Filistin Meclis Başkanı Ahmed Bahr, Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından tertip edilen "Uluslararası İslam Karşıtlığı Sempozyumu"nda yaptığı açılış konuşmasında, batının her zaman İslam düşmanlığına yönelik uygulamalara imza attığına dikkat çekti.

Filistin Meclis Başkanı Ahmed Bahr konuşmasında, "İslama karşı yapılan kindar uygulamalara karşı hep birlikte durmamız gerekiyor. Emperyalistler her zaman bizim bölünmemiz için uğraşıyor. Aynı zamanda Filistin davasını bölmeye çalışıyorlar. İslam dünyasının ve topluluklarını zenginliklerini sömürmek için bir uğraşı var. Kindar bir komplo söz konusu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından Müslümanlara ve İslam'a karış yapılan despot eylemler büyük bir zülümdür. Bu uygulamalarla İslam'ın yüce mesajını bozmak ve lekelemek isteyen bir uğraş söz konusu. Tüm bunlara karşı beraber durmalıyız." mesajı verdi.

İslam düşünürü Morintanyalı Dr. Muhammed Muhtar eş-Şankıti de Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından tertip edilen "Uluslararası İslam Karşıtlığı Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, İslam'a yönelik saldırılara karşı Müslümanların da bir eylem içerisinde olması gerektiğini savundu.

''İSLAM'A KÜFREDENLERİN DOKUNULMAZLIĞI VAR''

Eş-Şankıti, "Nübüvvet Makamına Hakaret Karşısında Şer'î ve Siyasî Strateji" başlıklı sunumunda, ''Hanefi fıkhında, gayrimüslimlerin Peygamberimize küfretmesi halinde katledilemeyeceği yönünde bir görüş var. Hanefi fıkhında, bu tür durumlarda hakaret eden gayrimüslimlerin bulunduğu yerden uzaklaştırıldığını görüyoruz. Diğer inançlardan kişilerin mabetlerinde İslam'a yönelik küfürlerinde yine dokunulmazlık var. Mabetlerinin içinde ve dışında yaptıkları küfre karşı farklı uygulamalar var. Genel olarak bunların dayanağı da 'İslam dininde zorlama yoktur.' ayetidir." dedi.

Şankıti, "İslam'a saldırıları karşısında Müslüman fertler suskunluk gösterebiliyor ancak devletlerin, İslam'i STK'ların ve basının tepki göstermesi gerekiyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Peygamberimizi hedef alan karikatürleri savunmuştur. Buna karış durmamız gerekiyor elbette. Zira onlar Fransız usulü bir İslam oluşturmak istiyorlar. Bu İslam'ın onuruna, kerametine bir saldırıdır. Fransa'da 6 milyon Müslüman var ve onlara karşı büyük bir kin var." hatırlatması yaparak konuşmasına şöyle devam etti:

"Peygamberimiz ve İslam'a yönelik küfürlere karşı diyalog ve dayanışma içinde hareket etmemiz gerekiyor. Ayrışa siyasi olarak bir kararlılık gösterilmesi gerekiyor. Bu şekilde İslam düşmanlığına karşı gelebiliriz. Müslümanlara ve İslam'a karşı yapılan saldırılara karşı hukuki anlamda o ülkede kalan Müslümanlar dava açabilmeli. Ayrıca İslam dünyası kendi içinde bir kampanya yapmalı. Müslümanlar da bu saldırılara karşı batıya bir ambargo ortaya koymalı. Müslümanlar, İslami STK'lar ve kuruluşlar İslam'a saldırıları bir fırsat bilerek İslam'ın güzelliğinin daha fazla anlatmalı. İslam'a saldırılar karşısında Müslümanlar karşı atağa geçmeli.''

TÜRKİYE MESAJI

İslam düşünürü Morintanyalı Dr. Muhammed Muhtar eş-Şankıti konuşmasının devamında şöyle konuştu:

''Örneğin; son zamanlardaki İslam'a saldırıların ardından ABD'deki İslami kuruşlar, bir milyon adet İngilizce Kur'an-ı Kerim meali dağıtımına başladı. Fransa'da da buna benzer eylemler yapılabilir. Türkiye'de Peygamber Sevdalıları bunun öncülüğünü yapabilir."

''AVRUPA ÖNÜNDE SONUNDA İSLAM'A GEBEDİR''

Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmet Göktaş ise konuşmasında, Avrupa'da İslam karşıtlığına dikkat çekerek,  “Şu hususa da vurgu yapmakta fayda görüyoruz: Avrupa'da İslam karşıtlığı derken hiç şüphesiz kastımız, buralarda gelecekte İslam’ı seçen insanlar değil; bizatihi direk oranın idarecileridir. Zira ümidvarız ki Avrupa, eninde sonunda İslam'a gebedir ve Müslümanlığı tercih edecektir. Bütün bunlardan sonra Müslümanlara sesleniyoruz ve diyoruz ki: Müslümanlar, yeryüzünde Peygambersiz geçen ve geçecek olan asırların şahit ümmetidir. Bu Şahit ümmetin elinde, Allah Teâlâ’nın kitabı vardır. Hem elinde hem dilinde hem de kalbinde olan bir kitap. Bu şahit ümmetin elinde ve kalbinde; hayatı milim milim, saniye saniye kayıt altına alınmış bir Peygamberi vardır.” dedi.

Göktaş, “İslam’a ve Müslümanlara karşı yapılan saldırılar karşısında İslam âlimleri, akademisyenler ve aydınlar her zaman devrede olmalı. İslam ümmetini, tatmin edecek ilmî çalışmalar göstermelidirler. Saldırılar; siyasilerden gelmişse bu durumda muhatap, İslam ülkelerinin yöneticileridir. Bu yöneticiler, ulemadan alacakları ilmî destekle üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. Âlimlerimiz ve aydınlarımız özellikle Batı’da yaşayan gençlerimizi İslam’la beslemeli, İslam’la teçhiz etmelidirler. İslam tarihinde Cafer bin Ebi Talib’in Habeşistan’a varışı gibi varmalıdırlar Batı’ya.” dedi.

Sivil Düşünce Haber Portalı

sivildusunce.com