Türk-Yunan dostluğunun Atatürk ve Venizelos arasında başlayıp, iki ülkenin sembol sanatçıları Mikis Theodorakis ile Zülfü Livaneli gibi isimlerin katkılarıyla artarak devam ettiğini belirten İmamoğlu, “İyi niyet ve ortak akıl olduğu sürece, Türkiye ve Yunanistan’da çözülmeyecek herhangi bir konu olmadığı prensibinden hareket ediyor ve Atina ile İstanbul arasında bir barış köprüsü olmak arzusuyla yola çıkıyoruz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Atina Belediye Başkanı Kostas Bakoyannis’in davetlisi olarak Yunanistan’ın başkentine gitti. İmamoğlu, Bakoyannis ile görüşmesinden önce, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin’e nezaket ziyaretinde bulundu. Daha sonra İmamoğlu ve Bakoyannis, Atina Belediyesi’nde bir araya geldi. Bakoyannis, misafiri İmamoğlu’nu belediye binası önünde karşıladı. Yunanistan basınının ziyarete ilgisi yoğun olurken, Bakoyannis, İmamoğlu’nu makam odasında ağırladı. Buradaki görüşmenin ardından her iki Başkan, kameraların karşısına geçerek değerlendirmelerde bulundu.

İMAMOĞLU: “ORTAK SORUNLARA ORTAK ÇÖZÜMLER İÇİN BİR ARAYA GELDİK”

Ev sahibi Bakoyannis’e ve Atina’ya 16 milyon İstanbullunun selamlarını getirdiğini belirten İmamoğlu, “Geçen Mart ayında, sevgili dostum Kostas, İstanbul’da ziyaretimize geldi. Bu fırsatla, kendisiyle geniş ufuk turu yapma imkanı bulduk. Şehirlerimizin ortak sorunları konusunda dertleştik. Geleceğe ait ortak projeler konusuna kafa yorduk. Atina ve İstanbul’un tarihi ve kültürel olarak birbirine ne kadar yakın olduğunun bilinciyle görev yapan iki belediye başkanı olduğumuzu anladık. Şehirlerimiz arasında ekonomik, kültürel ve insani ilişkileri her anlamda geliştirmek; ortak sorunlarımıza ortak çözümler üretmek için düzenli olarak bir araya gelmeye karar verdik” dedi.

“TARİHİN BİRBİRİNE ZİMMETLEDİĞİ İKİ DÜNYA ŞEHRİ”

İstanbul ve Atina’yı, “Coğrafyanın ve tarihin sıkı sıkıya birbirine zimmetlediği iki dünya şehri” olarak tanımlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bu bilinçle; arada köprüler kurmak, kültürel ve ekonomik etkileşimimizi kazan-kazan prensibiyle geliştirmek, iki belediye başkanı olarak, dostum Kostas’a ve bana düşüyor. Düzensiz göç, küresel ısınma ve kentsel dönüşüm gibi birçok ortak sorunumuz var. Karşılıklı diyalogla tecrübe paylaşmak ve yeri geldiğinde, kalıcı ve ortak çözümlere kafa yormak istiyoruz. Bu adımları atmaya kararlıyız. Ayrıca bizi birbirimize bağlayan derin kültürel bağlarımız var. Örneğin; 2 Eylül’de büyük müzik insanı Mikis Theodorakis’in vefatı, burada olduğu kadar tüm Türkiye’de de büyük üzüntüyle karşılandı. Çünkü Türkiye’de de o büyük duayenin müziğiyle heyecanlanan milyonlar var.

ATATÜRK VE VENİZELOS ÖRNEĞİ

Theodorakis’in demokrasinin en sıkıntılı günlerinde Türkiye’ye geldiğini hatırlatan İmamoğlu, “İstanbul’a geldi, konserleriyle Türkiye halkına moral verdi. Çok sevgili dostum Zülfü Livaneli ile ortak çalışmaları sayesinde, Türk-Yunan dostluğunun temellerini sağlamlaştırdılar. Tabii burada bizler, Atina ve İstanbul arasında köprüler kurarken, geçmişte Atatürk ve Venizelos arasında başlayan dostluğu da hatırlıyoruz. İyi niyet ve ortak akıl olduğu sürece, Türkiye ve Yunanistan’da çözülmeyecek herhangi bir konu olmadığı prensibinden hareket ediyor ve Atina ile İstanbul arasında bir barış köprüsü olmak arzusuyla yola çıkıyoruz” diye konuştu. “Ege, Akdeniz ve göç meselesi gibi, bölgeyi ilgilendiren tüm konularda Yunanistan ve Türkiye’nin içinde olmadığı ya da sadece birinin olduğu bir çözüm masası, çözüm masası olamaz” diyen İmamoğlu, “Ortak sorunların çözümü, ortak masa ile mümkündür. Unutulmasın ki; demokrasiler, kentlerde doğmuş ve kentlerde gelişmiştir. Bizler, bu coğrafyanın iki önemli kentinin belediye başkanları olarak, kentlerimizde yaşan vatandaşlarımıza karşı demokrasiyi geliştirme ve uluslararası barışı tesis etme sorumluluğu taşıyoruz. İki belediye başkanı olarak bu bilinçle hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“SINIR TANIMAYAN SORUNLAR…”

