Açıklama metnine baktığımızda, TCMB’nin enflasyonda Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği ifadesini koruduğu gözüküyor. Geçen aydan farklı olarak, para politikası duruşuna ilişkin olarak geçen PPK metninden çıkardığı “sıkı” ifadesini de metine tekrar eklediği dikkat çekiyor. Metine bütün olarak bakıldığında, genel olarak geçen aykine çok benzemekle beraber, TCMB’nin emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, baz sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış gibi küresel enflasyonda (hem TÜFE hem de ÜFE) yükselişe neden olan faktörlere daha fazla vurgu yaptığı görülüyor.
TCMB Eylül/Ekim’den itibaren politika faizini indirme eğiliminde olabilir, ancak TL’de potansiyel ek değer kayıpları faiz indirimlerinin önüne geçebilir. TCMB’nin enflasyonda belirgin düşüşü Eylül/Ekim’den itibaren beklediği dikkate alındığında, o zamana kadar faizleri sabit tutma eğiliminde olduğu sonucu çıkarılabilir. Bununla beraber, TL’de devam eden değer kaybı eğilimi ve küresel emtia fiyatlarındaki yüksek seviyelerin enflasyonda beklenen düşüşü geciktirebileceğini ve bu durumun da (örneğin $/TL kurunun 9,0 seviyesine yaklaşması ya da aşması) potansiyel faiz indirimlerini zorlaştırabileceğini de belirtmek gerek. Bu açıdan, TCMB’nin planladığı kademeli faiz indirimi sürecinin, iç politikaya ilişkin ve jeopolitik gelişmeler (ABD, Rusya ve AB ile ilişkiler) ile birlikte küresel risk iştahının seyrine de (özellikle ABD’de enflasyon beklentileri ile 10-yıllık tahvil faizlerinin seyri ve FED yetkililerinden gelecek mesajlar) büyük ölçüde bağlı olacağını söyleyebiliriz.
Kaynak Gedik Yatırım
Hibya Haber Ajansı