Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve Türkiye Vakıflar Bankası TAO, 13,4 milyar liralık (990 milyon dolar) sermayelerini artırma kararlarını KAP'a yaptıkları açıklamalarla duyurdu. Ziraat Bankası'nın da yönetim kurulu kararı ile sermaye artırımını açıklaması bekleniyor. Böylece son üç yılda kamu bankalarına üçüncü kez sermaye artırımı yapılmıştır. Sermaye artırımı nedeniyle ihraç edilecek hisselerin tamamının her iki bankanın hakim ortağı olan Türkiye Varlık Fonu'na tahsisli satış yöntemiyle satılmasının planlandığı belirtildi. Böylece, kamu bankalarının bilançolarını güçlendirmek için yaklaşık 2 milyar dolar enjekte edilecek. Varlık fonu, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yerel piyasadaki bankalara tahvil satışı yoluyla finanse ettiği 2019 ve 2020 yıllarında iki ayrı turda kamu bankalarını desteklemek için 6,7 milyar dolar enjekte etmişti.

 

Hükümetin, pandeminin ekonomik etkilerini dengelemek amacıyla 2020 yılında yoğun şekilde, özellikle kamu bankaları aracılığıyla kredi kanallarını canlandırmasını izlemiştik. Bu süreç içerisinde, özellikle lirada sürekli olarak yaşanan düşüş, döviz bazlı kredilerin geri ödemesinde ve piyasanın nakit akışında riskleri ortaya çıkardı. Buna bağlı olarak da bankaların nakit tamponlarının aşınması riskinden sürekli olarak bahsetmiştik. Liranın 2021 yılında %44 değer kaybetmesi süreci, özellikle Eylül ayından sonra Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmeye başlamasından sonra hız kazandı. Artan kurun sermaye yeterliliği konusunda oluşturduğu bazı riskler var. 2023 seçimlerinden önce işletmelere olan kredi akışının devam edebilmesi yönünde, bankaların sermaye ihtiyaçlarını takviye etme çerçevesinde son üç yıldaki üçüncü sermaye enjeksiyonu yapılmış olacak.

 

BDDK’nın açıkladığı Aralık 2021 bankacılık sektörü verilerine göre; mevduat bankalarının genelinde SYR 2020 – 2021 arasında %19’dan %18’e, çekirdek SYR ise %14’ten %13’e geriledi. Kamu bankalarında ise SYR %17’den 16’ya, çekirdek SYR ise %13’ten %11’e düştü. Türk bankacılık sektöründe %12 referans değer olarak kabul ediliyor. Mevcut sermaye açığının kapatılması ve buradan tekrar krediye dönüşüm çerçevesinde eğilim görebiliriz. Piyasaya ve reel sektöre nakit girdisinin sağlanmaya devam edilmesi yönünde, kredi kanalında yine kamu bankalarının öncülük edeceği anlaşılıyor.

 

Alınacak kredilerin kullandırılma koşullarında ise, işletme sermayesi tamamlama veya döviz ihtiyacı üzerinden finansman sağlama konusunda ise firmalar bazı kısıtlarla karşılaşacaktır. Burada, Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Nureddin Nebati’nin de işaret ettiği proje bazlı krediler konusu öne çıkıyor. Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan geçen ay Kredi Garanti Fonu kapsamında şirketlerin hükümet destekli borçlanmaya erişebilecekleri 60 milyar liralık bir kredi paketi açıkladı. KGF mekanizması ön planda olacaktır, Londra toplantısında da gerektiğinde bu program kapsamında işletmelere verilen kredilerin artırılabileceği söylendi. Cumartesi günü, Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla işletmelere ve ihracatçılara destek sağlamak amacıyla seçici bir finansman destek paketi açıklanacak.

Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı