Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul’un Fethi

Kıymetli basın mensupları… Bildiğiniz üzere bu hafta 29 Mayıs İstanbul’un Fethi’nin yıl dönümünü içinde barındırma özelliğini taşımaktadır. Bu sebeple basın toplantımıza bu kutlu fethin manasına değinerek başlamak istiyorum. Bizim için İstanbul’un fethinin taşıdığı en önemli mana “Hakk’ın batıla galip gelmesidir. Bu sebeple, tarih boyunca bu mananın taşıdığı ilkelerin hayata geçirilmesi insanlığın saadetini tesis etmiştir.

Muhterem arkadaşlarım bu konuda Peygamber Efendimiz sav.’in hadisi şerifini de hatırlamadan geçemeyiz, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; İstanbul bir gün muhakkak fetholunacaktır onu fetheden asker ne güzel asker, fetheden komutan ne güzel komutandır.

Bunlar ise adaleti tesis etmek, liyakate önem vermek, devlet yönetiminde şeffaf ve hesap verebilir olmak, farklı inanç ve fikirlere müsamaha göstermek, karar alırken istişareye özen göstermektir. Unutulmamalıdır ki; Fatih Sultan Mehmet Han’ın ve onun kutlu fethinin gayesi, saydığımız bu prensiplerin hayata geçirilmesidir.

Bu duygu ve düşüncelerle İstanbul’un Fethi’nin yıl dönümünü tebrik ediyor, bu fetihte emeği geçen ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum.

Lafla Peynir Gemisi Yürümez.

Atılacak Adımlar

Dün Sn. Bahçeli  bu konuda kendi tavrını İçişleri Bakanı’nın yanında olarak açık bir şekilde ortaya koydu. Bugün de Sn. Erdoğan kendi fikirlerini dile getirecek fazla değil biz konuşurken Sn. Cumhurbaşkanı da belki benim sorduğum sorulara cevap verecek mahiyette açıklamalar yapıyordur.

Bu muğlaklık şüphelerin derinleşmesine iddiaların daha vahim boyutlar almasına sebep olur endişe taşıyoruz.

Bu tür ciddi iddialara karşı atılacak etkin adımlarla, haksız yere itham edilenlerin aklanarak itibarlarının zedelenmesinin önüne geçileceği gibi; suç işleyenlerin de adalet önüne çıkarılarak cezalandırılması, toplumun adalete olan inancını pekiştirecektir.

Bu itibarla aşağıdaki adımların gecikmeden atılması gerekmektedir.

Bu çerçevede;

1-)İddialar kapsamında başta İçişleri Bakanı olmak üzere, söz konusu tüm isimler istifa etmeli ve yargı süreci ivedilikle başlatılmalıdır.

2-) İstifa etmemeleri halinde ise, Cumhurbaşkanı tarafından bu kişiler derhal görevlerinden alınmalıdır.

3-) Soruşturmaları yürütecek savcı ve hâkimlere mesleki güvencelerinin yanında, görev yeri ve görev konuları için de ayrıca güvence garantisi sağlanmalıdır.

4-) Devlet Denetleme Kurulu görevlendirilerek; araştırma, inceleme ve soruşturma süreçleri başlatılmalıdır.

5-) Ayrıca TBMM’nde de bir soruşturma komisyonu kurulmalıdır.

6-) Basın yayın organlarında, bu iddialarla ilgili açılacak soruşturma ve tahkikatın şeffaf bir biçimde yer alabilmesini sağlayacak güvencenin açıkça verilmesi gerekmektedir.

Bu sürecin güvenilirliğini sağlayabilmek için, bu sayılan maddelerin eksiksiz ve bir an evvel yerine getirilmesi elzem olduğu kanaatindeyim.

Aksi halde; bahse konu olan hiç kimse, hem kamuoyu vicdanında hem de tarih huzurunda kirli bir dönemin aktörleri olarak anılmaktan kendisini kurtaramayacaktır!

Toplumsal Bir Çöküş Yaşıyoruz