Ankara Spor Salonunda partisinin manifestosunu açıklayan Erdoğan, şunları söyledi:

*Aziz milletim, dik duracağız. Dikleşmeyeceğiz. Ve dik duruyoruz endişeniz olmasın. Gençler, aziz milletim. İnsan şehirler kurar, yollar, köprüler yapar. Kıtadan kıtaya uzanır. Uzaya çıkar. Ama gönlü ancak bir gönülde sükuta erer. Bir gönlü misafir ettiğinde varlığını hisseder. Bir genç kızın hayali, bir delikanlının umudu, bir yaşlının yalnızlığı, bir çocuğun kucak açışı, daha nicesiyle birlikte gönülde karşılık bulur. Gönlünde bir et parçasını değil, alemi taşır. Şehri emanet görmek, şehri emanet almak, şehremini olmak ancak gönül sahibiyse olur. İşte o zaman gönülden gönle köprüler kurulur.


*Seyit Nesimi ne diyor, bakın: "Gülden tartı yaparlar. Gülü gül ile tartarlar. Gül alırlar, gül satarlar. Çarşıda pazar güldür güldür. Gönüller birleştiğinde ancak böyle şehirler kurulur. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk ile dolu olanın şehri gülistan olur.


*BM verilerine göre şehirlerde yaşayan insan sayısı artarken, küresel ölçekte gelir dağılımı da bozuluyor. Yapay zeka gibi yeni teknolojiler, kimi belirsizlikleri beraberinde getiriyor. Ekonomik tahribat, dünyanın geleceğini daha çok tehdit ediyor. Etnik, kültürel ve dini ayrımcılık gibi demokrasiye meydan okuyan eğilimler yükselişe geçmiş durumda. Çarpık kentleşmeyle, terör olaylarıyla, buhranla, savaşla boğuşan dünyamız tarihi bir yol ayrımına gidiyor. Bu da bizi şehir ve medeniyet tasavvurumuz ile belediye hizmetlerimiz üzerine daha çok düşünmeye itiyor. Ecdadımız "Bir şehri sakin kılan, o şehrin sakinleridir" diyor. Peki nasıl oldu da böyle ince fikirli bir medeniyetten böylesine bir hoyrat şehircilik geçmişine savrulduk? Bize göre sıkıntının temelinde fıtratın bireysel hırslarla şekillendirilmesi yatıyor.


*Mazisi ile barışık olamayan, geleceğini de sağlıklı bir şekilde inşa edemez. Türkiye, uzun bir süre yönetimine hakim olan vizyonsuz, öngörüsüz, istikrarsız, milletin derdiyle dertlenmediği için umarsız, hastalıklı zihniyetler elinde oyalanmıştır. Açık yüreklilikle kabul etmek gerekir ki; kadim şehirlerimiz dahil kendini bu hastalıktan kurtaramamıştır. Bizler, AK Parti kadroları olarak şehirlerimizin ve ülkemizin hizmetine koştuk. Eksiklerimiz ve hatta kimi zaman hatalarımız elbette olmuştur, ancak Allah şahittir ki ülkemizi maddi ve manevi olarak kalkındırmak için çalıştık.


*Şuna inanıyorum; bizimkisi bir aşk hikayesidir. Belediyelerde başlayan bu büyük yürüyüşümüz TBMM, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'nda sürekli gelişerek, genişleyerek sürmüştür. Hem belediyelerde hem merkezi idare kurumlarında gece gündüz ter döktük. Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat kat üstüne koyduk. AK Parti belediyecilikte çığır açmış, milletimizin gönlünde bu hizmetleriyle yer edinmiş kadrolarca kurulmuş bir partidir. AK Parti'nin temelinde halka hizmeti, Hakk'a hizmet sayan bir paradigma vardır. Öyle ki bu kadro belediye çalışanlarının yetişemediği, temizlik gibi kimi hizmetlerin aksamadan yürümesini gönüllüler vasıtasıyla gerçekleştirecek kadar kendini işine adamıştır. Tecrübemizi ve birikimimizi geliştirerek, genişleterek Türkiye'nin hizmetine sunduk.


