Türkiye ekonomisinin Eylül ayına kadarki 3 aylık dönem büyümesi, genel anlamda piyasanın beklediği doğrultuya biraz yakın olmakla beraber; Covid aşılarının daha hızlı kullanılma sunulması, ihracattaki toparlanma ve güçlü iç talebin etkisiyle yıllık bazda %7,4 olarak gerçekleşti. Mevsimsel ve iş günü etkisinden arındırılmış rakamlar, son çeyrekte önceki üç aya göre %2,7'lik bir genişleme gösterdi. Büyüme performansı, G-20 emsallerini oluşturan birçok ülkeden ve 3Ç20 dönemine ait %6,3’lük oranın üzerinde gerçekleşti. 2020’deki pandemi kaynaklı zorlanmanın etkisinden hızlı bir dönüşe işaret eden 2021 rakamları, büyüme dinamikleri itibariyle tüketimi destekleyen faiz indirimleri ve devlet destekli kredi teşviği kombinasyonu ile liranın değer kaybetmesine ve fiyat artışlarının hızlanmasına neden olan bir bileşime de işaret etmektedir.

 

GSYH raporundan bazı önemli noktalara bakacak olursak;

 

·        Hanehalkı tüketimi -- ekonominin yaklaşık üçte ikisini oluşturduğu tahmin ediliyor -- büyümenin ana itici güçlerinden biri olmaya devam ediyor. Bir önceki yıla göre %9,1 arttı.

·        Yıllık GSYİH büyüklüğü, önceki üç aylık dönemde 765 milyar dolardan üçüncü çeyrekte 795,2 milyar dolara yükseldi.

·        İhracat yıllık bazda %25,6 arttı. İthalat %8,3 düştü.

·        İşletmelerin yatırımlarının bir ölçüsü olan brüt sabit sermaye oluşumu yıllık %2,4 küçüldü.

·        Hükümet harcamaları, önceki çeyrekte revize edilen %3,4'lük artışın ardından %9,6 arttı.

 

 

GSYH büyüme hızı… (Kaynak: Bloomberg, TÜİK)

 

Net ihracat katkısı ve sanayideki ciddi hareketlenme ile bu iki gösterge, büyüme açısından güçlü bir görüntüyü desteklediler. Dış talepteki artış ihracatı desteklerken, iç talepte kur kaynaklı olarak zorlayıcı etkileri yavaş yavaş görmeye başladığımızın işaretlerini ithalat azalması eşiğinde gözlemlemiş bulunuyoruz. Bu göstergelerin kurun şu anki seviyelerden çok daha düşük olduğu 3Ç21’de tüketim bazlı ithalat ekseninde görülmüş olması, 4Ç21 döneminde daha hızlı bir iç talep düşüşü görebileceğimize işaret etmektedir. Buna bağlı olarak 4Ç21 büyümesini talep eksikliği kaynaklı yavaşlama ve küresel tedariklerdeki sıkıntının potansiyel üretim eğilimlerini yavaşlatması gibi etkenlerle daha aşağı standartlarda görebiliriz. Öncü göstergeler, ekonomik güven endeksinin bir önceki aydaki 101,4'e kıyasla Kasım'da 99,3'e düşmesine rağmen 4Ç21’de faaliyetin güçlü kaldığını gösteriyor.

 

Merkez Bankası, Eylül ayından bu yana borçlanma oranlarını 4 puan indirdi. Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi sonrasındaki para birimi zayıflaması, enflasyonu körüklemesi bakımından gelirleri aşındırıcı bir tehdit oluşturmaktadır. Bu bakımdan 2021 büyümesinin yüksek bir kompozisyonda sürdürülmesine yönelik olarak bazı kayda değer riskler bulunmaktadır. Sürdürülebilirlik açısından, özellikle yatırım bazlı büyümenin makro politika zemini itibariyle desteklenmek istendiğini görüyoruz. Nitekim, Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz indirimi taleplerinin perspektifinde de istihdam yaratmak ve büyümeyi hızlandırmak yatmaktadır. Bu söylem, eylem patikası ve mevcut ekonomi perspektifindeki düşük faiz yaklaşımı çerçevesinde; Merkez Bankası Başkanı Sn. Şahap Kavcıoğlu yönetiminin 16 Aralık’ta faiz belirleme toplantısında indirimlere devam etme olasılığı yüksek görünmektedir.

4Ç21’de daha düşük bir büyüme standardizasyonunu oluşmasını beklemekle beraber, yılın genelinde çift hane veya ona yakın bir büyüme olacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda elde ettiğimiz 3Ç21 büyüme verisine istinaden, 2021 yılı genel büyüme oranı beklentimizi %10,3 olarak oluşturuyoruz. Gelecek yıl %4,1 oranına doğru yavaşlamasını beklediğimiz ekonomik büyüme açısından, küresel ve yurtiçi ekonomik faaliyete dair risk ve belirsizlikleri aşağı yönlü çekince unsuru olarak belirmek isteriz.

Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı