Merkez Bankası’nın açıkladığı Ekim ayı reel kesim güven endeksi verilerinde geçen aya göre gerileme olmakla beraber endeks seviyesi pandemi döneminin oldukça üzerinde kalmaya devam ediyor. RKGE, Ekim ayında 3,8 puan azalış ile 109,6 seviyesine gerilerken; mevsimsellikten arındırılmış RKGE ise 2 puan azalış ile beraber 111,3 seviyesine gelmiştir.

 

Bu dönemde imalat sanayi kapasite kullanım oranı, 0,1 puan azalış ile %78 olurken; mevsimsellikten arındırılmış KKO ise %77,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.

 

 

Reel Kesim Güven Endeksi (Ham Veri ve Arındırılmış Veri) Kaynak: TCMB, Bloomberg

 

Endeksi oluşturan anket sorularının difüzyon endeksleri incelendiğinde, son üç ayda sabit sermaye yatırım harcaması ve toplam sipariş tutarına ilişkin değerlendirmeler endeksi yukarı yönlü etkilerken, sonraki üç aylık dönemde üretim hacmi aylar, genel eğilim, mevcut mamul stoğu, önümüzdeki üç aydaki toplam istihdam, önümüzdeki üç aydaki toplam istihdam, ihracat sipariş miktarı ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi aşağı yönlü etkilemiştir.

 

Ekonomik büyüme ve üretim profili açısından güçlü eğilim ile geçilen 3Ç21 döneminden sonra kısmi yavaşlama etkilerini içine alan 4Ç21’e dair bir veri elde edilmiştir. Bu kapsamda, imalat sanayiinin genel durumu ve aktivite yoğunluğu açısından PMI ile beraber takip ettiğimiz üretim kapasitesi ve sektörel güven endekslerinde bazı yansımalar görebiliriz. Küresel hammadde teminine dair eksiklikler, artan üretim maliyetleri ve iç piyasadaki döviz ve faiz etkenlerinden kaynaklı belirsizliklerin aşağı doğru risk yarattığını gözlemliyoruz. Bu kapsamda Ekim ayına dair PMI endeksinde de bir miktar düşüş görebiliriz. Özellikle küresel maliyet etkenlerine ek olarak; liranın hızlı bir şekilde değer kaybetmesi, tahvil faizleri ve CDS’deki yükseliş itibariyle artan risk maliyeti ve bunun borçlanmaya etkisi gibi faktörleri değerlendiriyoruz. Dolayısıyla, üretilen mal ve hizmetlere ilişkin olarak da belirleyici gördüğümüz finansman etmenleri ve ekonomideki talep koşulları çekince unsuru olabilecektir.

 

Euro Bölgesi’ndeki toparlanma, ihracat seyrimizi olumlu etkilemiş ve dış talep koşullarındaki iyileşmeyi temin etmiştir. Bununla beraber, artan siparişler ve iş kapasitesi istihdam eğilimlerini de benzer şekilde olumlu etkilemektedir. Özellikle, sosyal kısıtlamaların kalkmasıyla beraber kontaklı işlerde aktivitedeki artışın da desteklediği artış etkisi üretim bandının sürekliliği açısından önemli. Bu noktada firmalar açısından zorlayıcı olabilecek faktörler, pandemi desteklerinin ve istihdam koruma programlarının çekilmesiyle artan yan maliyetler, faizler son 2 ayda inse bile döviz kurundaki artışın hızlanmasıyla bu sefer piyasadan mal temininde yaşanacak ek maliyet etkisi ve vadeli döviz bazlı ödemelerde kurdaki artışın forward, opsiyon kullanılmamış kısmındaki etkiler olabilir.

 

Dolayısıyla, makroekonomik belirsizliklerin hem üretim hem yatırım eğilimlerini olumsuz etkilemesi ve kısmi yavaşlamaya sebep olması çekincelerimizi korumaktayız. Yatırım eğilimlerinin artması ve maliyetlerin azalması bağlamında enflasyonla sağlanan finansman maliyetleri düşüşü ve döviz kurunda stabilleşmeyi, risk koşullarında dengelenmeyi gerekli görmekteyiz. Buna karşılık; büyümede birikimli önceki dönemlerden devir etkisi, güçlü ihracat profili ve pandemi dönemi üzerinde üretim aktivitesi gibi etmenlerle %9,6 2021 büyümesi gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Büyümenin normal patikaya oturması ve aşağı yönlü makroekonomik belirsizliklerin etkisiyle 2022 dönemine (%4,2) ve sonrasına dair daha yavaş büyüme öngörüyoruz.

 

 

Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı