Fabrika otomasyonu sistemlerinden endüstriyel ve kolaboratif ileri robot teknolojilerine, CNC mekatronik sistemlerden asansör ve yürüyen merdivenlere, klimadan taze hava cihazlarına, veri merkezi projelerinde soğutma sistemlerinden izleme ve yönetim sistemlerine kadar pek çok farklı alanda faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Saraçoğlu; 2021 yılında eski normalin artık olmadığını, gerek özel sektör gerekse kamu projelerinde, insana ve çevreye dost yeni normale uygun teknolojiler sunacaklarının bilgisini paylaştı.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürünleri ve ileri teknoloji çözümleri ile evden uzaya kadar çok sayıda sektörde öne çıkan Mitsubishi Electric, 2020 yılında gerçekleştirdiği faaliyetleri ve 2021 planlarını paylaştı. Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu; Türkiye’de klimadan taze hava cihazlarına, veri merkezi projelerinde soğutma sistemlerinden izleme ve yönetim sistemlerine, fabrika otomasyonu sistemlerinden endüstriyel ve kolaboratif robot teknolojilerine, CNC mekatronik sistemlerden asansör ve yürüyen merdivenlere, ulaştırmadan enerji sistemlerine, yarı iletken cihazlardan otomotiv ekipmanlarına, havalimanlarına özel radar teknolojilerini de kapsayan kamu sistemlerinden uydu ve uzay sistemlerine kadar pek çok farklı sektörde faaliyetlerine devam ettiklerini söyledi. 2021 yılında da gerek özel sektör gerekse kamu projelerine, insana ve çevreye dost; yeni normale uygun ileri teknolojiler sunmayı sürdüreceklerini aktaran Saraçoğlu, çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Sanayicileri ve KOBİ’leri Sanayi 4.0’a hazırlıyoruz”
Mitsubishi Electric’in 4. Sanayi Devrimi’ne yanıtı olan; fabrikaların dikey ve yatay dijital dönüşüm entegrasyonunu sağlayan konsepti “e-F@ctory” ile fabrikalara çok daha hızlı, verimli ve çevreci üretim imkânı tanıdıklarını belirten Saraçoğlu; “Fabrikaların dijital dönüşümlerini gerçekleştiren e-F@ctory konseptimizle yatırım sürecinden önce sanal bir fabrika oluşturarak ortaya çıkacak fabrikanın ve üretimin simülasyonunu gerçekleştirme, verimliliği değerlendirme ve oluşan çıktılar doğrultusunda yatırımı şekillendirme fırsatı sunuyoruz. Bu sayede ekonominin lokomotifi olan KOBİ’ler başta olmak üzere sanayicilerin dijital dönüşüme hızlı bir şekilde uyum sağlamasına imkân tanıyoruz. Üretimde çok ciddi maliyet tasarrufu sağlayan ve yönetimden üretim katına kadar tüm fabrika katmanlarını optimize etmek için ileri teknolojileri kullanan e-F@ctory, işletmelerin hem küresel rekabette hem de çevreci üretimde bir adım önde olmalarına katkı sağlıyor.” dedi.
“Türkiye’ye yüksek katma değerli ürün ve çözümler sağlıyoruz”
Mitsubishi Electric’in Türkiye’de otomasyon teknolojileriyle sadece sanayiye değil, dünyanın en derin batırma tüp tüneline sahip Marmaray gibi hayatın içindeki projelere de kontrol sistemleriyle yüksek katma değer sağladığını vurgulayan Saraçoğlu; “Mitsubishi Electric olarak dünyanın en büyük kompakt PLC üreticisi ve sayılı servo ve invertör sistemleri üreticilerinden biriyiz. Gelişmiş optimum uyartım kontrolü özelliğine sahip invertörlerimiz, motorların sabit hızda çalışma sırasında en yüksek verimliliğe ulaşmasına imkân tanırken aynı zamanda enerji tasarrufu da sağlıyor. Sektörde hızlı bir haberleşme altyapısına sahip az sayıdaki firmadan biri konumundayız. Kesintisiz iletişim avantajı sağlayan çözümlerimiz, Marmaray gibi çok önemli projelerde de kullanılıyor. Ürünlerin arıza oranını yavaşlatan akıllı PLC'ler, özellikle senkronize olarak çalışması gereken tesislerde çok hızlı çalışarak büyük bir avantaj sağlıyor. Marmaray projesinde aynı zamanda elektrik ve otomasyon odaları da bizim klimalarımız tarafından soğutuluyor” dedi.
“Yapay zekâ destekli kolaboratif robotlarımız, insan eline yakın hassasiyetle çalışıyor”
Robotların üretimdeki rolünün hızla artacağı yönündeki gelecek vizyonundan hareketle, ileri robot teknolojileri alanında da yeni nesil ürün ve çözümler geliştirdiklerini söyleyen Saraçoğlu; “Endüstriyel alandaki öncülüğünü 1980’lerden bu yana robotik alanda da sürdüren markamız; daha hassas, hızlı, dar alanda çalışabilen ve yüksek kuvvetlerde ağırlık kaldırabilecek robotlara odaklanıyor. Üretim bandındaki birçok işi yapabilen insan kolu ve eline yakın hassasiyete sahip robotlarımız, özellikle riskli alanlarda iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından fabrikalara önemli bir katkıda bulunuyor. 2020 yılında şubat ayı itibarıyla tüm robotlarımız, yapay zekâ (AI-Artificial Intelligence) destekli olarak çalışmaya başladı. Şirketlere yapay zekada en fazla faydayı sağlamak için; tescilli AI (Artifical Inteligence) markamız “MAISART” teknolojisini kullanıyoruz. Mitsubishi Electric’in AI’sı ile en yeni teknoloji (Mitsubishi Electric’s AI creates the State-of-the-ART in technology.) ifadesinin kısaltması olan “MAISART” markası altında toplanan yapay zekâ teknolojimizle geliştirdiğimiz robotlarımızla beklenmedik arızaların önüne geçiyor ve şirketlerimize maksimum verimlilik sağlıyoruz.
Teknolojiye yatırım yaparken gelecekte üretimde insanların ve robotların iş birliği içinde çalışacağı öngörüsüyle üniversitelerde robot eğitim merkezleri kurulmasına katkı sağlıyoruz. Şu anda 21 üniversitede laboratuvarlarımız ve 7 üniversitede robotlarımız yer alıyor. 2021 yılında da geleceğin mühendis adaylarına vizyoner bir bakış açısı sunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“Enerji İzleme Sistemlerimiz ile, enerji tasarrufu ve verim artışı sağlıyoruz”
Mitsubishi Electric’in çözümü olan MAPS SCADA ve enerji izleme alanındaki yetkinliklerinden bahseden Saraçoğlu, “Veri toplama ve kontrol merkezi olarak adlandırılan SCADA; fabrikadaki tüm sistemi tek bir yerden izleme, kontrol, raporlama ve analiz etme, arızalara anında müdahale edilmesine imkân tanıyor. MAPS’in alarm fonksiyonu sayesinde ise hangi arızadan ve hangi sıklıkta alarmın çalıştığı takip edilebiliyor. Bu sayede arızalara anında müdahale edilerek enerji kaybının önüne geçiliyor ve fabrikada büyük tasarruf sağlanarak önemli bir verimlilik artışı elde ediliyor” dedi.
“Kamu alanında ve özel işletmelerde çok sayıda projede yer alıyoruz”
Mitsubishi Electric olarak kamu sistemleri faaliyetleri kapsamında uçuş güvenliğini artırmak amacıyla da çalışmaları bulunduğu söyleyen Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havalimanları için geliştirilen radar teknolojimiz ‘Terminal Doppler Lidar Sistemi’, Antalya Havalimanı’nda kullanılıyor. Sistem, havalimanlarında rüzgâr değişiminden kaynaklanan kazaların daha etkin bir biçimde önlenebilmesini sağlıyor. Uzay araştırma ve geliştirme sistemleri alanında da dünyanın önde gelen üreticilerinden biriyiz. Üreticisi olduğumuz Türksat 4A ve 4B uydularıyla ülkemiz ve komşularımızın iletişim altyapısına katkıda bulunuyoruz.
Kamu projelerinin yanı sıra hızlı, konforlu, emniyetli ve yüksek enerji verimliliğine sahip asansör ve yürüyen merdivenlerimizle dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de çok sayıda prestijli projede dikkat çekiyoruz. Özel tasarlanmış yapay zekâ denetleme sisteminin kullanıldığı asansörlerimizdeki ‘Back-up Sistemi’ ile ülkemizin önemli bir gerçeği olan deprem durumunda asansörün en yakın katta durmasına ve yolcuların güvenle tahliye edilmesine imkan sağlıyoruz.”
“Klimalarımızda teknoloji, dizayn ve üretimde mükemmellik anlayışıyla öne çıkıyoruz”
Türkiye’de dijital dönüşüm alanında ciddi yatırımlar gerçekleştirdiklerini söyleyen Saraçoğlu; “Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde ev tipi klima üretimi gerçekleştiren fabrikamız, e-F@ctory konseptimizle akıllı ve dijital bir fabrika olarak tasarlandı. Mitsubishi Electric olarak, Türkiye ve Avrupa pazarında önümüzdeki yılda da klima ve soğutma sistemleri pazarında fark yaratmayı hedefliyoruz. Bireysel sistemlerden merkezi sistemlere geleceğin enerji verimliliği kriterlerine uygun cihazları bugünden pazara sunuyoruz. A+++ sınıfına ulaşan Legendera serimiz, A+++ soğutma ve A++ ısıtma verimliliğine sahip EnviroME serilerimiz ile konutlarda ısıtma alışkanlıklarının değişmesini sağlarken hem ısıtma hem de soğutmada enerji tüketiminin azalmasına katkıda bulunuyoruz. Şirketimizin teknoloji, dizayn ve üretimde mükemmelliğe işaret eden Mitsubishi Electric Quality (MEQ) anlayışıyla ürettiği ürünleri; uzun yıllar boyunca sorunsuz çalışıyor, deneyimleyenler en iyi seçim olduğunu teyit ediyor. Farklı iklim koşulları ve farklı büyüklükteki uygulamalar için üstün performans gösteren profesyonel sistemlerimiz pek çok projede yer alıyor.
“Pandemide önem kazanan iç ortam havalandırması için yeni çözümler sunuyoruz”
Özellikle kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirdiğimiz bu dönemde iç mekân havalandırma ihtiyaçlarının arttığını belirten Saraçoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İklimlendirme alanındaki ileri teknolojisiyle sektöre yön veren bir marka olarak, bu noktada iç ortam hava kalitesi için yeni ve verimli çözümler sunuyoruz. Legendera serisi klimalarımızda bulunan Plasma Quad Plus Filtre, 0.1 mikron boyutundaki partikülleri dahi tutabiliyor. İnsan saç telinin ortalama kalınlığının 70 mikron olduğunu söylersek daha anlaşılır olacaktır. 50 yıldır daha ferah yaşam alanları sunan ve yüzde yüz taze hava sağlayan Lossnay ısı geri kazanımlı taze hava cihazlarımız, iç ortamı havalandırırken enerjinin yüzde seksenini geri kazanıyor. Lossnay’de bulunan ve “Hiper Element” olarak adlandırdığımız eşanjörümüz, virüs transfer etmediği test raporlarıyla onaylanan ilk ve tek selülozik eşanjör oldu. Yeni “Dik Tip Lossnay” ev tipi ısı geri kazanımlı taze hava cihazlarımızda ise alternatif olarak sunulan NOx filtre ile havada bulunan gaz, petrol, kömür ve biomass gibi yakıtların atıklarından oluşan azotoksitlerin tutulması sağlanarak iç ortama aktarılması engelleniyor.” diye konuştu.
“Veri merkezlerine yüksek güvenilirlikle teknolojik ve enerji verimli çözümler sağlıyoruz”
Veri merkezinde kritik öneme sahip soğutma, izleme ve yönetim alanlarında yarının ihtiyaçlarını bugünün normallerine dönüştüren çözümler sunduklarını söyleyen Saraçoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Enerji verimliliğinin ve kesintisizliğin önem arz ettiği bu alanda güvenilirlikten ödün vermeden esnek ve hızlı modüler MULTIDENSITY ürünü ile kolay işletim imkânı tanıyan soğutma sistemleri geliştirdik. s-MEXT hassas kontrollü klima ürünlerinde, çevreye duyarlı, düşük küresel ısınma faktörü (GWP) değerine sahip soğutucu akışkan kullanımı ile sektörde ilk olmanın heyecanını yaşadık. Yine tesisin izlenmesinden, yönetilmesine kadar isteğe uygun çözümler ile yüksek katma değerli otomasyon sistemleri oluşturmaktayız.”
“Enerji verimli ve çevreci ürünlerimizle çalışmalarımıza artan ivmeyle devam edeceğiz”
Çevresel Sürdürülebilirlik Vizyonu 2050 ile çevrenin korunmasına yönelik faaliyetlerini yoğunlaştırdıklarını söyleyen Saraçoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Enerji verimliliği konusundaki çalışmalarımızı her geçen yıl artırıyoruz. Sadece ürünlerin teknolojisi, güvenilirliği ve kalitesine değil, çevre duyarlılığı ve verimlilik konularına da büyük önem veriyoruz. Kurumsal ilkemiz ‘Daha İyisi İçin Değişim’ ve çevre ilkemiz ‘Eko Değişim’ felsefesiyle yol alarak tüm dünyada toplumların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Dünya genelinde özellikle sanayi alanında enerji kullanımının, üretim standartlarında bir düşüşe neden olmadan azaltılması gerekiyor. Ayrıca konutlar, ofisler ve kamuya açık tüm büyük projelerde de tüketilen enerjiden tasarruf edilmesi önem taşıyor. Bu doğrultuda biz de çevreyi ve doğal kaynakları korumaya yardımcı olacak teknoloji ve sistemler geliştirmeyi sürdüreceğiz.
Mitsubishi Electric; jeopolitik konumu, genç nüfusu ve büyüme potansiyeliyle avantajlı konumda olan Türkiye’de önümüzdeki yıllarda faaliyetlerini yoğunlaştıracak. Küresel rekabet sürecinde, ülkemizin dünyadaki gelişmelere hızla uyum sağlayabilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’nin belirlediği yüksek ekonomik hedeflerine ulaşması için; sahip olduğumuz ileri teknoloji ve know-how ile elimizden gelen tüm katkıyı sağlamayı hedefliyoruz. Üstün teknolojiye sahip, enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürün ve fark yaratan çözümlerimiz ile evlerinden uzaya kadar Türk halkının yanındayız.”
Hibya Haber Ajansı