AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:

-"Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiştir, eğer siyasi irade yani Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletin ortaya koymuş olduğu milli irade istiyorsa bunu değiştirebilir. Bunun yolu masadan geçmiyor bunun yolu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçiyor." dedi. Demokrasilerde muhalefet partilerinin erken seçim istemelerinin mümkün olduğuna değinen Kurtulmuş, "Erken seçimde rasyonel şartların olması ve Meclis aritmetiğinin de buna uygun olması lazım. Türkiye'de ne rasyonel şartlar erken seçimi söylüyor ne de Türkiye Büyük Millet Meclisi aritmetiği erken seçim olmasına imkan tanıyor. Dolayısıyla Türkiye'de bir erken seçim yoktur. Bu kadar yoğun problemlerle uğraştığımız, uluslararası gündemde özellikle Türkiye'nin birçok alanda cansiperane bir şekilde bir büyük mücadele verdiği ortamda Türkiye'nin erken seçim gündemiyle kaybedecek vakti ve enerjisi yoktur, olmamalıdır da"

-"Mevlevilikle ilgili yapılan bu tür düzenlemelerin maalesef böyle bir şov haline getirilmesi, ait olduğu dini gelenekten kopartılarak bunun sanki bir tiyatral gösteriymiş gibi sunulması ve hiçbir şekilde Mevlevi geleneğinin içerisinde olmayan unsurların bunun içerisine yedirilmiş olması, daha açık söyleyeyim, siyasi ya da birtakım ticari şovların konusu haline getirilmesi Mevleviliğe yapılacak en büyük haksızlıktır. Dolayısıyla bu haksızlığın yapılmış olması başlı başına bir edepsizliktir." 

-Bu uygulamayla bizim yıllardır söylediğimiz Cumhuriyet Halk Partisinin maalesef zihin yapısını şöyle bir kazsanız altından Cumhuriyet Halk Fırkası çıkar. Cumhuriyet Halk Partisinin bu milletin milli iradesine değer vermeyen tavrının, tutumunun içerisinde maalesef artık bir şekilde içlerine yerleşmiş olan milletin inançlarıyla, değerleriyle, milletin birikimiyle, milletin kültürüyle, medeniyetiyle barışık olmama hatta onunla çelişkili ve çatışma içerisinde olma hali yatar. Bunların zihin dünyasının böyle olduğunu biz söylediğimiz zaman bazen kızıyorlardı, hatta şunu söylüyoruz biraz kazısanız Cumhuriyet Halk Partisinin zihin dünyasının arkasından 1960 darbesi çıkar, biraz daha kazısanız ne kadar darbeler ve siyasi müdahaleler varsa bunlar çıkar.

-Bu anlamda da baktığınız zaman tekrar ezanı Türkçe'ye çevirmek, Kur'an-ı Kerim'i Türkçe okumak gibi bazı yanlışlıkların Cumhuriyet Halk Partisinin tek partili döneminin faşizan uygulamalarını hatırladığı, buna özendiği, mümkün olsa bunu tekrar geriye getirmek istedikleri anlaşılıyor. Bir kere şunu çok net bilsinler; asırlar boyunca Müslümanlığı en iyi şekilde yaşamaya gayret etmiş olan bu millet bir daha ne ezanın ne de Kur'an-ı Kerim'in Türkçe okunarak ibadetin içine karıştırılmasına müsaade etmeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi de milletin değerleriyle bu kavgalı halini ve tutumunu ortaya koydukça da milletten hiçbir şekilde itibar görmeyecek, bir karşılık bulmayacaktır. Bu yaptıkları bir gaflettir en hafif tabiriyle söylemek gerekirse. Eğer bunu bilerek yapıyorlarsa, Müslümanlığın temel değerleri, uygulamalarıyla ilgili bir çatışmayı yeniden ortaya koymak istiyorlarsa köprünün altından çok sular geçti, buna bir daha güçleri yetmeyecektir, bunu açıkça söylemek isterim.

-Yapılan hem Mevleviliğe karşı usul ve erkan adabı olan bu yola karşı bir haksızlık ve terbiyesizliktir hem de ezanı ve Kur'an-ı Kerim'i Türkçe ibadetin içerisine sokmak gibi bir anlayışı hortlatması bakımından da gerçekten insanların tüylerini diken diken eden bir uygulamadır, şiddetle kınıyoruz. Milletimizin değerleriyle, inançlarıyla hiçbir şekilde uyuşmayan bir tavırdır, tablodur. Kimseden milletin değerlerini, inançlarını tahfif etme, aşağılama, onları değiştirmek gibi bir hakkı da haddi de olamaz.

- "Erken seçimde rasyonel şartların olması ve Meclis aritmetiğinin de buna uygun olması lazım. Türkiye'de ne rasyonel şartlar erken seçimi söylüyor ne de Türkiye Büyük Millet Meclisi aritmetiği erken seçim olmasına imkan tanıyor. Dolayısıyla Türkiye'de bir erken seçim yoktur. Bu kadar yoğun problemlerle uğraştığımız, uluslararası gündemde özellikle Türkiye'nin birçok alanda cansiperane bir şekilde bir büyük mücadele verdiği ortamda Türkiye'nin erken seçim gündemiyle kaybedecek vakti ve enerjisi yoktur, olmamalıdır da" 

-Muhalefetteki arkadaşlarımız da şuna alışsınlar 2022 yılının bütçesi de yine Türkiye Büyük Millet Meclisine gelecek ve inşallah Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütçesi olarak, Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin bütçesi olarak o bütçe de Meclise sunulacak, Allah'ın izniyle Meclisten geçecektir. 2023 bütçesi de yine gelecek ve 2023 bütçesi de geçecektir. Bu biraz da karanlıkta ıslık çalmaya benzer bir tablodur. Muhalefet kendine moral vermek, muhalefet partileri arasında dayanışmanın zeminini zenginleştirmek için 'bir dahaki bütçeyi yapmayacaksınız' diyorlar ama Türkiye'nin siyasi realitesi Allah'ın izniyle 2023'e kadar bu hükümetin bütçe yapmaya devam edeceği yönündedir.