Merkez Bankası, yeni Başkanı Sn. Naci Ağbal yönetiminde yeni politika uygulamalarını ilerleterek, 24 Aralık toplantısında enflasyona karşı güçlü bir sıkılaşma gerçekleştirdi. 1 hafta vadeli repo faizi bizim beklentilerimize paralel bir şekilde 200 baz puan artırılarak, %17 seviyesine getirildi. Merkez Bankası, enflasyonda belirgin ve kalıcı düşüş belirtileri görülene kadar politikaları sıkı tutma sözü verdi ve gerekli koşullarda daha fazla sıkılaşma olabileceğini yineledi. İletişimi güçlü kurarak işe başlayan Merkez Bankası’nın aksiyon bacağında beklenen politikaları uygulaması, kredibilite tesisi anlamında da olumlu etki yapmaktadır.

 

Enflasyon riskleri bir süre daha devam edeceğinden dolayı, Merkez Bankası’nın faizi güvenli bir seviyede konumlandırdığını düşünüyoruz. Kasım ayında enflasyon, beklentileri aşarak %14 seviyesine geldi. Enflasyonun genel eğilimi ve mevcut fiyat ve maliyet gelişmelerine baktığımızda ilave risklerin söz konusu olduğunu görüyoruz. TRY’nin değer kaybetmesinden kaynaklı geçişkenlik unsuru, petrol ve emtia fiyatlarındaki artış ve mevsim koşullarından dolayı gıda fiyatlarının hızlı yükselmesi hem mevcut yükselişte, hem de görülebilecek ilave yükselişlerde etkilidir. Geçmiş kur artışları, ÜFE’de de görülebileceği üzere üreticiler tarafındaki maliyet yüklenimi etkisinin devam etmesine neden olmaktadır, bu nedenle TÜFE yüksek kalmaya önümüzdeki aylarda da devam edecektir. Bu kapsamda enflasyonun Nisan ayına kadar olan süreçte yukarı hareketini sürdürerek %15’li seviyelere gelmesini bekleriz. Merkez Bankası, önümüzdeki yıl enflasyonun %9,4’e inmesini hedefliyor.

 

TCMB faiz oranlarının artış süreci… Kaynak: Bloomberg, TCMB

 

Bir diğer kriterimiz olan reel faizde ise, diğer gelişmekte olan ülkelere göre güçlü bir konum elde ettik. %17’lik politika faizi, %14’lük enflasyon ile düzeltildiğinde %2,6 oranına gelen reel faiz bizi gelişen ülkeler arasında en yüksek getirisi olanlardan birisi haline getiriyor. Bu durumun, yabancı portföy girişlerini olumlu etkilemesini ve sürekli hale gelen yabancı girişlerinin de lokallerin güvenini artırmasını bekleriz. Hem faiz artışının, hem de yeni yılda aktif rasyosunun kalkacak olması itibariyle mevduat faizleri artacaktır. TRY’nin reel getiri etkisi, dövizin sınırlanan potansiyeline göre daha cazip gelebilir, ancak lokallerin tam olarak DTH’lardan TRY’ye geçişi biraz zaman alacaktır. Enflasyonda yılın ortalarından itibaren olacak düşüş sürecinin, bu ters para ikamesi olayına daha fazla katkıda bulunmasını bekleriz.

 

Gelişmekte olan ülkelerin reel faiz oranları… Reel faiz = ((1+faiz)/(1+enflasyon))-1 Kaynak: Bloomberg…

 

Merkez Bankası’nın, enflasyonla mücadele ve sade para politikasına bağlılık sürecinde finansal koşulları yılın ilk yarısında, “en az mevcut” seviyelerde sıkı tutmasını bekleriz. Kredi büyümesinin yavaşlayarak büyümenin dengeye girdiği, aşırı kredi büyümesinden kaynaklı risklerin hafiflediği, bu süreçte de TRY’nin istikrar kazanarak enflasyon düşüşüne katkıda bulunduğu bir süreç, bu politikanın amacını oluşturmaktadır. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın faizleri düşürme koşulu, enflasyonun düşmesine bağlı olacaktır. Enflasyonun kalıcı ve kayda değer düşüşü, Merkez Bankası’na faizleri normalleştirerek ekonomiyi hızlandırma imkanını verecektir.

 

Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı