Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi pandeminin tek çıkış yolu olan aşıya karşı toplumda oluşan aşı tereddüdünü sebebinin devlet bürokrasisinin ikircikli tutumu olduğunu kaydederek, “Bakanlığın açıkladığı ‘4.doz"’ uygulaması da bu minvalde aşı karşıtlığını beslemekte ve özellikle sosyal medya üzerinden kara propaganda yapan "hekim" ünvanlı karanlık odakların değirmenine su taşımaktadır” dedi.
CHP Halkla İlişkiler, Sağlık, Kültür ve Sanattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi yaptığı yazılı açıklama ile öngörüden uzak, bilimsel gerekçeklere dayanmayan, deneme-yanılma yoluyla verilen kararların aşı sürecine zarar verdiğini ifade ederek, “Verilerin şeffaf olmaması gibi ikincil nedenler salgının kendisi kadar tehlikeli olan aşı karşıtlığı pandemisini yaygınlaştırmaktadır” açıklamasında bulundu.
“Geldiğimiz nokta, devlet aklının ve yönetim iradesinin sınıfta kaldığının göstergesidir” diyen CHP’li Akkuş İlgezdi, sağlık bürokrasisinin değişken kararlarla ve günü birlik politikalarla şeffaflık ve bilimsel tercih çağrılarına kulak tıkadığını ortaya koydu.
Türkiye’nin aşı seçimini tartışmaya açtılar
Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, önce tüm sağlıkçı ve 65 yaş üzerine açılan sonra seyahat edecekler için açıldığı açıklanan 4’üncü doz aşılar ile ilgili olarak bu açıklamanın Türkiye'nin aşı seçimini tartışmalı hale getirdiğini belirterek, “Zira uluslararası seyahat için 4. doz uygulaması, "milyonlarca doz aşı etkisiz kaldı' algısı yaratmaktadır” dedi.
“Bakanlığın 3 doz inaktif aşının en geçerli ve güçlü koruyucu olduğunu açıklamasının üzerinden daha bir hafta geçmeden 4'ncü doz için mRNA bazlı aşı randevusu açılmasının gerekçesi sadece "aşı pasaportu" ise bunu öngöremeyen Bakanlık bürokrasisi hesap vermelidir” diyen Akkuş İlgezdi, Sağlık Bakanlığı'nın daha önce mRNA aşılarının güvenli olmadığına dair açıklamalar yaptığına dikkat çekti.
Gamze Akkuş İlgezdi bugün Türkiye'de henüz 18 milyon kişinin ilk doz aşısını bile olmamışken, yapılan 3 ve 4’üncü doz aşılar da toplumsal bağışıklığı sağlamaktan uzak kaldığını vurgulayarak, “1 Temmuz’dan bugüne kadar vaka sayısı yaklaşık 4 kat (%277) arttı. Günde ortalama 268 bin test ile yeni vaka tespit kapasitemiz sınırlı. Öte taraftan aktif vaka sayısı da Ağustos başından beri yüzde 76 arttı. Yasakların kalktığı 1 Temmuz’dan itibaren vefat sayılarında ise yüzde 245 artış yaşandı. Geçtiğimiz hafta günde ortalama 144 kişiyi kaybettik. Ağustos ayının ilk 14 gününde vefat eden kişi sayısı 1.673 soldu. Bu sayı geçtiğimiz yıl 1-14 Ağustos tarihleri arasında 243 idi. Başka bir ifadeyle geçtiğimiz yıl aynı dönem kayıt altına alınan vefat sayısı bu yıl 7 kat (%588) arttı” açıklamasını yaptı.
CHP’li Akkuş İlgezdi, “Tablo buyken aşı karşıtlığını körükleyen açıklamalar ve uygulamalar bilimsel olmadığı gibi cinayete de teşebbüstür” diye konuştu.
Toplumda aşı tereddüdünü yaratan ve süreci giderek bir aşı karşıtlığına dönüştüren devlet bürokrasisinin ikircikli tutumudur.
Öngörüden uzak, bilimsel gerekçeklere dayanmayan, deneme-yanılma yoluyla verilen kararlar, verilerin şeffaf olmaması gibi ikincil nedenler salgının kendisi kadar tehlikeli olan aşı karşıtlığı pandemisini yaygınlaştırmaktadır.
Geldiğimiz nokta, devlet aklının ve yönetim iradesinin sınıfta kaldığının göstergesidir.
Türkiye'de yaygın aşılama sürecinin başladığı ilk günden itibaren kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini savunuyoruz.
Ancak sağlık bürokrasisi değişken kararlarla ve günü birlik politikalarla şeffaflık ve bilimsel tercih çağrılarımıza kulak tıkadığını göstermektedir.
Bakanlığın açıkladığı "4.doz" uygulaması da bu minvalde aşı karşıtlığını beslemekte ve özellikle sosyal medya üzerinden kara propaganda yapan "hekim" ünvanlı karanlık odakların değirmenine su taşımaktadır.
Öte taraftan yurttaşlarımızın "uluslararası seyahat edebilmeleri için" 4. Doz uygulanacağının açıklanması Türkiye'nin aşı seçimini tartışmalı hale getirmiştir.
Bakanlığın 3 doz inaktif aşının en geçerli ve güçlü koruyucu olduğunu açıklamasının üzerinden daha bir hafta geçmeden 4'ncü doz için mRNA bazlı aşı randevusu açılmasının gerekçesi sadece "aşı pasaportu" ise bunu öngöremeyen Bakanlık bürokrasisi hesap vermelidir.
Zira mRNA aşılarının güvenli olmadığına dair açıklamalar yapan da Sağlık Bakanlığı'nın kendisidir.
Sağlık Bakanlığı Türkiye'nin yaygın olarak kullandığı inaktif aşının koruyuculuğunun yüksek olduğunu açıklayadursun, bu aşının uluslararası kabulünün düşük olduğu da bir gerçektir.
Elbette dünyayı kasıp kavuran pandemi aşı sektöründe de bir ticari rekabet oluşturmaktadır. Sağlık alanında, özellikle ilaç üretimi konusunda küresel çapta söz sahibi olan tröstler, algıyı istedikleri gibi yönetmektedirler.
Ne yazık ki devlet bürokrasisi de muğlak söylemlerle, bilimsel gerçekliği olmayan uygulamalarla bu algı yönetimine çanak tutmaktadır.
Zira uluslararası seyahat için 4. doz uygulaması, "milyonlarca doz aşı etkisiz kaldı' algısı yaratmaktadır.
Klinik çalışması yapılmadan alınan ve dünyada bir benzeri olmayan 4 doz aşı uygulaması aynı zamanda Türkiye'de kullanılan inaktif aşının yarattığı rant için aracı şirketlere pay verildiğini de kanıtlamaktadır.
Bugün Türkiye'de henüz 18 milyon kişi ilk doz aşısını bile olmamışken, yapılan 3 ve 4. Doz aşılar da toplumsal bağışıklığı sağlamaktan uzak kalmaktadır.
Aşıların güvenilirliğini ve koruyuculuğunu tartışmalı hale getiren bu politikasızlığın sonuçları çok ağır oluyor.
1 Temmuz’dan bugüne kadar vaka sayısı yaklaşık 4 kat (%277) arttı.
Günde ortalama 268 bin test ile yeni vaka tespit kapasitemiz sınırlı.
Öte taraftan aktif vaka sayısı da Ağustos başından beri yüzde 76 arttı.
Yasakların kalktığı 1 Temmuz’dan itibaren vefat sayılarında ise yüzde 245 artış yaşandı. Geçtiğimiz hafta günde ortalama 144 kişiyi kaybettik. Ağustos ayının ilk 14 gününde vefat eden kişi sayısı 1.673 soldu. Bu sayı geçtiğimiz yıl 1-14 Ağustos tarihleri arasında 243 idi. Başka bir ifadeyle geçtiğimiz yıl aynı dönem kayıt altına alınan vefat sayısı bu yıl 7 kat (%588) arttı.
Tablo buyken aşı karşıtlığını körükleyen açıklamalar ve uygulamalar bilimsel olmadığı gibi cinayete de teşebbüstür."
Hibya Haber Ajansı