Geçtiğimiz günlerde Lübnan’da ve Suriye’nin Deyrizor şehri ile bazı bölgelerinde çağrı cihazlarının ardından telsizlerin de patlamasına yönelik sır perdesi gizemini korurken, İranlı kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgiye göre cihaz ve telsizleri Tayvan’dan sipariş eden kişi, İran eski cumhurbaşkanı ve ruhani lideri Hasan Ruhani’nin damadı Kambiz Mehdizade’den başkası değil.
Mehdizade, Tayvan’dan sipariş ettiği çağrı cihazlarının hem İran’da hem de Lübnan’da dağıtılmasını sağladı. Mehdizade aynı zamanda Hizbullah’ın üst düzey yetkililerinden J.A ailesine mensup.
İran kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgiye göre, Kambiz Mehdizade, Tayvan’dan sipariş ederek dağıttığı çağrı cihazları ve telsizleri, 16 Eylül’ü 17 Eylül’e bağlayan Salı gecesinden 20 dakika önce Lübnan’daki Hizbullah komutanlarını arayarak cihazlarını açık tutmalarını çünkü üretici şirket tarafından çağrı cihazlarının güvenlik faktörünü artırmak için mesaj geleceği konusunda ısrarcı oldu. Mehdizade, Hizbullah komutanlarına çağrı cihazlarına çevrimiçi güncelleme geleceğini ve bu cihazları mutlaka açık tutmaları ve gelen mesajların cihazlara ulaşması gerektiği konusunda ikna etti. İddialar bu yönde.
İranlı kaynaklarımız, “Mehdizade, Ruhani’nin damadı olması nedeniyle Hizbullah’a güvence veriyordu ancak Siyonizm (İsrail) doğasındaki tüm kötü niyetle birçok İranlıyı olduğu gibi Mehdizade’yi de kendi safına çekmişti” diyor. Mahdizade’nin patlamaların yaşandığı tarihten bu yana ortalıkta olmadığı, olası bir saldırı endişesiyle bilinmeyen bir yerde saklandığı savunuluyor.
Hizbullah yetkilileri saldırılara ilişkin basına yaptıkları açıklamalarda, çağrı cihazının kullanıcısını kısa bir mesajla bilgilendirmek için *nadiren kullanılan, modası geçmiş bir iletişim cihazı olduğunu söyledi. Bu cihazlar, içerisinde bulunan lityum piller dolayısı ile aşırı ısındığında alev alabiliyor. Hizbullah komutanlarının bu nadiren kullandıkları cihazı açık tutmaları konusunda ısrarcı olan Mehdizade’nin ısrarının nedeni ise buna bağlanıyor; cihazlar açık olmalı ki gelen mesajla birlikte patlatılabilsin!
Tayvan’dan sipariş edilen söz konusu çağrı cihazı ve telsizlerin sivillerde olmadığı, yalnızca İran istihbarat servisinin, ajanların ve Hizbullah komutanlarının kullandığı belirtiliyor.
Lübnan’da gerçekleşen söz konusu patlamalarda düzinelerce kişinin öldüğü ve 2800 kişinin de yaralandığı duyurulmuş ve çağrı cihazları ile telsizlerin güvenilirliği konusunda endişeler gündeme gelmişti.
Patlamaların ardından hastanelere giden yaralıların isimlerini kayıtlardan elde eden İsrail’in, Lübnan’da faaliyet gösteren ve İran’a çalışan ajanların ve Hizbullah üyelerinin bilgilerini ele geçirdiği de ifade ediliyor.