İnsanların yaklaşık %20’sinde görülen reflü, açlık süresinin uzaması nedeniyle Ramazan ayında daha büyük bir sorun haline geliyor. Yaşam konforunu bozan reflüyü Ramazan ayında kontrol altına alabilmek için yaşam tarzında değişiklik yapmak ve basit tedbirleri uygulamak gerekiyor. Reflü tedavi edilmediğinde ise yemek borusu hasarına ve ilerleyen dönemde kansere bile yol açabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Gastroentereloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Kaplan, safra ve asit reflüsü hakkında bilgi vererek önemli uyarılarda bulundu.
Reflünün iki çeşidi
Safra reflüsü, karaciğerde üretilen bir sindirim sıvısı olan safranın mide ve bazı durumlarda yemek borusuna geri kaçması durumunda ortaya çıkarken, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması nedeniyle ise asit reflüsü oluşmaktadır. Asit reflüsü, yemek borusu dokusunda tahrişe ve iltihaplanmaya neden olduğu için ‘gastroözofagal reflü’ hastalığına da yol açabilmektedir. Asit reflüsünün aksine safra reflüsü, diyet veya yaşam tarzındaki değişikliklerle maalesef tamamen kontrol edilememektedir. Ciddi vakalarda ise cerrahi gerekmektedir.
Safra reflüsünün belirtileri
Tedavi yaklaşımları farklı olduğundan dolayı safra reflüsünü, asit reflüsünden ayırt etmek gerekir. Belirti ve semptomları benzer olan bu iki sorun aynı anda da ortaya çıkabilmektedir. Safra reflüsünün belirtileri ise şunlardır:
Şiddetli olabilecek üst karın ağrısı
Sık sık mide ekşimesi ile göğse ve bazen boğaza yayılan yanma hissi ve ağızda kalan ekşi bir tat
Mide bulantısı
Yeşilimsi sarı bir sıvı (safra) kusma
Bazen öksürük veya ses kısıklığı
İstenmeyen kilo kaybı
Safra sindirim için önemli
Safra, yağları sindirmek ve yıpranmış kırmızı kan hücreleri ile bazı toksinleri vücuttan atmak için gereklidir. Safra, karaciğerde üretilir ve safra kesesinde depolanır. Az miktarda bile yağ içeren bir yemek yenilse safra kesesindeki küçük bir tüpten ince bağırsağa (yani duodenuma) safra salgılaması için sinyal verilir.
Mide zarı iltihaplanabilir
Onikiparmak bağırsağında safra ve yiyecekler karışır. Mide çıkışında bulunan bir kas halkası olan ‘pilorik kapakçık’, tek seferde yaklaşık 3,5 mililitre veya daha az sıvılaştırılmış yiyecek salmaya yetecek kadar hafifçe açılır. Bu açılma safra ve diğer sindirim sıvılarının mideye geçmesine izin vermez. Safra reflüsü durumunda, kapakçık düzgün kapanmaz ve safra mideye kaçar. Bu, mide zarının iltihaplanmasına (yani safra reflü gastritine) yol açabilir.
Safra reflüsünün sonucunda ortaya çıkan 4 sorun
Yapılan araştırmalarda safra reflüsünün gastriti artırarak mide kanserine yol açabileceği belirlenmiştir.
Safra yemek borusuna kaçarsa gastroözofagal reflü hastalığı benzeri şikayetlere sebep olur. Güçlü asit baskılayıcı ilaçlara rağmen hastalar fayda görmüyorsa safra reflüsünden şüphelenmek gerekir.
Mide asidine veya safraya uzun süreli maruz kalmak, yemek borusunun alt kısmındaki dokuya zarar verir. Hasar görmüş yemek borusu hücrelerinin kansere dönüşme riski artmaktadır. Hayvan çalışmalarında, safra reflüsünün Barrett’s özofagusa neden olduğu belirlenmiştir.
Asit ve safra reflüsü ile özofagus kanseri arasında bir bağlantı vardır ve bu oldukça ilerleyene kadar teşhis edilemeyebilir. Yapılan araştırmalarda, tek başına safra reflüsünün yemek borusu kanserine neden olduğu tespit edilmiştir.