*Bakın burayı özellikle dinlemenizi istiyorum: Bu ülkenin CHP'den tevarüs ettiği çamurla, çöple, çukurla mücadele etmek için yola çıktık. CHP çöptür, pislik, çamurdur. Böyle teslim aldık İstanbul'u. Ümraniye'deki vahşi çöp depolama alanının patlaması suretiyle 39 vatandaşımız orada öldüyse, bunun hesabının sorulması gerekir. Bunun hesabını ne soran oldu, ne sorulan oldu. Bunların önemine özellikle vurgu yapmak istiyorum. Ankara da böyleydi. Buraları teslim aldık, aldıktan sonra İstanbul değişti. Ankara değişti. İşte teslim alınmayan yerlerde susuzluk devam ediyor. Buyurun işte İzmir. Bu aşk meselesi, dertli olmak meselesi, inanç meselesi. "Temel hizmet alanlarındaki sorunları çözmeden şehirlerimizi kalkındıramayız" dedik ve şehirlerimizi çok ileri hizmet standartlarına kavuşturduk. 2014'te marka şehirler hedefledik. Her şehrimizin bölgesinin, ülkemizin ve dünyanın önemli bir markası haline gelebilmesi amacıyla yola çıktık. Bakın Habitat 2 toplantısında İstanbul en temiz şehir seçildi.


*Türkiye'nin gündemi değiştikçe hedeflerimizi ileri taşıdık ve "Daima millet, daima hizmet" dedik. Halkımıza yeni bir heyecanla, kimi tecrübeli, kimi yeni ama birikimli isimlerle şehirlerimizi daha ileri taşımanın sözünü veriyoruz. Hedefimiz önce milletin gönlünü kazanmak, sonra sandıkta oyunu almak. 31 Mart 2019'dan başarıyla çıkmak için geçmişte yaptığımız hizmetlerle yetinmiyoruz, yeni projeler geliştiriyoruz. Önümüzdeki dönem şehirlerimiz için de kısa, orta ve uzun vadeli strateji belgeleri açıklayacağız. Bakanlıklarımızdan en küçük belediye birimlerimize kadar şehirlerimize dair tüm planları, projeleri, bu strateji belgeleri üzerinden takip edeceğiz. Evet, İzmir çok gayretli. Şu anda çok çalışıyor. Kendilerinin gözünde 31 Mart'ın inşallah umutlarını görüyorum. Hayırlı olsun.


* Kısa vadeli hedefleri her yıl, orta vadeli hedefleri belediye başkanlarımızın görev tarihlerinin bitiminde, uzun vadeli hedefleri de 2023, 2053 vizyonlarımızla birlikte değerlendireceğiz. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bunun için bir izleme, bir değerlendirme merkezi kuruyoruz. Tecrübe ve bilgi paylaşımından tasarruf ve şeffaflığa kadar. Pek çok faydasını göreceğimize inandığım bu sisteme belediyelerimizi de dahil edeceğiz.

Şimdi manifestomuzu 11 başlıkla özetliyoruz. Bakın burası çok önemli, değerli basın mensupları, değerli misafirler.


*Şehir planları, bir numara. Bu konuda uzun vadeli ihtiyaçları gözeten ve hakkaniyete uygun yöntemlerle hareket edeceğiz. Parsel bazlı planlara kesinlikle geçit vermeyeceğiz. Zorunlu hallerde yapılması gereken plan değişikliklerini halkın gözetiminde yürüteceğiz. Sivil toplum örgütlerinin görüşlerine başvuracak, milletimizin onayını alacağız. Potansiyellerini en iyi şekilde değerlendirerek şehirlerimizi çekim merkezi haline getirecek projelere özel önem vereceğiz.


*İki, altyapı ve ulaşım. Bu konu çözülmeden şehirlerimizi gerçek anlamda bir şehir haline getirmeyeceğimize inanıyorum. Önümüzdeki dönem içme suyu, kanalizasyon gibi sorunları çözülmemiş hiçbir şehrimizi bırakmayacağız. Toplu taşıma projelerini hızlandırıp yaygınlaştırarak, şehirlerde yaşayan insanlarımızı trafikte boğulmaktan kurtaracağız. Sokaklarımızdaki araç istilasına son verip, kaldırımlarımızı sadece yayaların hizmetine sunacağız.


*Üç, kentsel dönüşüm. Bu projelerimizi, şehirlerimizi çarpık yapılaşmadan kurtarmak için geliştireceğiz. Bina bazlı kentsel dönüşümden ziyade alan bazlı kentsel dönüşümü tercih edeceğiz. Tek tip dönüşüm yerine, kültürel dönüşümle birlikte tasarlayarak yepyeni bir şehircilik hareketi başlatacağız. Millet kıraathanelerini mahallelerimize indireceğiz.


*Dört, planlama. Şehirlerimizin asli karakterlerini güçlendirecek projeler tasarlayacağız ve şehirlerimizi aslına uygun yaşatacağız. Silüetleri bozan projelere kesinlikle izin vermeyeceğiz. Tarihi mekanları, günlük hayatın vazgeçilmezi haline getireceğiz. 


*Beş, akıllı şehirler. Tüm akıllı şehir uygulamalarını destekleyeceğiz. Teknolojinin imkanlarını, özellikle yerli uygulamaları teşvik ederek halkımızın hizmetine sunacağız. 


* Altı, çevreye saygılı şehirler. Bununla, Rabbimizin bize emanet ettiği canlılarla bir hayat sürdürmeyi sağlayacağız. Halkımızın ailesiyle dinlenebileceği, vakit geçirebileceği millet bahçelerini tüm şehirlerimizde yaygınlaştıracağız. CHP aday çıkarmaya başladı, sen nasıl büyükşehir belediye başkan adayısın ya. CHP geçmişten ders almamış. Şimdi onun varisleri çöp dağlarıyla hareket ediyor. Aynı tuzağa bir daha düşmemeniz lazım.


* Yedi, her şehrin kendi coğrafyasına, iklimine, tabiatına, tarih ve insan dokusuna, büyüme alanlarına uygun gelişme modelleri hazırlayacağız. Sessiz yığınların sesi olacağız ve belediyecilik anlayışımızı buraya oturtacağız. Aile kurumunu güçlendirecek çalışmalarımızı öncelik haline getireceğiz. Aile danışma ve yaşam merkezleri, kadın ve gençlik merkezleri, spor merkezleri, kültür merkezleri, engelli ve yaşlı merkezleri gibi hizmetleri en küçük yerleşim yerlerine götüreceğiz.


*Sekiz, yatay şehirleşme. Yeni dönemdeki şehircilik vizyonumuzun merkezinde bu yer alacak. Şehirlerimizi toprağa yakın duran, komşuluk anlayışını geliştiren yatay mimari ile inşa edeceğiz. Her şehrimizde pilot uygulamayla başlayıp, zaman içinde genişleterek ülkemizin her yerine götüreceğiz. Bu modele öncelik vereceğiz.


*Dokuz, halkla birlikte yönetim. Belediyeyle ilgili kararlara şehir sakinlerinin, sivil toplum kuruluşlarını ve muhtarların katılımını sağlayacağız. Şehirli hakları bildirgesi hazırlayacağız. Yaşayan herkesin katılımıyla toplanacak şehir konseyleriyle kararları ortak bir akılla alacağız. Canlı yayın dahil herkese açık şekilde yapılması için tüm imkanların kullanılmasını sağlayacağız.


* On, şeffaflık. Hangi kaynaktan gelirse gelsin belediye bütçesine giren her kuruşta herkesin hakkı olduğunu aklımızdan asla çıkarmayacağız. Yatırımlarımızı ve hizmetleri yaparken kullanılan kaynağı titiz bir şekilde değerlendirecek ve sonra adımlarımızı atacağız. Her faaliyetimizi milletimizin gözü önünde, her türlü bilginin, belgenin açık olduğu bir şekilde yürüteceğiz.

*11, değer üreten şehirlerle AK Parti belediyeciliğini bir üst aşamaya taşıyoruz. İnsanlarımızın ihtiyaçları çeyrek asırda çok değişti. Eskiden ihtiyaçlar temel hizmetlerle sınırlıydı. Şimdi her insanın ihtiyacının, yaşam standardının yükseltilmesi olduğunu söyleyebiliriz. Şehirlerimizin gayrimenkul rantıyla değil, iyilik, merhamet, kültür, sanat ürünü eserlerle değerlenmesini sağlayacağız. AK Parti olarak bu konuda uzun süredir hazırlık yapıyoruz.