Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Büyükyurt köyündeki kabristanda bulunan çantı tekniğiyle oluşturulmuş ilginç ahşap mezarların tarihlendirmesi yapıldı.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ünal Akkemik ile yüksek lisans öğrencisi Hakan Çelik söz konusu mezarları oluşturan ahşapların incelemesini tamamladı.

Prof. Dr. Akkemik, HİBYA'ya yaptığı açıklamada, halen aktif olarak kullanılan mezarlıkta yaklaşık 20 tane ahşap çantı tekniğiyle yapılmış, bazıları oldukça iyi durumda, bazıları da dağılmaya yüz tutmuş mezar bulunduğunu söyledi.

Mezarların hangi döneme ve kimlere ait olduklarının bilinmediğini belirten Akkemik, ''Her birinden 2 örnek alınan mezarlara birer numara verildi ve arazideki yaklaşık yerleri krokide belirtildi. Mezarlara ek olarak yapım yılının 1935 olduğu belirtilen ahşap camiden de örnek alınarak ahşapların kesim dönemleri incelendi.'' dedi.

Akkemik, alınan 26 örnek üzerindeki tüm tanı ve tarihlendirme çalışmalarının İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Anabilim Dalı'ndaki Odun Anatomisi ve Yıllık Halka Araştırmaları Laboratuvarı'nda gerçekleştirildiğini bildirdi.

Camiden alınan 4 örnekten 3'ünün tarihlendirmede kullanılabildiğini, sonuca göre ağaçların 1906 yılında kesildiğini, örneklemeye göre en eski mezarın 1871, en son yapılan mezarın da 1944 yılına tarihlendiğini aktaran Akkemik, şu bilgileri verdi:

''Mezarlar geniş bir aralığa tarihlendirilmiştir. Bu çalışmayla 11 mezardan 9'unun ve köyün ahşap camisinin tarihlendirmesi gerçekleştirilmiştir. Mezarların genel olarak yapım dönemleri belirlenirken 1 mezarda birinci örnek 1919 yılına, ikinci örnek de 1964 yılına tarihlenmiştir. Bu mezarın yılının diğer mezarlarla benzer dönem olarak 1919 yılı olabileceği, 1964’ten sonra da bir onarım geçirmiş olabileceği düşünülmektedir. Çünkü mezarlıkta ahşap mezarlar, taş mezarlar ve son dönemdeki mermer mezarlar olmak üzere üç ayrı mezar tipi bulunmaktadır. Mezarlıkta 1960’lı yıllardan itibaren taş ve  mermer mezarların olmasından dolayı ahşap çantı tekniği ile yapımların 1950’lerden itibaren terk edildiği düşünülebilir ve o nedenle de 1964 yılına tarihlenen örneğin bir onarım olma olasılığının yüksek olduğu değerlendirilebilir.''

 

Prof. Dr. Akkemik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Muhtar tarafından verilen bilgilere göre Büyükyurt köyü, 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başlarında Büyükyurt Yaylası olarak kullanılmış ve sonrasında evlerin yapılmasıyla yerleşim köy haline gelmiştir. Ahşap çantı tekniğiyle yapılan mezarların da tarihi yayla olarak kullanıldığı ve hemen sonrasındaki döneme denk gelmiştir. Köy yerleşiminden itibaren de taş ve mermer mezarlara dönülmüştür. Ahşap mezarların yayla kültürünün bir parçası olarak da incelenmesi, yörenin kültürel geçmişine katkı sağlayacaktır. Yaptığımız araştırmalarda bu mezarlara ilişkin herhangi bir bilgi ve makaleye rastlanamamıştır. Gözlem ve değerlendirmelerimiz, tarihsel değeri bulunan bu mezarların yapım tekniği ile sosyolojik ve antropolojik açıdan daha detaylı bir şekilde araştırılması gerektiği sonucuna ulaştırmıştır.''

 

Diğer yandan, köy camisindeki ahşapların kesim yılı ile cami yapım tabelası arasında 30 yıla yakın bir fark oluştuğuna işaret eden Ünal Akkemik, şunları kaydetti:

''Dendrokronolojik (Ağaç halkalarıyla tarihleme  yöntemi) analizler ahşapların kesim yıllarına, hatta kabuklu örneklerde mevsimlerine kadar hassasiyette sonuç verebilmektedir. Büyükyurt köyü camisinde de en son halkası bulunan örneklerde, ilkbahar odunu oluşmuş yaz odunu oluşmamış olması nedeniyle ağaçların ilkbahar - yaz arasında kesildiği değerlendirilmiştir. 1906 yılına tarihlendirilen bu örnekler caminin temel kısmında kullanılmıştır. Temel kısımlarındaki ahşap malzemenin değişme olasılığı genellikle çok düşük olduğundan bunlar genellikle yapım dönemlerine aittir. O nedenle, köyde halen kullanılmakta olan ahşap caminin tabelasında 1935 yazmasına rağmen temel kısmından alınan örneklerle caminin 1906 - 1907 yıllarında yapılmış, 1935 yılında da onarım geçirmiş olabileceği sonucuna ulaşılmıştır.''

Mehmet Bayer
Hibya Haber Ajansı