Safra reflüsünün nedeni bunlar olabilir
Cerrahi komplikasyonlar: Safra reflüsünün oluşmasında midenin tamamen veya kısmen alınması veya kilo kaybı için mide baypas ameliyatı dahil mide ameliyatları sorumlu olabilmektedir.
Peptik ülserler: Mide ve bağırsak ülserleri ‘pilorik’ kapağı tuttuğu zaman kapak düzgün bir şekilde kapanmayabilir ve reflüye sebep olur.
Safra kesesi ameliyatı: Safra kesesi çıkarılmış kişiler, bu ameliyatı olmayanlara göre önemli ölçüde daha fazla safra reflüsüyle yüz yüze gelir.
Modern yöntemlerle hızlıca teşhis konulabiliyor
Reflü teşhisi, sadece hastanın şikayetlerini dinleyerek konulabilmektedir. Ancak asit reflüsü ile safra reflüsü arasında ayrım yapmak için, hasar-zedelenme-ülser seviyesini görmek ve kanser öncesi değişiklikleri kontrol etmek için bazı testler yapmak gerekmektedir.
Endoskopi: Boğazdan kameralı, ince, esnek bir tüp ile (endoskop) girilerek midede ve yemek borusunda safra, peptik ülser veya iltihaplanmanın araştırılması işlemidir. Ayrıca Barrett's özofagusu veya yemek borusu kanserini test etmek için doku örnekleri yani biyopsi alınabilir.
PH metre: Bu testte, ucunda bir prob bulunan ince, esnek bir tüp (kateter) burundan yemek borusuna gönderilir. Prob, yemek borusundaki asidi 24 saatlik bir süre boyunca ölçer. Böylece yemek borusunun asit veya safra maruziyeti belirlenir.
Yemek borusu empedansı: Bu test, gaz veya sıvıların yemek borusuna geri akıp akmadığını ölçer. Asidik olmayan (safra gibi) maddeleri kusan ve asit probu ile tespit edilemeyen kişiler için faydalıdır.
Reflü şikayetlerini azaltan 7 öneri
Yaşam tarzında yapılacak değişiklikler ve ilaçlar, asit reflüsü için çok etkili olabilir, safra reflüsünün tedavisi zordur. Ancak birçok insan hem asit reflüsü hem de safra reflüsünü birlikte yaşadığı için, şikayetler yaşam tarzı değişiklikleri ile hafifleyebilmektedir.
Sigarayı bırakın: Sigara içmek mide asit üretimini artırarak, mide kapaklarını gevşeterek ve yemek borusunun korunmasına yardımcı olan tükürüğü kurutarak reflüyü artırır. Onun için sigara bırakılmalıdır.
Daha küçük porsiyonlar tercih edin: Az ve sık yemek, alt özofagus sfinkterindeki baskıyı azaltarak kapağın yanlış zamanda açılmasını önlemeye yardımcı olmaktadır.
Yemek yedikten sonra dik durun: Yemekten hemen sonra yatılmamalıdır. Özellikle sahurdan sonra bir süre beklenilmeli, midenin boşalması için zaman tanınmalıdır.
Yağlı yiyecekleri sınırlayın: İftar ve sahurda yüksek yağlı yemekler yemek, alt yemek borusu sfinkterini gevşetir ve yiyeceğin midenizi terk etme hızını yavaşlatır.
Sorunlu yiyecek ve içeceklerden kaçının: Bazı besinler mide asidi üretimini artırır ve alt yemek borusu sfinkterini gevşetebilir. Ramazan boyunda kaçınılması gereken yiyecekler arasında kafeinli ve gazlı içecekler, çikolata, narenciye yiyecekleri ve meyve suları, sirke bazlı soslar, soğan, domates bazlı yiyecekler ile baharatlı yiyecekler ve nane bulunur.
Yatağınızı kaldırın: Vücudunuzun üst kısmı 10- 15 santimetre yukarıda olacak şekilde uyuyun. Yatağınızın başını bloklarla kaldırmak veya köpük takozda uyumak ekstra yastık kullanmaktan daha etkilidir.
Rahatlayın-stresten uzak durun: Stres altındayken sindirim yavaşlar ve muhtemelen reflü semptomları daha da kötüleşir. Derin nefes alma, meditasyon veya yoga gibi gevşeme teknikleri yardımcı olabilir.
Hibya Haber Ajansı