Sözcü'den Erdoğan Süzer'e konuşan Yılmaz, şunları söyledi:
"Dışarıdan döviz ya da yatırımcı çekmek için ekonominize güven duyulmasını istiyor, bunun için de sizin dışınızda dışarıdan bir kuruma icraatlarınızı denetletmek istiyorsanız öncelikle bu kuruma herkesin kesin olarak güven duyması gerekir. IMF bu anlamda uluslararası düzeyde güven duyulan bir kurumdur. IMF'de 180'e yakın ülke var ve yaptıklarında saklı gizli işler dönmez. Board üyesi ülkeler, temsil ettikleri 20-25 ülkeye sürekli bilgi ve hesap verir. IMF, bir ülkeyi denetlediği zaman rapor yayımlar ve bu raporu o ülkenin halkıyla birlikte tüm dünyaya açıklar. IMF'de nelerin yapıldığını, nelerin yapılmadığını şeffaf olarak görürsünüz. O yüzden herkes IMF'ye güven duyar. Ancak bu işi IMF yerine bir şirkete verirseniz orada şeffaflık, açıklık olmaz. Şirket rapor yayımlamaz, gerçek durumu bütün açıklığıyla kamuoyuna da dünyaya da bildirmez." 

"Türkiye durup dururken kendi devlet yönetimine yabancı bir kuruluşu niye ortak ediyor? Sorulması gereken asıl soru bu" derken, iktidarın McKinsey'le anlaşma yaparak, "Ekonomiyi ben iyi yönetemedim, dışarıdan destek aldım"

"IMF ile anlaşma yapılsa, bugün acil ihtiyaç duyulan kaynak IMF fonlarından sağlanabilirdi. Ancak McKinsey'in parası yok. Sözde McKinsey Türkiye'de işlerin yolunda olduğunu, paraların doğru yerde harcandığını rapor edecek, ülkeler ve yatırımcılar da buna güvenip Türkiye'ye para gönderecek. Bu mümkün değil, çünkü Avrupa Birliği ülkeleri de, Çin de, körfez ülkeleri de Rusya da diğer ülkeler de McKinsey'in raporuna güvenip para göndermez. AB Yunanistan'ı kurtarmak için bile IMF'yi devreye sokmadan para vermedi"