İsrail, Cuma gecesi 200'den fazla Filistinlinin yaralandığı çatışmaların ardından Cumartesi günü güvenlik operasyonunu güçlendirdi.

Çevik kuvvet polisleri, Ramazan ayının son Cuma günü aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu ibadet edenlerin namaz kıldığı El Aksa Camii'nin içindeki Filistinlilere plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve şok bombası attı.

İslam'ın üçüncü kutsal yerinde ve işgal altındaki Doğu Kudüs çevresinde yaşanan çatışmalar, planlanan tahliyelere duyulan öfkenin arttığı bir dönemde gerçekleşti.

Suudi Dışişleri Bakanlığı, "Suudi Arabistan, İsrail'in Kudüs'teki onlarca Filistinliyi evlerinden çıkarma ve üzerlerine İsrail egemenliği dayatma planlarını ve önlemlerini reddediyor" dedi.

Geçen yıl İsrail ile ilişkileri normalleştiren BAE, planlanan tahliyeleri "şiddetle kınadı". Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Halife El Marar, İsrailli yetkililere "Filistinli sivillerin dinlerini uygulama hakkına gerekli korumayı sağlamak ve mescid-i Aksa Camii'nin kutsallığını ihlal eden uygulamaları önlemek için uluslararası hukuka uygun olarak sorumluluklarını üstlenmeleri" çağrısında bulunmuştu.

Umman ayrıca, Kudüs kentinde Filistin halkının evlerinden alınmasına yönelik politika ve prosedürleri reddettiğini söyledi ve sultanlık " başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurma meşru haklarını desteklemedeki kararlı tutumunu" yineledi.

Cumartesi günü gerginlik tırmanırken, İsrail polisi, bir sürü Filistinlinin El Aksa'ya ulaşmasını engellemek için Kudüs'e giden ana otoyol üzerindeki Ebu Ghish köyü yakınlarında barikatlar kurdu. Kavga çıktı ve polis şok bombası attı.


Filistinliler otobüslerini bırakıp kalan 20 km'lik el Aksa'ya yürümeye başladıklarında, yerel halk onları özel arabalarla almaya geldi.

Kudüs'te gece geç saatlerde yaşanan çatışmalar, İsraillilerin filistinlilerin tamamını tahliye etmeye ve evlerini aşırı aşırı Yahudi yerleşimcilere teslim etmeye çalıştıkları Şeyh Jarrah mahallesinde günlerdir süren gerginliğin ardından geldi.

Waqf Konseyi, Ürdün, ABD, AB ve Avrupa ve Arap ülkeleri kentteki şiddet olaylarını kınayan bildiriler yayınladılar. ABD, tüm taraflara İsrail ile Filistinliler arasında yerleşim yerleri de dahil olmak üzere nihai statü müzakerelerine zarar verebilecek eylemlerden kaçınmaları çağrısında bulundu. BM Güvenlik Konseyi'nin 2334 sayılı kararı tüm yerleşimleri yasa dışı kabul ediyor.

Pazar günü Ürdün, İsrail'i camide ibadet edenlere yönelik "barbarca" saldırılara son vermeye çağırdı.
Hükümetten yapılan açıklamada, "İsrail polisi ve özel kuvvetlerinin camiye yönelik ihlallerden ibadet edenlere yönelik saldırılara kadar yaptıkları, reddedilen ve kınanan barbarca (davranıştır).

El Aksa Camii'nin yeniden inşası için Haşimi Fonu İcra Direktörü Wasfi Kailani, Arab News'e verdiği demeçte, İsrail'in eyleminin mazereti olmadığını söyledi.

"Cuma gecesi olanlar affedilemez. Ramazan ayının son 10 kutsal gününde caminin kutsallığını ihlal etmek haramdır ve ibadet hakkının açık bir ihlalidir. Statükosuna sahip çıkmalı."

Kudüs Waqf Konseyi üyesi Kailani, İsrail güçlerinin sadece ibadet edenlerin barışını ihlal etmekle kalmayıp, kliniği ve kapıları da dahil olmak üzere cami mallarını da yok ettiğini söyledi.

Kudüs Tüccarlar Komitesi Başkanı Hijazi Risheq Arab News'e verdiği demeçte, İsrail güçlerinin saldırılarının Yahudi aşırılık yanlılarının Pazartesi günü "Kudüs Günü" olarak adlandırdıkları El Aksa'ya geniş çaplı sızma tehditleri sonrasında Filistinlilere gözdağı vermek için yapıldığını söyledi.

"Ancak Kudüs halkı korku bariyerini aştı ve artık İsrail askerlerinden veya İsrail hapishanelerinden korkmuyor." Rüştü, Arap ve İslam ülkelerini Filistinlilerin camiyi savunmasına yardım etmeye çağırdı.