FOMC’nin yarın sonucu belli olacak toplantısı varlık alımlarına dair olarak ortaya muhtemelen yeni bir boyut getirmeyecekken, üyeler arasında mevcut varlık alım hızının enflasyon denklemi nedeniyle tartışmanın ana merkezi olmasını bekleriz. Enflasyonun geçiciliği savı, buna karşılık artan fiyat riskleri ve koronavirüs varyantlarının hem ekonomik momentuma hem de enflasyona ilave etkileri Fed’in politika ayarlamasında ince noktaları ele alması gerektiğini gösteriyor. Faiz artırımları ve varlık alımlarının azaltılması konusunda zamanlama beklentisi, sırasıyla 2023 ve 2022 olmakla birlikte Merkez Bankası’nın birçok hassas dengeyi gözetmesi gerekecektir. Enflasyonla başa çıkma, düşük fonlama oranlarının özellikle mortgage piyasası üzerinden enflasyon ve ısınma etkisi potansiyeli, istihdam eşit toparlanma gibi faktörler ele alınmak durumunda. Zor bir süreç olsa da, Fed’in sonraki Eylül toplantısında enflasyon üzerinden oluşabilecek dengesizlikleri azaltmak adına tapering konusunda ilk sinyali yakması beklenti dahilindedir.

 

Fed eğer genişlemeci politika zeminini mevcut halinde devam ettirmek istiyorsa, TÜFE’nin Haziran ayında %5,4’eyükselmesinin ardından enflasyondaki yükselişi hala geçici olarak gördüğüne dair olarak argümanlarını güçlendirmek zorunda. Güncel PMI verileri ulaşılan tepeden fiyat baskılarının az miktar hafiflediğini gösterse de, koronavirüs varyantları bu durumu geçici kılabilir. Dünyada fiyat eğilimleri yükselmeye devam ediyor ve tedarik zincirindeki gecikmeler ürün maliyetlerini yukarı çekiyor. Tedarik zincirindeki sıkıntıların, özellikle Asya-Pasifik bölgesinden yapılan sevkiyatlar açısından Delta varyantının daha fazla üretim ve nakliye sorunlarına yol açmasından kaynaklandığı görülmektedir. Bu da şu demek oluyor; eğer Covid-19 dalgası arz sorunlarının önceden düşünülenden daha uzun süre devam etmesine neden olursa, hammadde fiyatları daha uzun süre yüksek kalabilir. Mal fiyatlarında artış, daha fazla enflasyon demek olacağı gibi; işgücü piyasasında daha fazla ücret artışı talebi olacaktır, ki bu da enflasyonu artırıcı etkide bulunacaktır. Çift taraflı bir enflasyon döngüsü durumu yani; enflasyon, ücretler, talep üçgeninde.

 

Powell, Temsilciler Meclisi’ne son yaptığı sunumda istihdam açığını vurgularken geçici enflasyon görüşünü yineledi. Powell, özellikle yüksek enflasyon okumalarının ekonominin yeniden açılmasına bağlı olduğunu kaydetti. İmalat sektörü arz sıkışıklığından muzdarip olacak görünüyor, ancak hizmet sektörü de Delta varyantı daha fazla yayılmaya neden olursa işgücü sıkıntısı yaşayabilir. Ekonomilerin yeniden açılmasının kaynaklanan ilk artış, talep tarafından da sıkıştırılan bir enflasyon döngüsüne işaret etmişti. Şimdi Delta varyantı daha fazla belirsizliği işin içine soktuğu için arz kısıtlamaları, istihdam riskleri ve büyüme beklentilerinde soğuma gibi etmenler de oyunun içine girebilir. Herkesin kendine göre haklı olacağı argümanları var gördüğünüz gibi. Enflasyon denklemi, Fed politikalarının önünde en önemli meydan okuyucu konumunda. Tapering seslerinin yükselmesine neden olan temel etmen ise, düşük fonlama oranının daha fazla talep, ısınma, kredi büyümesi ve bunun sonucu olarak da enflasyonist etki olarak sürdürülemez duruma işaret etmesi. Yani konut piyasası yükselişi, bu sefer pek de iyi okunmayacak görünüyor. Bu da Fed’in ciddi bir varlık alımı tartışması yaşayacağına ve finansal koşullardaki geçiş etkisini yumuşatmak bağlamında ilk adımı iletişim bacağında atacağını gösteriyor.

 

 

ABD 10 yıllık tahvil faizleri, TÜFE ve enflasyondan arındırılmış (reel) 10 yıllık faizler… Kaynak: Bloomberg

 

Eylül FOMC toplantısı daha açık sinyaller içerebilir. Temmuz toplantının 3 hafta sonra yayınlanacak tutanakları ise tapering tartışmalarını daha fazla su yüzüne çıkmış şekilde gösterecektir. Jackson Hole 26-28 Ağustos tarihlerinde, ekonomik projeksiyonlu sonraki Fed toplantısı ise 21-22 Eylül’de.

Kaynak Tera Yatırım - Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı