’e çekti. 24 Eylül’de son iki yıldaki ilk faiz artırımını gerçekleştirdi ve politika faizini 200 baz puan artışla %10,25’e çekti. 22 Ekim’deki toplantısında ise haftalık repo faizini %10,25 seviyesinde sabit bıraktı. Naci Ağbal göreve geldikten sonra yapılan 19 Kasım toplantısında haftalık repo faizi 475 baz puan artışla  %15,00’e yükseltilirken 24 Aralık toplantısında ise haftalık repo faizi 200 baz puan artışla %17 seviyesine yükseltildi.

 

Ocak ayında %1,68 artan TÜFE’nin TCMB beklenti anketine göre; Şubat ayında %0,78, Mart ayında %0,86, 2021 yılı sonunda %11,23 ve 12 ay sonrasında %10,36 artması beklenmektedir. Yine aynı ankette Dolar/TL’nin 2021 sonunda 7,79, 12 ay sonrasında ise 7,94 olması öngörülmektedir. Cari dengenin 2021 sonunda 24,1 milyar dolar, 2022 yılında ise 22,2 milyar dolar açık vermesi beklenmektedir. GSYH büyümesinin 2021 ve 2022’de sırasıyla %4,1 ve %4,3 olacağı öngörülmektedir. TCMB haftalık repo faizinin cari ay sonunda %17, 3 ay sonrasında %17, 6 ay sonrasında %16,23 ve 12 ay sonrasında ise %13,47 olması beklenmektedir. Hali hazırda %14,92 olan 10 yıllık tahvil faizlerinin 12 ay sonrasında %12,05 seviyesinde dengeleneceği beklenmektedir.

 

Raporun devamı ve detaylı analizler için tıklayınız.

https://www.bmd.com.tr/page/rapor_detay/4679/haftalik-bulten-26.02.2021.htm

 

Kaynak BMD
Hibya Haber Ajansı