Cumhuriyet Halk Partisi, Parti Örgütü Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenme’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını her yıl tekrarlanan felaketler karşısında sürekli başarısız olduğunu söyleyerek, “Öyle bir noktaya geldi ki Adalet ve Kalkınma Partisi, her yıl aynı sınava giren ve her yıl aynı sınavdan sınıfta kalan bir öğrenci gibi. Sorular aynı, sadece aradan bir sene geçiyor ve sorular tekrar soruluyor ve o soruları tekrar yanıtlayamayan bir öğrenciye dönüşmüş durumda” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi 10. Bölge Toplantısını’nı, Kocaeli’nde; Kocaeli, Sakarya, Düzce ve Bolu il yönetimlerinin katılımı ile yaptı. Toplantıya Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Hürriyet Kaplan ve dört ilin il başkanları katıldı. Salıcı konuşmasında özetle şunları söyledi:

"İlk defa mı yangın yaşıyoruz?"

Cumhuriyet Halk Partisi yerelde gündemine hakim. İlinde ne oluyor, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde ne olmuş, ne söz verimiş ne yapılmamış ve bununla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün üzerine düşen görev ne, Cumhuriyet Halk Partisi örgütü bunun farkında. Eleştirilerimiz kadar olanların da farkında Cumhuriyet Halk Partisi. Çözüm önerilerimiz neler, onları da net bir şekilde ortaya koyan bir dili var Cumhuriyet Halk Partisi’nin. Meseleyi yerel ve ulusal ölçekten küresel ölçeğe alalım. Ülkemizde yangınlar var. İlk defa mı yangın yaşıyoruz? Hayır. Biz bir Akdeniz ülkesiyiz. Ülkemizde koşullar ortaya çıktığında yangınlarla, sellerle, başka türlü afetlerle karşılaşıyoruz maalesef. Dünyada bir küresel ısınma sorunu var. Buzullar eriyor ve o buzulların erimesi iklim krizini tetikliyor.

"Paris İklim Anlaşması’nı onaylamaktan kaçınıyorlar"

Pandemi ile karşılaştık ve halen içindeyiz. Ama bütün bu yaşadıklarımızın ortak noktası var. Bunların küresel aslında ısınmadan kaynaklı felaketler olduğu, bunların önlenebilir olduğu çok açıkken, bizim de defalarca yaptığımız çağrılara rağmen, grup başkan vekillerimizin Meclis Başkanı’na yönelik ısrarlı çağrılarına rağmen Paris İklim Anlaşmasını onaylamaktan kaçınan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Paris İklim Anlaşmasını onaylamaktan kaçınıyorlar çünkü onayladıklarında bu söylediğimiz felaketlere dönük önlemler alınması gerekiyor ve bunun bütün dünya ülkeleri ile birlikte alınması gerekiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, Paris İklim Anlaşmasını imzalamasına rağmen onaylamaktan ısrarla kaçınıyor.

"Tedbir almayı unutur hale geldik"

Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde biz yaşanan felaketlere önceden tedbir almayı unutur hale geldik. İktidara ilk geldikleri 2002 yılında Türkiye’de 176 aynı noktada yangınlar çıkıyor. O gün devletin elinde 16 yangın söndürme uçağı, 3 keşif uçağı var ve dört farklı bölgede konuşlanmış durumda. Bu 176 yangının büyük kısmı çıktıktan hemen sonra, uçaklar olduğu için tedbirler hızlı bir şekilde alınabildiği için söndürüldü, kamuoyunun büyük kısmının belki o yangınlardan haberi bile olmadı. Bahsettiğimiz 2002’nin Türkiye’si. Bu ülkede bir geriye gidiş mi var. Bu ülkede geleceğe dair umut besleyebilecek bir iktidar mı var? Bu ülkede geleceğimizi kurmamıza çaba gösteren, çocuklarımızı daha ileri götürmemizi sağlayan siyasi bir anlayış mı var? Tam tersi. 2002’de olan uçaklar 2021’de yok ama 2002’de olmayan başka uçaklar var. Cumhurbaşkanı’nın o kadar uçağı yoktu 2002’de, şimdin 13 tane uçağı var. Bu bir siyasi tercih. Ortada bir kamu bütçesi var ve bu kamu bütçesinin zengin ettiğin adamdan yana mı kullanacağız iktidar böyle düşünüyor, yoksa 83 milyon vatandaşın lehine mi kullanacağız, Cumhuriyet Halk Partisi öyle düşünüyor. Açık net bir siyasi tercih var.

"Türkiye hiç bu kadar kötü olmadı"

İklim krizi bir sorun ve bütün dünya ile birlikte, dayanışma ile çözeceğiz. Felaketler yaşıyor muyuz, evet yaşıyoruz. Felaketler de yaşıyoruz. Daha önce de yaşıyorduk ama daha önce dere yatağına dikilmiş 10 katlı biralar yoktu bu ülkede. Dere yatağını kapatan imar uygulamaları yoktu bu ülkede. Yanlış yapanlarla mücadele eden bir siyasi anlayış vardı. Türkiye hiç bu kadar kötü olmadı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, Türkiye’ye gösteremediği şey şu: Yangın olur, felaket olur, sıkıntı olur, pandemi olur ama akıllı bir iktidar, devlet aklı ile bakabilen, rasyonel akılla bakabilen bir iktidar bunların tedbirini önceden alır ve gerekenleri yapar. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu yaklaşımı, bu basireti gösterebilecek durumda değil. Öyle bir noktaya geldi ki Adalet ve Kalkınma Partisi, her yıl aynı sınava giren ve her yıl aynı sınavdan sınıfta kalan bir öğrenci gibi. Sorular aynı, sadece aradan bir sene geçiyor ve sorular tekrar soruluyor ve o soruları tekrar yanıtlayamayan bir öğrenciye dönüşmüş durumda Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı. O yüzden bu iktidarın değişmesi gerekiyor.

"4 milyon dolar ayırmadıkları için.."

11 Büyükşehir Belediye Başkanımız döndü dedi ki; ‘4 milyon dolara ihtiyacınız varmış o uçakları tamir edip uçurmak için, o dört milyon doları biz vermeye hazırız’ dedi. 4 milyon doları ayırmadıkları için ülkemiz yanıyor. Daha önce 50 milyon dolarımız yok diye Tank Palet Fabrikası’nı da Katarlılara vermişlerdi. Ama yandaşları istedikleri kadar parayı, istedikleri koşullarda peşkeş çekmekten uzak durmuyorlar. Beşli çeteyi zenginleştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Türkiye’yi bu hale getirdiler.

"CHP iktidarını kurma zamanı geldi"

‘O dört milyon doları veririz’ diyen belediye başkanları, 31 Mart seçimlerine seçilmeden ne diyorlardı, ‘Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına oy verirseniz maazallah Türkiye uçurumun kenarına geldi, bu artık bir bekaa meselesi. Türkiye beka meselesi ile karşı karşıya kalır’ diyorlardı. Hani Ankara’da belediyenin faturaları, terör örgütü mensupları tarafından dağıtılacaktı; hani İstanbul seçimleri çalınmıştı; hani tüm Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları göreve geldiğinde sosyal yardımları kesecekti. Vatandaşlarımız bu yalanların hiç birisine itibar etmedi. O belediye başkanlarımızı göreve getirdi, o belediye başkanlarımız da Adalet ve Kalkınma Partisi’nin söylediği bu yalanların hepsini teker teker ortaya çıkardı. Biz 31 Mart seçimlerinde önemli bir siyasi başarı sağladık. İktidarın her türlü engellemesine rağmen hizmet etmeye devam ediyorlar. Belediye Başkanlarımızın yürüttüğü bu çabayı, örgütümüzün yıllardan beli sokak sokak dolaşarak verdiğimiz bu çabayı, parlamento grubumuzun Meclis’te verdiği mücadeleyi, genel merkezimizin çabasını birleştirerek bizim önümüzdeki ilk seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını, halkın iktidarını kurarak Türkiye’de yeni bir dönemi başlatan bir siyaseti başlatmalıyız. Bu mümkün. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarını kurma zamanı geldi."


Hibya Haber Ajansı