CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Spor kurulu Başkanı Kenan Nuhut AKP tarafından TBMM’ye getirilen yeni spor yasasını eleştirdi. Nuhut, şu ifadelere yer verdi:
"Sporda kulüpleri mali ve idari disipline alacak bir spor kulüpleri yasasına ihtiyaç vardır. Ayrıca Spor federasyonlarını da uluslararası spor hukukuna uygun bir şekilde kamu hukukundan daha fazla ayırmak, giderek artan sorunları spor hukuku çerçevesinde çözmek, idari ve mali yapılarını düzenlemek için de spor federasyonlarına düzenleme yararlı olur. Bu getirilen kanun teklifi, hem spor kulüpleri hem de spor federasyonlarını tek bir yasa çatısında toplamaktadır.
Toplumda ve spor kamuoyunda bu yönde bir kanun beklentisi de uzun yıllardır vardır. Ancak sporu yöneten bürokrasiyle içli dışı bir oligark oluşmuştur ve AKP’nin her zamanki fırsatçılığı ile bu oligark kamuoyundaki bu beklentiyi kullanarak kendine yontan bir anlayışla sporda da bir tek adam yönetimini amaçlamaktadır.
Türkiye'de 65 spor federasyonu var. Bunlardan TFF özerk, 59 tanesi bağımsız spor federasyonu, 5 tanesi de gençlik ve spor bakanlığına bağlı spor federasyonudur. Getirilen yasa teklifi bağımsız ve özerk olan tüm federasyonların bağımsızlığını kağıt üzerinde bırakıyor. Zaten kanun gerekçesinde de açıkça yazıyor. Bu teklif uluslararası spor hukukuna ve kurumlarının uygulamalarına da aykırı maddeler ihtiva ediyor. Uluslararası spor federasyonları ülkelerdeki federasyonları kendi şubeleri gibi görür, ana kurallara uymasını bekler ve ulusal federasyonlara siyasi müdahaleyi reddeder.
Kamu hukukundan ayrık bir şekilde kararlar da spor hukukunda keskin ve hızlı olmalıdır. Bir ülke federasyonu veya tüm ülke kurallara uymadığı zaman hem Uluslararası spor federasyonundan hem de müsabakalardan ihraç edilebilir. Bu nedenle, bu teklif uluslararası spor hukukuna uygun şekilde daha fazla bağımsız hale getirmek bir yana mevcut durumdan daha geriye bir kamu otoritesine çevirmeye yöneliktir.
Bu yasa ile birlikte spor bakanına olağanüstü yetkiler tanınmaktadır. Federasyon genel kurullarını iptal etmeye, genel kurulları yenilemeye, federasyon yönetimlerinin ve başkanlarını görevden almaya, tahkim kurullarını yine tek başına atamaya, spor federasyonlarının genel sekreterini, il temsilcilerini atamaya yetkili kılınıyor. Mevcut denetleme yetkisi de ağırlaştırılıyor. Kulüpleri şirkete çevirmesine rağmen Türk Ticaret Kanunu alanına da girip sporda verilen bir hak mahrumiyeti cezasını şirket yönetiminde görev almaya engel teşkil edecek şekilde müdahale de bulunabiliyor.
Kulüpler bazında ise dernek olarak İçişleri Bakanlığı'na, bir şirket olarak Ticaret Bakanlığına ve Sermaye Piyasası kuruluna, spor kulübü olarak da Spor Bakanlığı'na olacak şekilde kıskaç altına alıyor. Türk Ceza Kanununa eklenmesi gereken kulüp yönetimlerine hapis cezası dahi yer almış teklifte. İçişleri Bakanlığı ve ildeki yerel amire ( vali?) spor kulüplerinin herhangi bir yöneticisine bir suç isnadı ile sadece kovuşturmaya alınmasında dahi, o yönetici ve tüm yönetimi görevden almaya, bundan hareketle spor kulübünü de yarışmalardan men etmeye ve dahi tescilini iptal etmeye yetkilendirilmiş bulunuyor. Siyasi amaçla kurulmuş STK’lara bile yapılamayacak şekilde, henüz yargı kararı dahi olmadan sadece kovuşturma ile bunları yapabiliyor. Spor kulübüne potansiyel suçlu örgüt gözüyle bakıyor. Spor federasyonlarından ve kulüpler birliğinden ayrı ne amaçla kurulduğu anlaşılamayan, spor bürokrasisinde de şüphe ile bakılan bir üst kuruluş tanımı var (12.madde.) Paralel federasyonlar ve konfederasyonlar tanımlanıyor. Mevcut kulüpler birliğinin mevcut federasyonların yanında bunun ne iş yapacağı belli değil. Tüzel kişiliği var. Bu üst kuruluşa dahilolan kulüpler kendi arasında her türlü imkanı ortak etme, yardımlaşmaya imkanı sağlanıyor. "Kaynak ve güçlerini birleştirmek, yardımlaşmak, tesislerini ortaklaşa kullanmaktan" bahsediyor. Bu üst kuruluşa dahil olan ve de olmayan spor kulüplerinin aynı lig içerisindeki yarışmaları açısından, kuruluş içindekiler dışındakilere göre serbest adil yarışmaya karşı avantaj sağlanıyor. Bu da şike ve teşvik için yasal bir alt yapı oluşturuyor.
Bunun yanında federasyon malları devlet malı hükmünden çıkartılarak, istenmeyen adam ilan edilen federasyon başkanlarına haciz baskısı ile istifaya zorlamanın yolu açılıyor. Tek bir siyasi görüşe bağlı hale getiriliyor.
Spor dalı belirlenmesi de spor bakanına bırakıldığından, bayan spor dallarına da müdahale yolu açılıyor. Yani federasyonun hangi spor dalına bakacağına kadar müdahale yolu açılmış oluyor.
Genel kurula ait olan ibra etme yetkisi budanıyor ve ibra edilmiş olsa bile federasyon yönetimine karşı hukuki yol açılıyor.
Sadece Bakanlıkça gönderilen bütçe için mali denetim yolu, bütün işlemlere açık hale getirilip federasyonları müfettiş baskısı ile sindirme yolu açılıyor. Uydurma raporlarla federasyon başkanlarına hak mahrumiyeti cezası verilerek başkanlığı sona erdiriliyor.
Spor ceza yargısında tarafsız olmayan ve bakan ataması ile gelen Tahkim Kurulu aynen bırakılıyor. Tahkim Kurulu olunabilmesi için tarafların hakemlerinin de yargılamada bulunması gerekir. Bu yapıda bu yol kapalı olduğu gibi, spor hukuku bilgi ve deneyimi olmayan kişilerden oluşturularak, adamına göre karar verme yoluna devam ediliyor. Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi yapısı ile hiç ilgisi bile olmayan hazır kıta bir ceza kurulu yapısı aynen devamı isteniyor."
Hibya Haber Ajansı