2011'de İstanbul'da imzalanan İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'de büyük tartışmalara neden olmuştu. Kamuoyunun büyük bir kısmında tepkiyle karşılanan sözleşmenin, ''toplumsal cinsiyet eşitliği'' adı altında LGBTİ eşcinselliği yaygınlaştırmak ve normalleştirmeğe dayalı alt başlıklar içerdiği kanaati hakim olmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Resmi Gazete'de imzasıyla yer alan kararla, sözleşme yürürlükten kaldırıldı.

Siyasi parti liderlerinden de konuya ilişkin mesajlar paylaşıldı.

İYİ PARTİ VE CHP'NİN YORUMU

''Sayın Ahmet Yıldız
AKPM Türk Delegasyonu Başkanı
Denizli Milletvekili

Dün gece bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle ülkemizin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini
öğrendik. Kadına karşı şiddetin önlenmesinde çok önemli bir adım olan bu Sözleşmenin bir gece yarısı
Anayasaya ve yerleşik uygulamalara aykırı şekilde yürürlükten kaldırılması kabul edilemez. Ayrıca
Anayasa, kişi hakları ve temel haklara ilişkin düzenlemelerin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle
yapılamayacağını kayıt altına almaktadır. Ama hepsinin ötesinde Sözleşmenin öngördüğü hakları ve
tedbirleri yurttaşlarımız Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin vatandaşlarından daha az hak etmiyorlar.
Sayın Yıldız,
Avrupa Konseyi kapsamında katıldığınız toplantılarda Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden
ayrılmasının yanlış olacağını ve Türkiye’nin Sözleşmede kalacağını birçok defa belirttiniz. Bizler de sizi
bu görüşleriniz nedeniyle takdir ettik. Bugün gelinen aşamada Delegasyon Başkanlığı görevinden
ayrılmanızın uygun olacağını düşünüyoruz. Aksi halde hem Delegasyon üyelerini hem de yabancı
muhataplarımızı yanıltmış bir politikacı konumunda bulunacaksınız.
Türkiye’nin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında yaşadığı büyük gerileme
karşısında Milletvekilleri olarak suskun kalamayız. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı bu
demokratik gerilemeden bağımsız değildir. Türkiye’yi evrensel değerlerden koparma girişiminin bir
ileri adımıdır. Bu girişimlere karşı bütün gücümüzle mücadele edeceğimizi belirtir, saygılar sunarız.

AKPM Türk Grubu CHP ve İYİ Partili''

 

Yeni Dünya Partisi Lideri Emanullah GÜNDÜZ

İstanbul sözleşmesi melun bir sözleşmeydi! Sayın Cumhurbaşkanımıza Halka kulak verdiği için çok teşekkürler."

Yeni Dünya Partisi Lideri Emanullah GÜNDÜZ Ankara'da yaptığı video açıklamada İstanbul sözleşmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu ve iptal edilmesini mutlulukla karşıladıklarını ve bunun için Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ettikleri ifade etti.

Emanullah GÜNDÜZ'ün sözleri kayıtlara özet olarak şu şekilde geçti: "İstanbul sözleşmesi Aile yıkan Aile kavramını hedef alan hain bir sözleşmeydi!
İstanbul sözleşmesi eşcinselliği meşrulaştıran melun bir sözleşmeydi!
İstanbul sözleşmesi AB'ye iç işlerimize müdahale etme imkanı veren sinsi bir sözleşmeydi!

İstanbul sözleşmesini kararname ile fesheden Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Parti içindeki feminist lobiye teslim olmayıp halkın sesine kulak verdiği için halkın adamı olduğu için Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkürler.

İstanbul sözleşmesine bağlı çıkarılan 6284 sayılı yasanın derhal düzeltilmesi lazım! Kadına karşı her türlü şiddete karşıyız! İstanbul sözleşmesine karşı olmak kadına yönelik şiddete müsamaha değildir! 6284 sayılı kanun sadece kadına yönelik şiddete karşı özel bir kanun haline getirilmelidir.

İstanbul sözleşmesinin feshinden sonra artık Global Feminizm ürünü olan CEDAW masaya yatırılmalıdır."

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu

“Sevgili halkım. Bir devlet gece yarısını kararnamesiyle yönetilemez. Bir gece yarısı kararnamesiyle 42 milyon kadının hakkı hukuku onların ellerinden alınamaz. Bu videomu izleyen bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum: Haklarınıza sahip çıkınız.

Hukukunuza sahip çıkınız. Sizin hayatınızı cehenneme döndürenlerin kimler olduğunu iyi öğreniniz. Kız çocuklarınızın hakkına hukukuna sahip çıkınız. Ben söz veriyorum. Her zaman, her yerde, her ortamda bütün kadınların hakkına, hukukuna sahip çıkacağım.

Adalet neredeyse orayı arayacağım. Adaletten yana olacağım. Sizden yana olacağım. Sizin hakkınızdan hukukunuzdan yana olacağım. Sizin hakkınızı, hukukunuzu her platformda savunacağım.”

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu

"#İstanbulSözleşmesi’nden çıkıldığının duyurulması çok acıdır. Bu, her görüşten kadının yıllardır verdiği mücadeleyi hiçe saymaktır. Her şeye rağmen kazanan “eril akıl” değil kadınlar olacaktır."

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener

“Hedefinde kadın olan bu kirli zihniyeti besleyip, #İstanbulSözleşmesi'ni de bahane gösteren acizler bilsin ki; Kadının hakkını, hukukunu çiğnetmeyeceğiz! Bu ucube sistem değişecek, #İstanbulSözleşmesi yeniden yaşatacak! 

Kırk yılın başı doğru bir iş yaptılar ondan da vazgeçiyorlar. Buradan sormak isterim, kadınlarımızın durumu ortadayken, yapılacak daha çok şey varken, niye geriye adım atıyorsunuz?  İstanbul Sözleşmesi’nin neyinden rahatsız oluyorsunuz muhteremler?

İstanbul Sözleşmesi diyor ki; kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek için gerekli yasal tedbirler alınmalıdır. Bundan mı rahatsızsınız?

İstanbul Sözleşmesi diyor ki; devlet kadına karşı şiddeti önleyecek etkili ve kapsamlı politikalar geliştirmelidir. Bundan mı rahatsızsınız?

İstanbul Sözleşmesi diyor ki; kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gereken finansman ve insan kaynağı sağlanmalıdır. Bundan mı rahatsızsınız?

Sözleşme diyor ki; kadının erkeklerden daha aşağıda olduğuna dair önyargılarla mücadele edilmelidir. Bundan mı rahatsızsınız?

Allah’ın huzurundaki gibi eşit olmaktan mı rahatsızsınız? Yoksa insan olmaktan mı rahatsızsınız?"

 

alkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar

"MHP’nin desteğiyle bu sürecin anayasal kılıfını hazırladılar. Cumhurbaşkanlığı sistemin merkezine alındı. Merkezinde tek kişinin olduğu bir sistem kuruldu. Merkez Bankası başkanının görevden alınması bu sistemin ne olduğunu bize bir kere daha gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi basit bir mesele değildir. İlk imzayı Türkiye attı. O zamanki şartlarda bu sözleşmeyi kabul etmek kendisine alan açıyordu, dış ilişkilerde iyi bir ortam yaratıyordu. Bu sözleşme kabul edildikten sonra da kadına şiddet durmadı, zihniyet değişmedi. Demek ki pragmatik hedeflere yürümek için bu sözleşmeye imza attı. Kadının yerini tanımlama konusunda ideolojik bir duruşu var AKP’nin. Yani kadın olarak önce eve ve erkeğe tabi olmayı ön görüyorlar.  Berat Albayrak’ı gönderdiler, ekonomi düzelecek diye yeni bir ekip kurdular. Aynı sıkıntılar yaşanmaya devam etti. Ülkede hukuk işlemediği sürece, demokrasi rafa kaldırıldığı sürece, rant mekanizması sömürü devam ettiği sürece sorun çözülemez. Ağbal’ın üslubu saygıyla açıklanamaz. Bu çok ağır itaat biat ilişkisi olduğunu gösterir ya da şahsın kendi kişilik özelliği olabilir."

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay

"Türk kadınının toplum içindeki itibar ve saygınlığını layık olduğu seviyelere çıkartmak adına verdiğimiz samimi mücadeleyi, geleneksel toplumsal dokumuzu da muhafaza ederek daha ileri noktalara taşımak azmindeyiz"

 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun

"Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir! Her zaman 'Güçlü Kadın Güçlü Türkiye' diyeceğiz."

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk

"Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir. Aslolan ilkelerdir. Bu doğrultuda şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da 'sıfır tolerans' ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz. 

Kadın haklarının teminatı, Anayasamız başta olmak üzere, iç mevzuatımızdaki mevcut düzenlemelerdir. Hukuk sistemimiz ihtiyaca göre yeni düzenlemeleri hayata geçirebilecek kadar dinamik ve güçlüdür. 

Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir. Aslolan ilkelerdir. Bu doğrultuda şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da 'sıfır tolerans' ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz."

 

 

 

 

Sivil Düşünce Haber Portalı
sivildusunce.com