İki şehrin de kafa yorduğu ‘sınır-tanımayan sorunlar’ın da söz konusu olduğunu belirten İmamoğlu, bunlardan bazılarını şöyle sıraladı:

“Bu konularda da tecrübe paylaşımı ve yeri geldiğinde ortaklığı anlamlı buluyoruz. Örneğin; küresel ısınma, deprem, göç ya da çevre felaketleri de sınır tanımıyor. Atina’da yangın çıktığında neredeyse eş zamanlı olarak İstanbul Sarıyer’de veya Ege’de de yangın çıkabiliyor. Neden ortak çözüm parametreleri düşünmeyelim? Neden birbirimizin tecrübesinden ve imkanlarından yararlanmayalım?  Düzensiz göç de ister istemez bizi birbirimize yakınlaştıran sorunlardan biridir. Türkiye ve Yunanistan, koordinasyon içinde ortak çözümler üretmek zorunda. Bizler de Atina ve İstanbul olarak hem bilgi alışverişi hem de ortak projelere odaklanmalıyız.”

“BİRLİKTE KAZANMAYA ODAKLANMALIYIZ”

Göç konusunun, “Sen kaybedersen, ben kazanırım” mantığıyla ele alınmaması gerektiği yönünde görüş bildiren İmamoğlu, “Birlikte kazanmaya odaklanmalıyız. Biz, ‘kazan-kazan’ diyoruz. Çünkü bunun alternatifi ‘kaybet-kaybettir.’ Bütün bunlar ve başka konular, şehirlerimizi 21. yüzyıla hazırlamak için atmamız gereken adımlardır. İstanbul ve Atina arasında bir dostluk köprüsü kurarken, Türkiye ve Yunanistan arasında da barışın ve dostluğun bir tercih değil, zorunluluk olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Bu anlamda Kostas ile başlattığımız süreç ve bu ziyaretin de Ege’de ülkelerimiz arasında barış ve huzura katkı sağlamasını temenni ediyorum. Bizlerin aldığı inisiyatifin ülkelerimiz arasında diyalog kapısının aralamasına yardım edeceğine inanıyorum. İstanbul ve Atina, Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk, bir tercih değil, tarih ve coğrafyanın bize dayattığı bir zorunluluktur. Ve biz bu zorunluluktan aldığımız ilhamla ilişkilerimizi karşılıklı kazanca dönüştürme iradesinde ortaklaşıyoruz” şeklinde konuştu.

BAKOYANNİS: “UZUN YOLCULUKLARIN BİR TEK ADIMLA BAŞLADIĞINI BİLİYORUZ”

Ev sahibi Bakoyannis de “Gelecek başımıza gelmesini beklediğimiz şey değildir, başımıza gelmesini sağladığımız şeydir” şeklinde başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İstanbul’daki ziyaretimin karşılığı olarak, Atina’yı ziyaret etmenize yönelik davetimi kabul etme nezaketinizle ve kurduğumuz yaratıcı diyalogla, ortak geleceğimiz için yeni ve iyi bir başlangıç yapıyoruz. Sorunlar, aşağıdan yukarıya doğru çözülür. Sorunları insanlar yaratır, insanlar çözer. Sorunları hükümetler bile yaratsa, eminim ki halklar çözebilir. Bu yaz ülkelerimizi yaralayan yangın felaketlerinde ve yıllar önce gerçekleşen depremlerde toplumlarımızın hissettiği duygular bize umut veriyor. Uzun yolculukların bir tek adımla başladığını biliyoruz. Biz de şehirlerimiz arasında bir köprü kurduk. Atinalılar ve İstanbullular bu köprüden geçmeye hazır. Belediyelerin görevi, insanlarımızı ve şehirlerimizi güçlendirecek politikalar üretmektir. Böyle politikalar üretelim ki iklim krizi ile mücadele edelim, ekonomik fırsatlar yaratalım, teknolojik gelişmelere yetişelim, sosyal yaraları tedavi edelim, göçmen meselesine insani ama sınır koyan bir yönetim oluşturalım, kültürel değerleri zenginleştirelim.”

İmamoğlu ve Bakoyannis, konuşmaların ardından birbirlerine, yönettikleri şehirleri anlatan karşılıklı hediyeler verdi.

Hibya Haber Ajansı