Dünya genelinde enflasyonun hala yüksek seyretmesi gıda ve enerji fiyatlarındaki artış sonrası 3-4 ay daha enflasyondaki yükseliş eğiliminin devam edeceğini öngörüyorum. Her ne kadar kur tarafı 13.85 TL seviyesinde sabit tutulmaya çalışılsa da bu enflasyonun düşeceği anlamına gelmemekte. Çünkü ithal girdi maliyetleri halen yükselmeye devam ediyor. Ayrıca yeni gelen zamlarında etkisiyle enflasyondaki yükseliş süreci devam edecektir. Şu süreçte özellikle Fed kararları sonrası kurdaki yükseliş eğiliminin devam edeceğini de düşündüğümüzde Türkiye’nin ciddi bir enflasyon sarmalına girdiğini ve bunun diğerleriyle benzer olmadığını ve artık 90’lı yıllarda olduğu gibi yüksek kalıcı enflasyona hazır olmamız gerektiğinin uyarısını tekrarlayalım.
• Enflasyonda detaylara baktığımızda tarım ürünleri üretici fiyat endeksinde artış sürerken tarımsal girdi endeksinde de artış yaşanmakta. Bu yıl kuraklığın etkisiyle birçok mahsulde rekolte düşüklüğü beklenirken gübre fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle birçok tarım alanında yeteri kadar ve zamanında kullanılmadığını biliyoruz. Bu da rekoltelerde düşüşü hızlandıracak bir durum olarak karşımıza çıkmakta. Bu bağlamda gıda fiyatlarındaki yükselişin sürmesini bekleyebiliriz. Tamda bu sırada Rusya-Ukrayna gerginliğinin ön plana çıkmasıyla başta buğday ve mısır gibi tarım ürünlerindeki sert yükseliş gıda enflasyonunu daha da yukarıya taşıyacaktır. Ayrıca Türkiye’nin buğday ithalatının %86’sının bu bölgeden yapılması işleri oldukça kötüleştiriyor. Türkiye 2021 yılında 17.6 ton buğday üretirken 6.5 ton buğday ihraç etmiş. Toplam buğdayın %25’i ithal. Bu ekmek başta olmak üzere unlu ürünlere yakın zamanda zamların geleceğini işaret ediyor ki ekmek fiyatlarının gıda enflasyonu içerisinde önemli bir payı var. Ukrayna-Rusya savaşı petrol fiyatlarını da oldukça sert etkiledi. Petrol fiyatlarının sert yükselmesi Dolar/TL’nin yüksekliği sebebiyle mazot, benzin ve otogaza yeni zamların gelmesi demek. Yapılan zamlar özellikle ulaşım kaleminde enflasyon yaratmaya devam edecektir. Petrol fiyatlarında yükseliş kısa vadede pek bitecek gibi görünmüyor. Belki ABD ve Çin elindeki petrol stoklarını satmaya başlarsa düşebilir yoksa düşmesi zor. Son dönemde gıda da KDV’nin % 8’den %1’e indirilmesinin etkisinin olmayacağını zaten söylemiştik. Elektrik faturaları üzerinde yapılan KDV indirimleri de bir işe yaramayacaktır. Çünkü etkileri oldukça az kalmakta. Bir yandan elektrik üretim amaçlı doğalgaza ise zam yapılmakta. Yani bu kalemlerde de düşüş kısa vadede imkansız gibi. Ayrıca son dönemde hem konut fiyatlarında hem kira fiyatlarında gördüğümüz artışlar konut enflasyonunu yukarı taşıyor ki şunu unutmamak lazım TÜİK rakamlarına göre son 1 yılda kira artışı %16 olarak görülmekte. Ancak TÜFE’nin altında kimsenin kira artışı yapmadığını hatta % 50’ye varan kira artışlarını çevremizde görüyoruz. Buda konut kaleminden ciddi bir enflasyonun geleceğini göstermekte.
• Bundan sonraki süreçte özellikle kur artışlarının ithal girdi maliyetlerindeki yüksek fiyatlamaları tetiklemesi enflasyonda yükselişlere sebep olabilecektir. Kur Korumalı Mevduat ve özellikle dolar endeksinin son 2 aylık sakin seyri her ne kadar kurların yatay kalmasını sağlasa da Fed’in faiz artırım sürecinde dolar endeksinde beklediğimiz yükseliş sebebiyle kurlardaki artışın devam edeceğini ve bununda enflasyonist baskıyı güçlendireceğini düşünüyorum.
• Şubat ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde % 54.22 seviyesine yükseleceğini tahmin ediyorum. Sol üst grafikte Ocak ayı enflasyonu % 48.69 gerçekleşmişti. Reel faizlerin % - 23.33’e kadar inmesi bizi dünyanın diğer ülkelerinden net bir şekilde ayırırken tamamen dünyadaki tüm ülkelerden koptuk. Tabiki reel faizlerdeki bu düşüş kurda sıçramaları artıracaktır. Reel faizlerdeki düşüş yurtiçine sermaye akımlarını durdururken ayrıca yurtiçinden çıkışları hızlandırmakta. ÜFE’deki artışın sınırlı bir şekilde devam etmesini de bekliyoruz. Kur bu seviyede kalırsa ÜFE’de baz etkisi nefes aldırabilir. Merkez Bankası 17 Şubat’ta gerçekleştirdiği son toplantısının 24 Şubat’ta yayınlanan Para Politikası Kurulu toplantı özetlerinde;
• Uluslararası gıda fiyatlarının arttığını ve artan gıda fiyatlarının genele yayıldığı ifade edilirken İşlenmemiş gıda grubunda taze meyve-sebze fiyatlarının olumsuz ayrıştığı ifade edilmiş. Süt, bakliyat, tahıl, peynir ürünleri ve katı-sıvı yağ fiyatlarında belirgin bir artış kaydedildiği belirtilmiş. Temel gıda kalemlerinde KDV oranının % 8’den 1’e indirilmesi ay ortasında gerçekleştiği için indirimin olumlu etkisi tüketici fiyat endeksine Şubat ve Mart aylarında yansıyacaktır denilmiş. (Çok pozitif bir etki yaratmayacağını ifade edeyim.)
TCMB, Uluslararası ham petrol fiyatlarındaki yükseliş ve ÖTV miktarlarının artırılması sonucu akaryakıt fiyatlarında % 23,35 oranında artış olduğunu, Ocak ayında, mesken elektrik ve doğalgaz, su ve tüpgaz fiyatlarında ciddi artışlar kaydedildiği vurgulanmış. Bu dönemde tüketici fiyatları üzerinde başta elektrik olmak üzere enerji maliyetlerindeki artışların ikincil etkilerinin de izlendiği değerlendirilmektedir denilirken Şubat ayında akaryakıt fiyatlarındaki artışlar devam ederken, mesken elektrik tariflerine getirilen kademelendirmenin yapısındaki değişiklik ve şebeke suyunda yapılan indirimler yakın dönem için enerji fiyatlarını olumlu yönde etkileyecektir vurgusu yapılmış. (Burada da çok olumlu bir etki yaşanacağını düşünmüyoruz). Temel mal gruplarında kur geçişkenliği sebebiyle dayanıklı mal grubu enflasyonun yükseldiğini, Beyaz eşya ve mobilya kalemlerinde yüksek fiyat artışlarının öne çıktığını, matrah düzenlemesinin katkısıyla otomobil fiyatlarının ise daha sınırlı arttığını dile getirmiş. Giyim ve ayakkabı alt grubunda sezon indirimlerinin bu yıl oldukça sınırlı kalmasıyla yıllık enflasyona yukarı yönlü katkı sağladığını kaydetti. TCMB, Hizmet grubu içinde fiyat artışlarının grup geneline yayıldığını, kira ve haberleşme dışındaki alt gruplarda artışın daha belirgin olduğunu ifade ederken son dönem akaryakıt fiyat gelişmelerinin, yönetilen şehir içi ulaşım ve demiryoluyla yolcu taşımacılığı fiyatlarının yanı sıra kargo ve karayolu-havayolu yolcu taşımacılığı ücretlerinde belirgin artışlar gerçekleştiğini söyledi. Sağlık hizmetleriyle birlikte bakım ve onarım, eğlence ve kültür ile sigorta hizmetleri fiyatları yukarıya çeken diğer kalemler olurken mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler kira alt grubunda yükseliş eğiliminin hızlandığına işaret etmiştir denildi. Alkollü içecekler ve tütün grubunda ise ÜFE artışı maktu vergilere yansıtılırken, alkollü içeceklerde üretici fiyatları kaynaklı artışlar da gerçekleştiğini Ocak ayı yıllık manşet enflasyondaki artışa grubun katkısının 1,21 puan olduğunu dile getirdi.
• Ocak ayına ilişkin piyasada enflasyon beklentileri aylık bazda % 3.80’de oluşurken yıllık beklenti % 52.95’te oluşmakta.
• Geçen yılın aynı döneminde en fazla sağlık kaleminin arttığı görülürken en fazla düşüş çeşitli mal ve hizmetler grubunda olmuş.
• Enflasyonun beklentilerin üzerinde yıllık bazda % 54.22 geleceğini tahmin ediyorum.
• Enflasyonda gıda, konut ve enerji fiyatlarında artışın devam ederek enflasyonu yukarı çekmeye devam edeceğini düşünüyorum. Enflasyona puansal katkının en fazla olacağı grubun gıda ve ulaştırma olacağını konut grubunun da et katkı sunabileceğini düşünüyorum. Ancak konutta baz etkisiyle puansal katkısı düşük kalabilir. Kira fiyatlarındaki artış gecikmeli yansıtılmakta. Eğer burada kira artışının yansıtıldığını izlersek beklentimizin üzerinde bir enflasyonda gerçekleşebilir. Benzin, mazot ve LPG’ye gelen zamların yanında gıda fiyatlarındaki artış yine enflasyonun temel belirleyicileri olacaktır bu ayda.
• Diğer merakla beklediğimiz unsur ise ÜFE-TÜFE arasındaki makasın açılarak devam ediyor olması. Şu anda ülkemizde hem talep kaynaklı hem arz kaynaklı enflasyon görülmekte. ÜFE 2022 yılının Ocak ayında % 93.53 olarak gerçekleşmişti. ÜFE-TÜFE arasındaki makas % 44.84 iken (93.53 -48.69 = 44.84) bu maliyetlerin üreticinin sırtına yüklendiği anlamına gelmekte. Yani bu durum değişmez ise ÜFE-TÜFE makası kapanmaz ise beklenenden çok daha fazla yeni zamların yolda olduğunu söyleyebiliriz. Kurdaki artışlar maliyetleri artıracağından zamların devamının geleceğini düşünmekteyiz. Ayrıca ÜFE-TÜFE arasındaki makasın her ay daha fazla açılması da oldukça dikkat çekmekte.
• Piyasa beklentilerimize gelince Fed’in artık net bir şekilde tahvil alım programını Mart ayında bitireceğini söylemesinin yanında Mart ayında faiz artıracağını dile getirmesi küresel bazda doların tüm para birimlerine karşı değer kazanacağını göstermekte. Bilanço azaltımı noktasında sonraki 2 toplantıda konuşacağız diyen Powell piyasadan yakın zamanda piyasadan dolar çekeceklerinin de sinyalini vermiş oldu. 2022 yılında yine 2021 yılında olduğu gibi doların hemen hemen tüm para birimlerine karşı değer kazanacağı bir yıl olacağını hatta bu yılın 2021’den daha sert geçeceğini düşünmekteyim. Rusya-Ukrayna savaşı devlet tahvillerinin tekrar güvenli liman olarak ön plana çıkmasını sağlarken tahvile olan talep arttı ve tahvil faizlerinde gerileme yaşanıyor. ABD 10 yıllık tahvil faizi % 2’lerde önce % 1.70’e kadar geri çekilirken tekrar Fed’in ön plana çıkmasıyla bugün % 1.77 seviyesinden işlem görmekte. ABD 10 yıllık tahvil faizindeki düşüşün geçici olduğunu ve tekrar yükseleceğini düşünüyoruz. Fed, artan enflasyon endişeleri ile gaza basmayı sürdürecektir. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelere olumsuz yansıyacaktır. Bu hafta gelecek tarım dışı, işsizlik oranı ve ortalama saatlik ücret dediğimiz ücret artışları piyasalar açısından oldukça önem arz etmekte.
• Fed’in faiz artışı gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına sebep olabileceği gibi yurtdışı borçlanmalarını da sınırlayabilir. BİST100’de seviye takip etmeyi sürdüreceğiz. 2100 seviyesinin aşılması halinde tekrar yükseliş etkisi başlayabilecekken 1919’un altına inilmesi halinde satışlar yine sertleşebilir. Kur tarafında ise doların küresel bazda değer kazanmaya başlaması ve yurtiçinde faizlerin indirilmesinin ardından dolara olan talebin artması kurdaki yükselişlerin devam edeceğine işaret ediyor. Özellikle hem içerde enflasyonun reel faiz getirilerini düşürmesi hem de ABD 10 yıllık tahvil faizinde beklediğimiz yükseliş Usd/Try’de yükselişin henüz bitmediğini bize söylüyor.
USD/TRY
Teknik olarak baktığımızda USD/TRY için 13.85 seviyesi oldukça kritik. Bu seviyenin üzerinde alımların hızlanmasını bekliyoruz.
Yukarıda 14.15 seviyesinin üzerinde önce 14.65 ve arkasından 16.23 direncine doğru yükseliş yaşanabilir.
Aşağıda ise 13.85 seviyesinin altında önce 13.55 ve arkasından 13.25 desteğine kadar düşüşler görülebilir.
BİST100
Teknik olarak baktığımızda BİST100’de aşağı yönlü eğilim devam ediyor. 2100 seviyesinin altında satış baskısı ön planda olacaktır. Kısa vadede ise 1980-1919 bandı arasında hareket eğilimi mevcut.
Yukarıda 1980 seviyesinin üzerinde önce 2053 ve arkasından 2100 direncine doğru yükseliş yaşanabilir.
Aşağıda ise 1946 seviyesinin altında önce 1919 ve arkasından 1829 desteğine kadar düşüşler görülebilir.
Kaynak: Onur Altın
Hibya Haber Ajansı