BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun verdiği demeç şöyle:
Cemal Kaşıkçı konusunda hükümetin tutumunu ve bugüne kadar yapılan araştırmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

— Kaşıkçı olayının Türkiye'de gerçekleşmiş olması, yani bir cinayet olayının bir konsoloslukta gerçekleşmiş olması başlı başına ciddi bir olay. Olayın üzerine gitmek ve bu olayı aydınlatmak Türkiye'nin temel görevlerinden birisi olmak zorunda. Çünkü Türkiye'nin itibarı söz konusu. Bir ülke eğer kendi ülkesinde bulunan bir konsoloslukta bir cinayet işleniyorsa o cinayeti aydınlatmak zorundadır. Fakat geldiğimiz noktada bu konuda ciddi adımların atılmadığını görüyoruz.

— Biz CHP olarak olayın, TBMM'de bir İstihbarat ve Güvenlik Komisyonu var, orada görüşülmesini istiyoruz, isteyeceğiz önümüzdeki günlerde. Aynı zamanda parlamentoda bir araştırma komisyonu kurulmasını talep edeceğiz. Eğer bu da gerçeklemezse parlamentoda bir kapalı oturum yapılmasını ve Türkiye'nin bu ayıptan bir şekilde kurtulması gerektiğini söyleyeceğiz.

Hükümetin buradaki performansını başarılı bulanlar da oldu, konunun bütün dünyanın gündemine gelmesi vesilesiyle. Siz bazı eleştiriler sıraladınız az önce, peki şu an CHP iktidarda olsa nasıl adımlar atardı?

— Kesinlikle böyle bir cinayete izin vermezdik, cinayeti işleyenleri eğer Türkiye'delerse, Türkiye'nin bundan haberi varsa kesinlikle önlemek için her türlü çaba gösterilirdi. Aynı zamanda konsolosun yurt dışına çıkışına, gidişine izin verilmezdi. Aynı zamanda konsolosun yurt dışına çıkışına, gidişine izin verilmezdi. Viyana Sözleşmesi'ne göre zaten bu tür olaylarda konsolosun dokunulmazlığı yok. Eğer konsolosu siz alıp yurt dışına gönderiyorsanız, yurt dışına rahatlıkla çıkıyorsa orada bir sorun var demektir.

Gündemdeki bir diğer konu da İş Bankası'ndaki CHP hisseleri. Sürekli açıklamalar geliyor, tartışılıyor. Partinizden de bu hisselere el konulursa direniriz diye bir açıklama geldi. Peki nasıl direnirsiniz?
— İş Bankası'ndaki hisselerin temsilcisi CHP, Atatürk'ün mirası dolayısıyla, kendisinin el yazısıyla yazdığı bir vasiyetnameden kaynaklanıyor bu olay. Anayasal güvence altında. Ama Erdoğan Türkiye'de yaşanan ekonomik krizi toplumun gündeminden kaçırmak için böyle bir olay ortaya atmış durumda.